Hz. Aişe validemiz Uhud savaşında bulunmuş mu?

Tarih: 11.01.2018 - 13:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamber Efendimiz (asm) zamanında kadın sahabiler, savaşa bizzat katılmışlar mıdır?
- Hz. Fatma / Fatıma annemiz de katılmış mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. Peygamber (asm) Efendimiz zamanında kadınlar da erkeklerle beraber savaşa katılıp geri hizmetlerde çalışırlardı.

Nitekim, Uhud Savaşında Müslümanlar kayıp verince, Hz. Peygamber Efendimiz (asm)'in zevcesi Hz. Ayşe ile Ümmü Süleym, paçalarını sıvamış ve sırtlarında kırba kırba su taşımışlardır. (bk. Buharı, Cihâd 64; Müslim, Cihâd 136)

Uhud Savaşı'na katılanlar arasında Hz. Peygamber (asm)'in kızı Hz. Fâtıma da vardı.

Babasının yaralandığını gören Hz. Fatıma, Peygamberimiz (asm)'in boynuna sarıldı, onun yarasını yıkadı. Fakat Peygamberimizin yarasından akan kan gittikçe artıyordu. Bunun üzerine Hz. Fatıma bir hasır parçası alıp yaktı, külünü yaranın üstüne bastı, kan durdu. (Fethu'l-Bârî, 7/286)

Asr-ı saadette yapılan savaşlarda muharip sınıfı daima erkekler oluşturmuşlardır.

Erkek sahabiler, şehitlik veya gazilik mertebesine ulaşabilmeyi hayatlarının en büyük gayesi saymışlardır. Hadisler tetkik edildiğinde, savaş yapmanın kadınların asli görevleri içinde yer almadığını görüyoruz.

Nitekim bir defasında Hz. Aişe harbe iştirak etmek için izin istediğinde Hz. Peygamber (asm): "Sizin cihadınız hacdır." (Buhari. Cilıad, 62) buyurarak buna izin vermemiştir.

Resulullah (asm) bir başka hadislerinde de kadınlar için en iyi kulluğun evlerinde olacağını, kocalarına yapacakları hizmetin cihada eşit sayıldığını haber vermiştir. (Münziri, Tergib,  3/336)

Hz. Peygamber (asm), prensip olarak normal şartlarda kadınların askerlik hizmeti ile mükellef olmadıklarını ve fiilen harbe iştiraklerini hoş görmemekle birlikte, onların yaralıları ve hastaları tedavi etme, askerlere su taşıma, ölüleri nakletme gibi yardımcı hizmetlerde bulunmalarına izin vermiştir.

Ümmü Kebşe adındaki kadın sahabi anlatıyor:

"Uzre kabilesinden bir kadın Hz. Peygambere gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana, orduda şöyle şöyle savaşa katılmam hususunda izin verir misin?' dedi. Rasulullah: “Hayır!..” diye cevap verince kadın, 'Ben savaşmak istemiyorum; yaralıları ve hastaları tedavi etmek istiyorum, hastalara su taşımak istiyorum.' dedi. Rasulullah, kadına cevaben: 'Sonunda uyulacak sünnet (âdet) olmasa ve "Falanca kadın savaşa çıkmış." denmese sana izin verirdim, sen evinde oturmalısın.' buyurdu." (Heysemi, 5/323-324)

Rasulullah (asm)'ın bu yöndeki tavrını, kadınların böyle bir görevi olmadığı ve buna da o anda ihtiyaç bulunmadığı şeklinde anlamak mümkündür.

Bu hadisler, Hz. Peygamber (asm)'in normal şartlarda kadınların savaşa iştirak etmelerini hoş karşılamadığını göstermektedir.

Ancak Asr-ı saadette yapılan bazı savaşlarda, şartların gerektirdiği durumlarda kadınların hem geri hizmet gördükleri hem de fiilen harbe iştirak ettiklerini görüyoruz.

Uhud savaşında Müslümanların bozguna uğradıkları ve Hz. Peygamber (asm)'in şehid edildiği şayiası Medine'ye ulaştığı zaman, dokuz kadın sahabi yaralılara su vermek ve onların yaralarını tedavi etmek için yiyecek ve içecek yüklenerek Uhud'a gitmişlerdir. [İbn Hanbel, 1/165; Aynca bk. M. Asım Köksal, İslam Tarihi (Medine devri), 3/198]

Başta da ifade ettiğimiz üzere, Uhud'a gelenler arasında Hz. Aişe ile Ümmü Süleym binti Mihan da vardı.

Bu iki kadın sahabi, Uhud harbinde Müslümanlar bozulup Rasulullah'ın yanından dağıldıkları zaman su taşıyarak yaralılara su vermişlerdir. (Buhari, Cihad 64)

Dikkat edilecek olursa bu iki seçkin kadın sahabi, Uhud'da geri hizmetlerde bulunmuşlardır.

Yine Enes b. Malik'in naklettiğine göre bir defasında Ümmü Süleym, Hz. Peygamber (asm)'e gelerek savaşa katılmak istediğinde Rasulullah (asm) ona, cihadın kadınlara farz kılınmadığını söyledi. Hz. Ümmü Süleym bunun üzerine, yaralıları tedavi edebileceğini, göz ağrılarına ilaç yapabileceğini, mücahidlere su taşıyabileceğini söyleyince Hz. Peygamber: "O halde gazaya çıkmanız ne güzel olur." buyurdu. (Heysemi, 4/324)

Ümmü Salit'in, Uhud harbinde kırbaları yüklenerek su taşıdığı ve kılıçların kınlarının söküklerini diktiği nakledilmiştir. (Buhari, Cihad, 66)

Nesibe Hatun da Uhud savaşında aynı maksatla bulunan kadınlardan birisiydi. (İbn Sad. 8/412-413)

Rubeyyi binti Muavviz adındaki sahabi kadın, savaşlarda nasıl hizmet gördüklerini şöyle anlatıyor:

"Biz Resulullah ile beraber savaşırdık. Askerleri sular ve onlara hizmet ederdik; yaralıları ve ölüleri de Medine'ye taşırdık." (Buhari, Cihad 67, 68)

Demek ki, Asr-ı saadette yapılan savaşlarda kadınların, yaralıları tedavi etmek, hastalara bakmak, yaralı olanlar ile ölüleri nakletmek, yemek pişirmek, su taşımak, mücahidlerin elbiselerinin sökük ve yırtıklarını dikmek gibi geri hizmet sayılabilecek umumi hizmetleri yerine getirdiklerini göstermektedir.

Hz. Peygamber (asm) zamanında şartlar icap ettirdiği için bazı harplerde bir kısım kadınların fiilen savaşa iştirak ettikleri ve düşmanla çarpıştıkları olmuştur.

Nitekim, Resulullah (asm)'ın halası Safıyye binti Abdülmuttalib bu kadınlardan birisiydi. Hz. Safiyye Hendek savaşına fiilen iştirak etmiş ve bir düşman öldürmüştür. (bk. İbn Hacer. İsabe, 4/349)

Ümmü Ümare de Uhud savaşına katılarak oku ve yayı ile düşmanla çarpışmıştır. Savaştan sonra Medine'ye dönen Hz. Peygamber, "Uhud savaşında sağıma soluma döndükçe hep Ümmü Ümare'nin yanı başımda çarpıştığını görüyordum." demiştir. (İbn Hacer, İsabe, 4/479)

Yine bu kadın sahabinin Resulullah'ın vefatından sonra Müseylemetü'l-kezzab ile yapılan savaşa iştirak ettiği ve bu savaşta on iki yerinden yara aldığı nakledilmiştir. (İbn Hacer, İsabe, 4/479)

Meşhur sahabi Enes b. Malik'in annesi Ümmü Süleym'in, Huneyn savaşı ile Mekke'nin fethinde fiilen harbe iştirak ettiğini görüyoruz. (İbn Hacer, İsabe, 4/461)

Kadın sahabiler sadece Asr-ı saadette değil, daha sonraki dönemlerde de bazı harplere iştirak etmişlerdir.

Mesela Muaz b.Cebel'in amcakızı Esma binti Yezid'in, Hz. Ömer zamanında yapılan Yermük savaşına (hicretin 13. yılı) katıldığı ve bu savaşta eline geçirdiği bir çadır direği ile dokuz rum askerini öldürdüğü nakledilmiştir. (Heysemi. 9/260)

Daha sonraki dönemde (Hz. Muaviye'nin hilafeti zamanında) Ümmü Haram binti Milhan'ın Kıbrıs'ta savaşa iştirak ettiğini görüyoruz. (Buhari, Cihad 63)

Örnek olarak verdiğimiz bu isimlerin dışında, çok sayıda kadın sahabi Asr-ı saadette ve daha sonraki dönemlerde muharip güç veya yardımcı sınıf olarak savaşlara iştirak etmişlerdir. (bk, M. Tayyib Okiç, İslamiyet'te Kadın Öğretimi, 22; Doç. Dr. Ali Toksarı, Hz. Peygamber Devrinde Kadın, Diyanet İlmi Dergi, Ekim - Kasım - Aralık 1993, Cilt 29, Sayı, 4)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun