Hud suresi 1. ayete göre Kur’an açıklayıcı ise, neden tefsir ediliyor?
- Hud suresi 1. ayette Allahın Kuranın ayetlerini ifade edici kıldığını ve sonra detaylandırıp açıkladığını yazmıyor mu?
- Durum böyleyken tefsirlere yada açıklayıcı başka kaynaklara ne gerek vardır?
Değerli kardeşimiz,
Ayetin meali şöyledir:
“Elif-lâm-râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlam kılınmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.” (Hud, 11/1)
Bazı surelerin başında bulunan "elif-lâm-râ" ve benzeri harflere "hurûf-ı mukattaa" adı verilmektedir.
Ayet, bu kitabın yani Kur'an-ı Kerîm'in herhangi bir insan tarafından ortaya konmuş bir eser olmadığını, bilâkis hikmetiyle her şeyi yerli yerinde yapan ve ilmiyle her şeyden haberdar olan yüce Allah tarafından sağlam bir şekilde tanzim edilmiş ve açıklanmış bir kitap olduğunu ifade etmektedir.
Ayetlerin sağlam kılınmasından maksat, onların hem lafız hem de anlam bakımından bozukluk, eksiklik, noksanlık ve çelişkiden uzak olmasıdır.
Kur'an-ı Kerîm gerek lafız gerekse anlam bakımından Arap dili ve edebiyatının şaheseri olup, benzerini getirmeleri için insanlığa meydan okuduğu halde nüzulünden günümüze kadar benzeri ortaya konamamış, hiçbir kimse ikna edici bir delil göstererek onun ifadelerinde bozukluk veya çelişki bulunduğunu söylememiştir.
Bir görüşe göre "ayetlerin sağlam kılınması"ndan maksat, onların başka bir kitap tarafından neshedilmemiş (hükmü değiştirilmemiş, kaldırılmamış) olmasıdır.
Buna karşılık Tevrat, İncil ve benzeri ilâhî kitaplardan, önce inmiş olanın birçok hükmü bir sonrakiyle neshedildiği gibi Kur'an ile de neshedilmişlerdir.
Ayetlerin "açıklanmış" olması müfessirler tarafından başlıca üç şekilde yorumlanmıştır:
a) Kur'an'ın surelere, surelerin ayetlere; ayetlerin de emir, nehiy, helâl, haram, sevap, günah, ceza ve benzeri çeşitli alanlarla ilgili hükümleri, öğüt, kıssa, haber, vaad ve uyarıları kapsayan içeriklere ayrılmış olması; Allah'ın varlığını ve birliğini peygamberlik, öldükten sonra dirilip Allah huzurunda toplanılacağına dair delilleri ihtiva etmesi.
b) Kur'an ayetlerinde insanların dünya ve ahiret hayatlarında muhtaç oldukları şeylerin, helâl ve haramların ana hatlarıyla veya yerine göre ayrıntılı olarak açıklanmış olması.
c) Kur'an ayetlerinin yirmi üç yılda ihtiyaçlara göre parça parça inmiş olması. (Geniş bilgi için bk. Şevkanî, Elmalılı, ilgili ayetin tefsiri)
Demek ki, gerek Peygamber Efendimiz (asm)'in açıklamaları gerekse, müfessirlerin, müçtehitlerin ve diğer alimlerin Kur'an’ı açıklamaları ve yorumları bu ayete aykırı değildir.
Nitekim, “Sana da ey Resulüm bu zikri indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın. Umulur ki düşünüp anlarlar.” (Nahl, 16/44) mealindeki ayette açıkça belirtildiği üzere, Hz. Peygamber (asm)'in tebliğ yanında bir de teybin / açıklama görevi vardır.
Ve bu açıklama görevi “muhkem-müteşabih” ayırımı yapılmaksızın verilmiştir. Hz. Peygamber (asm)'in bu açıklamalarının hepsi birer tefsirdir. Nitekim, İmam Şafii gibi pek çok büyük alimlere göre, Efendimiz (asm)'in hadisleri, hayatı ve sünneti, tamamen ayetlerin birer tefsiridir.
Hülasa, Kur’an’ın tefsire ihtiyaç duymadığını söylemek, Allah’ın sonsuz ilmini yansıtan Kur’an'a karşı büyük bir saygısızlıktır, binlerce İslam aliminin tefsir konusundaki cansiperane gayret ve çalışmalarını abesle iştigal olarak değerlendirmek manasına gelir ve ilmin cehaletten farksız olduğunu savunma talihsizliğine düşmektir. Bu ise arş-ı ilahîyi titretecek bir zulüm ve haksızlıktır.
Şunu da açıkça ilan edelim ki, “Ben tefsire ihtiyaç duymadan doğrudan Kur’an’dan veya mealden hükümler çıkarabilirim, ilahî mesajı algılayabilirim.” diyen varsa, zaten o da bir tefsir yapıyor demektir. Çünkü, Kur’an ayetleri üzerine söyleyeceği her söz bir tefsir olacaktır.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Kur'an apaçık bir kitap ise, o zaman Kur'an da bizim bilmediğimiz ...
- Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun tefsirini ...
- “Biz Kur'an'ı sana her şeyin apaçık bir beyanı olarak indirdik.” (Nahl ...
- Kur'an-ı Kerim'in apaçık olarak indirilmesi nasıl anlaşılmalıdır ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İşte Allah ayetlerini böyle açıklar, ne demektir?
- Gerçekleri saklayanlar kimler ve nasıl saklıyorlar?
- Enine yayılan kızıllığı görünceye kadar yiyin, hadisine göre sahur ne zaman başlar?
- A'raf suresi 2 ve 3. ayetler sadece Kur’an’a uymayı mı emreder?
- “Allahu kebir” demek caiz mi, namazda geçerli mi?
- Yunus suresi 37. ayet levh-i mahfuzdan mı bahsediyor?
- Müslüman filozofların fikirleri, Batılı filozoflara mı ait?
- Lokman suresi 25. âyette geçen "övgünün yalnız Allah'a ait olduğunu bilmeyenler" kimlerdir?
- Birgivi, tasavvuf ve keramete karşı mı?
- Enam suresi 153. ayete göre, tarikat ve mezhep batıl mı?