Hz. Hamza'nın etini yiyen cehennemde yanmaz mı?

Tarih: 17.07.2015 - 00:51 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Pek çok islami olduğunu iddia eden internet sitelerinde aşağıdaki bilgi veriliyor:
"Hazreti Peygamber (aleyhisselâm), Hazreti Hamza’nın ciğerinin Hind tarafından çiğnendiği haber verilince Peygamberimiz (aleyhisselâm) “Ondan bir şey yedi mi?” diye sordu. Eshâb “Hayır” dedi. Peygamberimiz (aleyhisselâm) “Hamza’nın etinden bir şey tadanı, Allahü teâlâ ebedî olarak Cehenneme haram kılmıştır, yaktırmayacaktır” buyurdu."
- Bu doğruysa ne demektir?
- Hind Binti Utbe, cehennemden Hz. Hamza'nın etini yiyerek mi kurtulmuştu?
- Bu doğru olsaydı herhalde, cehennemden kurtulmak isteyenler Hz. Hamza'nın cesedinden bir parça bile bırakmazlardı.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bu konu hem Sünni hem Şii kaynaklarının bazılarında da yer almıştır.

Şii kaynaklarındaki kıssanın özeti şudur:

“Hind Hz. Hamza’nın ciğerini ağzına almış fakat yutamadığı için geri dışarı atmıştır.” Bu husustan haberdar olan Ebu Abdillah (İmam Cafer-i Sadık) aleyhisselam şöyle demişti: “Allah Hamza’nın bir parçasının cehenneme girmesine izin verecek değildi.” (bk.Ali b. İbrahim el-Kummi,  Tefsiru’l-Kummi, 1/116)

- el-Kadi en-Numan el-Mağribi de aynı kıssayı anlattıktan sonra, Hz. Peygamber (asm)'in şöyle dediğini bildirmiştir:

“Hind’in Hamza’nın ciğerini yemesi mümkün değildir, Allah onun parçasının cehenneme gitmesine izin vermez.” (Şerhu’l-Ahbar, 1/275)

- Bazı Sünni kaynaklardaki benzer bir bilgi de şöyledir:

Hz. Peygamber, Hind’in Hz. Hmaza’nın ciğerini yutmaya çalıştığını duyunca, “Onun etinden bir şey yedi mi?” diye sordu. “Hayır” cevabını alınca da şöyle dedi:

“Allah Hamza’nın etini ateşe haram kılmıştır.” (bk. İbn S’ad, et-Tabakat, Beyrut, 1410/1990,  3/ 8-9; es-Siretu’l-Halebiye, 2/331; İbn Kesir, Tefsir, 2/135)

- İmam Ahmed b. Hanbel de aynı bilgiye yer vermiştir. (bk. Müsned, 1/463)

Ancak İbn Kesir de aynı bilgiyi İbn Hanbel’den aktarmış ve bu konuda “Ahmed Teferrüd etmiş” (Tek başına kalmış) diyerek, rivayetin zayıflığına işaret etmiştir. (bk. İbn Kesir, Tefsir, 2/115)

- İbn Hacer gibi en büyük bir hadis otoritesinin bu konuya değinmesine rağmen, “Allah Hamza’nın etini ateşe haram kılmıştır.” şeklindeki bir bilgiye yer vermemesi, dikkate değer bir ayrıntı olsa gerektir.

- Özetlersek,  -sahih olup olmadığı tartışılabilen- bu bilgilerin hedefi, Hind’in cehennemlik olduğunu, bu sebeple de Hz. Hamza’nın ciğerini yutamadığını, çünkü eğer yutsaydı, o parça da onunla birlikte cehenneme gitmiş olacağını seslendirmektir. Yoksa, “Hz. Hamza’nın etini yiyen herkesin cehennemden kurtulacağı” manası son derece yanlıştır.

Diğer taraftan, Hind, bizzat Peygamber Efendimiz (asm)'den biat alarak Müslüman olması da sorudaki rivayete şüphe düşürmektedir.

Hind, Mekke’nin fethinde, Ebtah mevkiinde veya Safâ tepesinde bulunan Resûl-i Ekrem (asm)’in yanına gitti. Ona biat etmek isteyen kadınların arasına karışarak huzuruna çıktı. Resûl-i Ekrem kadınlardan Allah’a şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, iftirada bulunmamak ve iyi iş yapma hususunda Peygamber’e karşı gelmemek üzere (Mümtehine, 60/12) kendisine biat etmelerini isteyeceğini söyleyince Hind erkeklerden istemediği şeyleri kadınlardan istediğini, bununla beraber biat edeceklerini söyledi. Yüzü kapalı olduğu için Resûl-i Ekrem (asm) onu tanıyamamıştı.

Biat konularından biri olan hırsızlık yapmama meselesi üzerinde durulurken Hind kocasının cimri olduğunu, kendisinin ve çocuklarının bütün ihtiyaçlarını karşılamadığını, bu sebeple ona sormadan malından harcama yaptığını belirterek buna hakkı olup olmadığını sordu. Hz. Peygamber (asm) de aşırı gitmemek şartıyla onun malından kendisine ve çocuklarına yetecek kadar bir miktarı alabileceğini ifade etti. (Buhârî, Büyû, 95; Müslim, Akzıye, 7-9)

Orada bulunan Ebû Süfyân daha önce aldıklarını kendisine helâl ettiğini söyleyince Resûl-i Ekrem Hind’i tanıdı.

Kadınların zina etmemesi üzerinde konuşulurken Hind söze karışarak hür kadının zina edemeyeceğini söyledi.

Sıra çocukları öldürmeme maddesine gelince, “Onları siz öldürdünüz.” veya “Biz onları küçükken yetiştirdik, büyüdükleri zaman sen onları Bedir’de öldürdün.” dedi.

İftira üzerinde durulurken Hind tekrar söze karışarak şunları söyledi: “İftira çirkin şeydir, sen bize güzel ahlâkı emrediyorsun.”

Peygamber (asm)’e karşı gelmeme teklifi üzerine de “Biz bu yüce divana sonradan isyan etmemek niyetiyle geldik.” dedi… (bk. Ebû Dâvûd, Tereccül, 4)

Resûl-i Ekrem (asm)’in kendisini iyi karşılaması ve daha önce yaptıkları üzerinde durmaması Hind’i son derece memnun ettiği için ona, bir zamanlar yeryüzünde perişan olmasını en çok istediği ailenin Peygamber ailesi olduğunu, fakat artık gözünde bu aile fertlerinden daha değerli bir kimse bulunmadığını ifade etti. (Buhârî, Eymân, 3, Ahkâm, 14; Müslim, Aķżıye, 8)

Hind oradan ayrıldıktan sonra evine gitti ve bütün putları kırdı. Onun kızarttığı iki oğlağı bir câriyesiyle Hz. Peygamber (asm)’e sunduğu, koyunları çok az kuzuladığı için daha fazlasını gönderemediğini belirttiği, Resûl-i Ekrem (asm)’in de onların çoğalması için dua ettiği, daha sonraları sürülerinin çoğaldığı, Hind’in zaman zaman bu olayı anarak kendilerini İslâmiyet’le şereflendiren Allah’a hamdettiği kaydedilmektedir. (bk. DİA Hind Md.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun