Hz. Hamza’nın kızı bebekken mi evlendirildi?

Tarih: 16.08.2024 - 11:38 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. Hamza’nın kızı Ümame’nin bebek yaşta evlendirildiği söyleniyor, doğru mu?
- Ümame hakkında bilgi verir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Şehitlerin Efendisi olan Hz. Hamza (ra)’nın kızı Ümame, bebekken değil, evlilik yaşına gelince bizzat Peygamber (asm) evlendirilmiştir.

Resul-i Ekrem (asm), şehid olmasından itibaren Hz. Hamza’nın (ra) aile ve çocuklarının bakım ve gözetimini bizzat üstlendi. Onun kızı Ümame’yi Habeşistan’dan dönmesinin ardından Cafer b. Ebu Talib’in (ra) himayesine verdi. Çünkü Cafer’in hanımı Esma, onun teyzesiydi.(1)

Hz. Peygamber Efendimizin (asm), Hz. Hamza’nın kızı Ümame’yi evlilik çağına gelmeden Ebu Seleme’nin oğluyla evlendirdiğini gösteren rivayet zayıftır.(3)

Ümame bint Hamza (r. anhüma)

Ümame bint Hamza b. Abdilmuttalib el-Hâşimiyye (ö. 65/685’ten sonra),

Hz. Hamza’nın kızı ve sahabidir.

Ümame, Mekke’de doğdu. Annesi sahabilerden Selma bint Umeys’tir. Ümame, Ümmü’l-Fazl künyesiyle anılmış, ismi hakkında farklı rivayetler nakledilmiştir. Vakıdî onun adını Umare, Ebû Nuaym ve İbnü’s-Seken Fatıma diye kaydeder. Adının Emetullah veya Ümmü Ebiha olduğunu rivayet edenler de vardır. Umare ismi, Ebu Umare künyesiyle anılan Hz. Hamza’nın Umare adındaki oğlu ile karıştırılmasından kaynaklanmıştır.

Ümame’nin baba bir kardeşleri Umare, Amir ve Yala, ana bir kardeşleri Abdullah ve Abdurrahman b. Şeddad’dır.

İslam’ı ne zaman kabul ettiği bilinmeyen Ümame 7 (629) yılına kadar Mekke’de yaşadı. Hz. Peygamber (asm) ve ashabı o yıl Umretü’l-kaza için Mekke’ye gelmişti. Mekke’deki kalma sürelerini tamamlayıp Medine’ye dönmek üzere yola çıktıklarında Ümame, Resul-i Ekrem (asm)’in peşine takıldı ve kendisini de beraber götürmesini istedi. Bunu gören Hz. Ali Ümame’yi Hz. Fatıma’ya verdi, o da onu devesinin mahfesine aldı.(4)

Umre kafilesi Medine’ye yaklaşınca Ümame, Uhud Gazvesi’nde şehid düşen babasının mezarı hakkında sorular sormaya başlar. Hassan b. Sabit onun bu konudaki merakını giderir ve kendisini teskin eder. O sırada söylediği beyitlerde, “O kız değerli ve şecaat sahibi efendiyi sorup duruyor, kötülükler karşısında erkenden ve hızla yola çıkan cesur kişiyi.” diyerek Hz. Hamza (ra)’yı methetti; ardından da “Ona dedim ki ey Ümame şehidlik rahat ve huzurdur, Gafur olan Rabbin rızasına ermektir.” dedi.(5)

Medine’ye vardıklarında Ümame’nin himayesi konusunda Hz. Ali ile Cafer b. Ebu Talib ve Zeyd b. Harise arasında anlaşmazlık çıktı. Hz. Ali, Ümame’yi Mekke’den kendisinin getirdiğini, ayrıca onun amcasının kızı olduğunu, bundan dolayı kendi himayesinde kalması gerektiğini söyledi. Cafer ise Ümame ile amca çocukları olmaları yanında eşi Esma bint Umeys’in onun teyzesi olduğunu söyledi ve Ümame’nin kendisinin yanında kalmasını istedi. Zeyd de Resulullah’ın kendisiyle Hamza’yı kardeş ilan ettiğini, bu sebeple Ümame’nin kardeşinin kızı sayıldığını, onun bakımıyla ilgilenme konusunda önceliği bulunduğunu ileri sürdü. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (asm) teyzenin anne gibi olduğunu belirterek(6) Ümame’nin teyzesinin yanında kalmasını uygun gördü ve onun hidane hakkını Cafer’e verdi.

Daha sonra Hz. Ali (ra), Resulullah (asm)’ın Ümame ile evlenmesi düşüncesini ona açtı; ancak Hz. Peygamber (asm), amcası Hamza (ra) ile sütkardeşi olduklarından Ümame ile evlenemeyeceğini söyledi.(7)

Resul-i Ekrem (asm), Ümame’yi her zaman koruyup gözetirdi, kendisine gelen hediyelerden ona da gönderirdi. Ükeydir b. Abdülmelik’ten gelen ipek bir kaftanı Hz. Ali (ra)'ye vererek onu başörtüsü olarak kullanmaları için kesip Fatımalara dağıtmasını istedi.(8) Ali de kaftanı hanımı Fatıma, annesi Fatıma bint Esed ve bir adı da Fatıma olan Ümame arasında paylaştırdı.(9)

Hz. Peygamber Efendimiz (asm), evlenme çağına gelince Ümame’yi hanımı Ümmü Seleme’nin oğlu Seleme b. Ebu Seleme ile evlendirdi. Seleme, Abdülmelik b. Mervan döneminde vefat edince Ümame, Seleme’nin ağabeyi İbn Ebu Seleme diye tanınan Ömer ile evlendi, ancak kısa bir süre sonra o da vefat etti.

Ümame bint Hamza’dan hadis kaynaklarına bir rivayet intikal etmiş olup(10) bu rivayeti kendisinden anne bir kardeşi olan Abdullah b. Şeddâd nakletmiştir.

Abdullah söz konusu rivayette Ümame’nin azatlı bir kölesi bulunduğunu, bu köle vefat edince Hz. Peygamber (asm)’in onun mirasını kölenin kızı ile Ümame arasında eşit biçimde paylaştırdığını bildirmiştir.(12)

Kaynaklar:

1) İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, VII, 199.
2) İbn Hacer, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, I-IV, Mısır 1328, IV, 236.
3) bk. Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. el-Hüseyn, es-Sünenu’l-kübrâ, thk. Muhammed Kadir Atâ (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’lİlmiyye, 2003), 7, 196.
4) Buhârî, Megazi, 43.
5) İbn Hacer, el-İṣâbe, VII, 500.
6) Buhârî, Meġāzî, 43; Ebû Dâvûd, Ṭalâḳ, 34.
7) Buhârî, Şehâdât, 7; Müslim, Raḍâ, 11.
8) Müslim, Libâs, 18; İbn Mâce, Libâs, 19.
9) Nevevî, Şerḥu Müslim, XIV, 51; Süyûtî, ed-Dîbâc, V, 128.
10) İbn Hazm, Esmâʾü’ṣ-ṣaḥâbeti’r-ruvât, s. 553.
11) Müsned, VI, 405; İbn Mâce, “Ferâʾiż”, 7; Dârimî, “Ferâʾiż”, 31; bk. DİA Ümame bint Hamza.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun