Hayvanlar da şefkat tokadı yer mi?

Tarih: 13.05.2022 - 15:04 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sorum biraz uzun olabilir, şimdiden teşekkür ederim. Evde beslediğimiz kedimiz var, aşısından tutun mamasına kadar el bebek yaşıyor.
- Bir gün balkona kuş geldi ve avlanma içgüdüsüyle ona zıplarken 4. kattan aşağı düştü. Allah korudu ki hiçbir yeri kırılmadı, ufak tefek sıyrıklar aldı. İyileşme sürecine girerken agresif olan kedimizin bu halinin değiştiğini görüyorum.
- Ayrıca geçenlerde izlediğim videoda kuşu öldüren kedinin gözyaşı döktüğü görülüyor.
1) Kedi gibi avlanma fıtratıyla yaratılmış hayvanlar, karakter değişimine uğrar mı yukarıda zikrettiğim gibi? Yani şefkat tokadı yiyip bunu idrak edebilirler mi?
2) Üstadın risalelerde çıta gibi hayvanların yiyeceklerinin ölmüş hayvanlar olduğunu, aksine avlanırsa ceza görebileceğini okumuştum yanlış hatırlamıyorsam. Eğer öyleyse hayvanlar içinde mi sınav var? Yoksa yemeği ölmüş hayvan olmasına rağmen neden avlanma fıtratıyla yaratılmışlardır?
3) Evdeki hayvanların yaralanma gibi olaylardan sonra çıkan sağlık masraflarının veyahut olması gereken aşı vb. sağlık giderlerinin sahibi için bir sadaka olduğu söylenebilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hayvanların aldığı cezanın mutlaka onların ahlakını değiştirmelerine yönelik olduğunu söyleyemeyiz. Zira, bazen onlara verilen ceza ölüm oluyor. Ölümden sonra terbiye edilmeleri elbette amaçlamaz. Bu husus insanlar için de geçerlidir.

Bununla beraber, hüdhüd, papağan, güvercin, kedi, köpek, balık gibi bazı hayvanların eğitim sonucu farklı bir pozisyona girdikleri gözle görülen bir realitedir. 

Sorulara gelince:

1. Evet, hayvanların kabiliyetleri ve özellikleri bilinirse, ona göre terbiye edilerek, o konuda istihdam edilmeleri mümkündür:

“Madem rûy-i zemin, bir sofra-i Rahman'dır. İnsanın şerefine kurulmuştur. Öyle ise, o sofradan istifade eden sair hayvanat ve tuyurun çoğu insana müsahhar ve hizmetkâr olabilir."

"Nasılki en küçüklerinden bal arısı ve ipek böceğini istihdam edip ilham-ı İlahi ile azîm bir istifade yolunu açarak ve güvercinleri bazı işlerde istihdam ederek ve papağan misillü kuşları konuşturarak, medeniyet-i beşeriyenin mehasinine güzel şeyleri ilave etmiştir."

"Öyle de başka kuş ve hayvanların istidad dili bilinirse, çok taifeleri var ki; karındaşları hayvanat-ı ehliye gibi, birer mühim işte istihdam edilebilirler."

"Mesela: Çekirge afetinin istilâsına karşı; çekirgeyi yemeden mahveden sığırcık kuşlarının dili bilinse ve harekatı tanzim edilse, ne kadar faideli bir hizmette ücretsiz olarak istihdam edilebilir.” (Nursi, Sözler, s. 260)

2. Evet, dediğiniz gibi, hayvanlar için de bir ölçü konulmuştur. İnsanlar vahiy prensiplerine aykırı hareket etmeleri durumunda ceza görecekleri gibi, hayvanlar da fıtratın tekvinî prensiplerine aykırı hareketleri de cezaya muhatap olur. 

Aldığı ceza -işlenen suçun durumuna göre- şefkat tokadı da olabilir, zecir tokadı da olabilir.

Bu konuyu Bediüzaman Hazretleri şöyle açıklar:

“Arkadaş! Masum bir insana veya hayvanlara gelen felâketlerde, musibetlerde, beşer fehminin anlayamadığı bazı esbab ve hikmetler vardır. Yalnız meşiet-i İlahiyenin düsturlarını hâvi şeriat-ı fıtriye ahkâmı, aklın vücuduna tâbi değildir ki, aklı olmayan bir şeye tatbik edilmesin. O şeriatın hikmetleri kalp, his, istidada bakar. Bunlardan husule gelen fiillere, o şeriatın hükümleri tatbik ile tecziye edilir. Mesela:

"Bir çocuk, eline aldığı bir kuş veya bir sineği öldürse, şeriat-ı fıtriyenin ahkâmından olan hiss-i şefkate muhalefet etmiş olur. İşte bu muhalefetten dolayı, düşüp başı kırılırsa müstehak olur. Çünkü bu musibet, o muhalefete cezadır."

"Veya dişi bir kaplan, öz evlatlarına olan şiddet-i şefkat ve himayeyi nazara almayarak, zavallı ceylanın yavrucuğunu parçalayarak yavrularına rızık yapar. Sonra bir avcı tarafından öldürülür. İşte hiss-i şefkat ve himayeye muhalefet ettiğinden, ceylana yaptığı aynı musibete maruz kalır."

 "İhtar: Kaplan gibi hayvanların helâl rızıkları, ölü hayvanlardır. Sağ hayvanları öldürüp rızık yapmak, şeriat-ı fıtriyece haramdır.” (Mesnevi-i Nuriye, s. 74-75)

3. Evdeki hayvanların yaralanma gibi olaylardan sonra çıkan sağlık masraflarının veyahut olması gereken aşı vb. sağlık giderlerinin sahibi için bir sadaka olduğu söylenebilir. Nitekim meallerini vereceğimiz şu iki hadis-i şeriften bunu anlamak mümkündür:

"Müslüman bir kişi bir ağaç diker veya ekin eker de ondan insan, hayvan veya kuş yerse, bu yenen şey kıyamete kadar o kimseye sadakadır." (bk. Müslim, Musakat, 10)

"Ağaç diken bir Müslümana, o ağaçtan yenilen mahsul onun için sadakadır. Yine o ağaçtan çalınan meyve da onun için sadaka olur. Vahşi hayvanların yediği de o kimse hesabına bir sadaka olur. Kuşların yediği de sadakadır. Her insanın ondan yiyip eksilttiği mahsul de onu diken Müslümana ait bir sadakadır." (Müslim, Musakaat, 2 (1552)

 Şu cümleler de bu hadislerin bir nevi açıklaması gibidir:

“Hem bu bağdan çıkan mahsulâttan kim yese -hayvan olsun, insan olsun; inek olsun, sinek olsun; müşteri olsun, hırsız olsun- sana bir sadaka hükmüne geçer. Fakat o şart ile ki: Sen, Rezzak-ı Hakikî namına ve izni dairesinde tasarruf etsen ve onun malını, onun mahlukatına veren bir tevziat memuru nazarıyla kendine baksan…” (Sözler, s. 272)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun