Helak olan kavimlerde çocukların ve hayvanatın da helak olmasını açıklar mısınız?
- Tufanlarda helak olan kavimlerde çocukların ve hayvanatın da helak olmasını açıklar mısınız?
- Bilindiği üzere aşırı giden toplulukların helak edildikleri, Kuranda sık sık geçmektedir. Aklıma takılan şey şu ki; o ceza mahiyetindeki tufanların helak ettiği toplulukta masum çocuklar ve hayvanlar da bulunmaktadır. Onların da bu tufanlarda helak olmaları kurunun yanında yaş da yanar sözündeki gibi mi ele alınmalıdır?
Değerli kardeşimiz,
Bu sorunun cevabına, Bediüzzaman Hazretlerinin benzer sorulara verdiği cevaplar penceresinden bakılabilir:
“Üçüncü Sual: Bazı eşhasın hatasından gelen bu musibet (o dönemde olan bir deprem kastediliyor) bir derece memlekette umumî şekle girmesinin sebebi nedir?
Elcevab: Umumî musibet, ekseriyetin hatasından ileri gelmesi cihetiyle; ekser nâsın o zalim eşhasın harekâtına fiilen veya iltizamen veya iltihaken taraftar olmasıyla manen iştirak eder, musibet-i âmmeye sebebiyet verir.
Dördüncü Sual: Madem bu zelzele musibeti, hataların neticesi ve keffaret-üz zünubdur. Masumların ve hatasızların o musibet içinde yanması nedendir? Adaletullah nasıl müsaade eder?
Yine manevî canibden elcevab: Bu mesele sırr-ı kadere taalluk ettiği için, Risale-i Kader'e havale edip yalnız burada bu kadar denildi:
وَاتَّقُوا فِتْنَةً لاَ تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً Yani: "Bir bela, bir musibetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp masumları da yakar."
Şu ayetin sırrı şudur ki: Bu dünya bir meydan-ı tecrübe ve imtihandır ve dâr-ı teklif ve mücahededir. İmtihan ve teklif iktiza ederler ki, hakikatlar perdeli kalıp, tâ müsabaka ve mücahede ile Ebubekirler a'lâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebucehiller esfel-i safilîne girsinler.
Eğer masumlar böyle musibetlerde sağlam kalsaydılar, Ebucehiller aynen Ebubekirler gibi teslim olup, mücahede ile manevî terakki kapısı kapanacaktı ve sırr-ı teklif bozulacaktı.
Madem mazlum, zalim ile beraber musibete düşmek, hikmet-i İlahîce lâzım geliyor. Acaba o bîçare mazlumların rahmet ve adaletten hisseleri nedir?
Bu suale karşı cevaben denildi ki:
O musibetteki gazab ve hiddet içinde onlara bir rahmet cilvesi var. Çünki o masumların fâni malları, onların hakkında sadaka olup, bâki bir mal hükmüne geçtiği gibi, fâni hayatları dahi bir bâki hayatı kazandıracak derecede bir nevi şehadet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azabdan büyük ve daimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında ayn-ı gazab içinde bir rahmettir.” (bk. Sözler, s. 172-173)
Özetle, bu açıklamalardan da anlaşılıyor ki, Allah’ın bir topluluğu helak etmesi durumunda, orada bulunan masumlar da o musibetten payını alırlar. Zalimler ile mazlumların aynı musibetten pay almaları imtihan sırrının gereğidir.
Eğer bir depremde veya bir helak olayında, kafir, zalim olanlar helak olurken, komşusu olan mümin ve masum insanlar kurtulmuş olsalar, bu takdirde imtihan sırrı bozulacak, iyi insanlarla kötü insanlar birlikte iman edip itaat edeceklerdir.
Halbuki, imtihandan maksat, aklını, kalbini, nefsine kurban eden kendini beğenmişlerle, Allah’tan gelen hak ve hakikat uğruna nefsini, heva ve hevesini feda eden mütevazı kimseleri ayrıştırmaktır. Bunun için gelen musibetlerde zalim ile mazlum beraber ölür. Fakat ikinci hayatta zalim cehenneme mazlum ise cennete gider, böylece ilahi adalet yerini bulur.
Bu musibetlerde masumlara Cenab-ı Hakk’ın Rahmetinin büyük mükâfatları söz konusudur. Çünkü o masum insanların fani malları onlar hakkında sadaka olup bâki bir mal olmakta ve sona eren hayatları ise ebedi bir hayatı kazandıracak şekilde, bir nevi şehitlik mertebesi onlara kazandırmaktadır.
Elbette bu dünyadaki az ve geçici bir zahmete karşılık, büyük ve ebedi bir saadeti, mükâfatı kazanmak az bir mükâfat değildir. Zulmedenler veya bu musibetlerin gelmesine neden olanlar, bu yaptıklarının cezasını bu dünyada olmasa bile ebedi alemde hakkıyla çekeceklerdir. Bu bakımdan adalet yerini bulacaktır.
Bu zalimler yüzünden zarar görenler ise, hem zalimlerden haklarını alacaklar, hem de suçsuz ve günahsız olduğu halde bu musibete maruz kalmalarından dolayı da Allah'ın lütfuna ve rahmetine mazhar olarak ebedi alemde sonsuz nimetlere gark olacaklardır. Hatta günahsız olarak böyle musibetlere maruz kalanlara ahirerette durumları ve sorulacak olsa, "Çok az zahmetle çok büyük mükafat aldık ve zulmedenlerin cezalarını hakkıyla aldıklarını da gördük, çok memnunuz." diyeceklerdir.
Hayvanların ruhları, ebedi olarak cennette kalacaktır, çektikleri sıkıntılardan dolayı, kendilerine göre sonsuz rahmetten alacakları mükafalatlar olacaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Sahabeler, olayları kalp gözü ile bilip, neden engel olamadılar?
- Nuh tufanında masumların suçu ne?
- İyi insanların evliyaların, peygamber türbelerinin olduğu Suriye'de neden böyle bir iç savaş-fitne- karışıklık oldu?
- Başkasının günahından sorumlu değilsek, neden, insanların sayesinde dünya başımıza yıkılmıyor deniyor?
- Cinler nasıl abdest alır ve namaz kılar?
- Bu dünyada masum insanların başına gelen / gelecek olan musibetlerin mükafatı nerede verilmeye başlanır?
- Musibetlerin günahlara kefaret olduğu söyleniyor. Peki musibetlerde masum ve günahsız insanlar da zarar görebiliyor; bunu nasıl açıklarsınız?
- Baba veya annenin günahlarının, zulmünün çocuklarından çıkmasını nasıl açıklarız?
- Musibete uğramayanlar çok mu şanslılar?
- Mekke’deki kum fırtınası ve çekirge istilası neyin alametidir?