Hayvanlar hakkında kul hakkı var mıdır? Nasıl helalleşilir?

Hayvanlar hakkında kul hakkı var mıdır? Nasıl helalleşilir?
Tarih: 02.10.2006 - 10:08 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Allah Teâlâ mahşer günü birbirlerinde hakları olan insanlara, haklarını almalarına müsaade edecek ve hak sahibi de hakkını alacaksa; üzerinde hayvanların hakkı olan, onlara zulmetmiş kişiye de zulmü oranında azab edecektir. Hatta hayvanlara yapılan zulüm insanlara yapılan zulümden daha günah ve azabı da daha ağırdır. Zira helalleşme ve müsamahasını alma imkanı yoktur. (Muhammed Said Burhani, et-Ta'likat el-Merdiyye ala el- Hediyyetilalaiyye, s.466)

Hadislerde şöyle bildirilir:

"Eğer hayvanlara yapılan haksızlıklardan dolayı Allah affedecek olursa, kişinin pek çok affa mazhar kılınacağı..."

"Kedisini hapsederek açlıktan ölmesine sebep olan kadının, cehennemde bir kedi tarafından tırmalanmak sûretiyle azâba mâruz bırakılacağı..." (Buhari, Bed'u'l-Halk 16, Cezâ'u's-Sayd 7; Müslim, Hacc 66-67; Muvatta, Hacc 90; Tirmizi, Hacc 21; Nesai, Hacc 113).

Bu nedenle hayvanlara yaptıkları eziyetlerden dolayı da insanlar hesaba çekilecektir. Bir kimse hayvanlara eziyet etmiş ve sonradan pişman olmuşsa, helalleşme imkanı da olmayacağından tövbe etmeli ve bundan sonra güzel amellerde bulunmalıdır. Vereceği hesaba karşı salih ameller işleyerek hazırlanmalıdır ki hesap günü eli boş kalmasın. Önemli olan samimi olarak tövbe etmek ve kalan ömrünü Allah'ın rızası dairesinde geçirmeye çalışmaktır. Tövbe ederek hatalarını telafi etmeye çalışan ve kalan ömrünü Allah'ın rızası dairesinde geçiren bir kulu, Allah hesap günü mahçup etmeyecektir.

Cevap 2:

Hayvanlarda cüz’i irade vardır. Çünkü, mesela siz bir hayvana güzel davrandığınız zaman size korkmadan yaklaşır. Kötü davranıp dövdüğünüz zaman, sizi gördüğünde sizden kaçar. Buradan da anlıyoruz ki, hayvanların cüz’i iradesi vardır. Fakat teklifi iktiza edecek kadar değildir. Yani insanların taşıdığı “ibadet ve Allah’a itaat hususunda isterse yapar istemezse yapmaz” iradesi cinsinden değildir.

Şeriat kanunlarını ikiye ayırmak mümkündür. Bunlardan biri şeri kanunlardır. Bunlardan insanlar sorumludur. Diğeri ise fıtri kanunlardır. Yer çekimi kanunu, ateşin yakma kanunu gibi. Kendini boşluğa bırakan yere düşer ve acıyla peşinen cezasını çeker.

İşte vahşi hayvanların helal rızıkları leşlerdir. Ayrıca birbirlerine tecavüz edemezler. Bu fıtri kanun onlara ilham ile bildirilmiştir. Yaratılışından gelen bir his ile onlara bildirilmiştir. Nasıl ki bir kuş yaşamının gereklerini ilham ile öğrenir. Onun gibi yaşamında yapması gerekli şeyler de fıtri olarak ilhamen bildirilir.

Bu nedenle canlı hayvanlara zarar veremezler, güçlüyüm diye zayıfı ezemezler. Böyle yapan bir hayvan ya dünyada ya da ahiretin haşir meydanında cezasını çeker. Akıl olmadığı için de cehenneme girmezler.

Hayvanlar ilhama nasıl mazhar olurlar?

Hava karardığında bir ağacın dalları arasına saklanan serçelerden, yuvalarına dönen karıncalara, bir kaya parçasının kuytuluklarında gizlenen balıklardan, ormanın izbe bir köşesinde kendine emniyet arayan ceylana kadar her canlıyı sevk ve idare eden ayrı bir âlem. Hepsi bir ilham ile, bir sevk-i kaderî ile geceleyeceği yeri en güzel biçimde belirliyor.

Ertesi gün, güneşin ilk huzmelerinin ufukta belirmesiyle birlikte başlayan çeşitli, karmaşık, müthiş bir mesai. Görevlilerin hepsi bir his ile yola çıkar, bir tarafa yönelir, uçar, koşar, yürür, yüzer... Ama hiçbiri nereye gittiğini, saatin kaç olduğunu, kaç saat mesai yapacağını, ne zaman yuvasına döneceğini bilmez. Ama hepsinin de işi mükemmel görülür: İlhamla...

Hayvanlar, kendilerine ilham eden Rabblerini, yine ilhamla bilirler. Bir hayvan, kendisinin ne olduğunu, kaç ayağı bulunduğunu, midesini, ciğerini bilmese bile, var olduğundan haberdardır. Ve bu varlığı korumak ister. Elinden almaya kalkışırsanız sizden kaçar. İşte kendi varlığını ilhamen bilen ve bundan memnun olan her canlının kalbinde, bilemeyeceğimiz bir keyfiyette, bu ihsana teşekkür duygusu mevcuttur. Evet, kendini bilenin Rabbini de bilmesi gerekir. Bu mânâ, hayvanların hepsinde geçerlidir. Lâkin Rablerini bilişleri de kendilerini bilmeleri gibi, çok cüz’îdir, ama gerçektir.

Göz göze geldiğimiz herhangi bir hayvan, bizim ruh dünyamızı bilmekten ne kadar uzak ise, biz de onun iç âlemini bilmekten o kadar uzağız. Bizim bildiğimiz, onun sadece bedeni ve organlarıdır. Kanında nelerin yüzdüğünü bilsek bile, içinden nelerin geçtiğini bilemeyiz. Öyle ise, iç âlemlerinin cahili olduğumuz canlıların, Rablerini bilmediklerini nasıl iddia edebiliriz?

Hayvanların mahşerdeki durumu nasıl olacak?

Canlıları zîhayat (canlı), zîruh (ruh sahibi) ve zîşuur (akıl ve şuur sahibi) olarak üçe ayırırsak, bitkiler sadece zîhayattır, canlılar içinde yer alır. Hayvanlar ise hem zîhayat, hem de zîruhturlar. İnsanlar, melekler ve cinler ise hem zîhayat, hem zîruh, hem de zîşuurdurlar. Bunların içinde ise insanlar ve cinler mükellef varlıklardır; Allah’ın emir ve yasaklarına uymakla vazifelidirler, hayatları boyu bir imtihana tâbidirler. Ölünce de ya cennette veya cehenneme gireceklerdir.

Hayvanlar ise akıl ve şuur gibi kendilerine mes’uliyet yükleyecek duygulardan mahrum olduklarından, günah-sevap, hayır-şer, cennet-cehennem gibi mefhumlar onlar için söz konusu değildir.

Tek hücreli varlık olan amipten balinaya varıncaya kadar bütün hayvanlar ruh sahibidirler. Esas itibariyle ruhun kendisi bâkîdir, ölmez, yok olmaz, bozulmaz. Ruhun geçici olarak misafir olduğu vücut ise ölür, dağılır, gider.

Kur’ân-ı Kerim'de de açıkça ifade edildiği gibi, ruh Cenab-ı Hakk'ın emri, kudreti ve tasarrufu altındadır. Ruh üzerinde Allah’tan başka hiçbir varlık tasarrufta bulunamaz. Onu yaratmak Allah’a ait olduğu gibi, muhafaza etmek de Allah’a aittir.

Mahşerdeki duruma gelince; esas olarak mahşerde iki sınıf mahlukat diriltilecek, hesaba çekildikten sonra ebedî yurdu belli olacaktır. Bunlar insanlar ve cinlerdir. Hayvanların durumu ise tamamen farklıdır. Onlar da diriltilecek, mahşer yerine getirileceklerdir. Bu hususta iki âyet meâli şöyledir:

“Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında...” (Tekvir, 81/5)

“O öyle bir gündür ki, insan kendi eliyle işlediklerine bakar. Kâfir de ‘Ne olurdu’ der, ‘ben bir toprak olsaydım.” (Nebe, 78/40)

Bu âyetlerin tefsirinde Abdullah bin Ömer, Ebû Hüreyre ve İmam Mücahid’in rivayetlerine göre, Cenab-ı Hak mahşer gününde hayvanları da diriltip huzuruna getirecek, birbirlerinden haklarını alıp ödeştirecek, sonra da onlara, “Toprak olun” buyuracak, sonunda onların hepsi de toprak olacaklardır. Hayvanların bu haline gıpta ile bakan kâfirler, Allah’tan, kendilerini de toprak yapmasını isteyeceklerdir. Fakat insanlar cezasını çekeceğinden hayvan gibi muamele görmeyecektir. (bk.Taberi, Nebe, 40 ayetin tefsiri)

Hayvanlar her ne kadar mükellef varlık olmasalar da onlar da belli nisbette haklaştırılacaklardır. Nitekim bir hadiste Peygamber Efendimiz (asm),

“Her hak sahibine hakkını vereceksiniz. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan kısas sûretiyle hakkı alınacaktır.”

buyurarak, âhirette hiçbir haksızlığın karşılıksız kalmayacağını bildirirler. Yine hadis âlimlerinin ifadesine göre, karınca karıncadan hakkını alacaktır. (Elmalılı Hamdi Yazır. Hak Dini Kur'dn Dili, VIII/5599)

Bediüzzaman da bu meseleyi şöyle izah eder:

“Gerçi cesetleri fena bulur, fakat ervahları (ruhları) bâki kalan hayvanat mâbeyninde (hayvanlar arasında) da onlara münasip bir tarzda dar-ı bekada mücâzat (ceza) ve mükâfat vardır.” (Osmanlıca Lem'alar, s. 887)

Evet, hayvanların ruhu bâki kalacak, Cenab-ı Hak onların ruhunu muhafaza edecektir. Fakat ruh Allah’ın emir ve iradesi altında bulunduğundan, nasıl muhafaza edileceğini ancak O bilir.

Hayvanlar arasında dahi hak geçme hususu varsa, hayvanın insan üzerinde, insanın da hayvan üzerinde hakkı olacaktır. Sebepsiz yere insana zarar veren bir hayvana hesap sorulacağı gibi, hayvanlara eziyet eden insanlara da hesap sorulacaktır. Bu hesaplar mahşerde görülecektir.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Allah kul hakkını affeder mi?..

- Tavukları aç bırakarak yumurtlamaya döndürmek caiz midir? Ayrıca hayvan hakları konusunda bilgi verir misiniz?..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

16Murat38

Öyle bir dünyada yaşıyoruzki, herkesin birbirine bilerek yada bilmeyerek bir çok hakkı geçiyor. Hesap gününde daha az sorguya çekilmek için Dağlara çıkıp orda yaşayasım geliyor..

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
cebelislam

sende kardeşim dağa çıkmak yerine insanların sendeki haklarını ödeyebileceğin, bir birikim yapabilirsin. ekstra dan tedbir olarak. Öyle de bir hadis var sanıyorum. kötü bir iş yaptığınızda hemen peşinden iyi bir işte yapın. vs. seninde fazladan yaptığın ibadetler ve ameller bu hakları silip süpürmesini ümit ederiz. Taktir allahındır.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun