Kartalların leşle beslendiği, aslanların yalnız gezdiği doğru mu? 

Tarih: 21.07.2018 - 20:46 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Risale-i Nur'da kartalların leşle beslendikleri, aslanların da yalnız gezdikleri söyleniyor. Halbuki kartalların mecbur kalmadıkça leş yemedikleri, aslanların da koloni halinde gezdikleri biliniyor.
- Bu iddiaya nasıl cevap verilebilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Risale-i Nur’da etle beslenen hayvanların helal rızıklarının ölmüş hayvanların etleri olduğu, sağ ve sağlam hayvanların etlerini yemelerinin onlara yasak olduğu bildirilmektedir.

Risale-i Nur'da bununla ilgili metin şöyledir:

“Hem her günde milyarlarla yabanî hayvanlar ve kuşların cenazelerini toplamakla rûyi zemini (yeryüzünü) o taaffünattan (kokuşmaktan) temizlemek ve zîhayatları (canlıları) o elîm, hazîn manzaralardan kurtarmak için, nezafet ve sıhhiye memurları hükmünde olan kartallar misilli, kerâmetkârâne, gizli ve uzak, beş altı saat mesafeden bir sevk-i Rabbânî ile o cenazenin yerini hisseden, giden ve kaldıran âkilüllâhm (et yiyen, etle beslenen ) kuşları ve vahşî hayvanları halk etmiş. Eğer bu berriye (deniz) sıhhiyeleri gayet mükemmel, intizamperver ve vazifedar olmasa idiler, zeminyüzü ağlanacak bir şekil alacaktı."

"Evet, âkilüllâhm (et yiyen, etle beslenen ) hayvanların helâl rızıkları, vefat etmiş hayvanların etleridir. Hayatta olan hayvanların etleri onlara haramdır. Eğer yeseler, cezâ görürler. Hatta  حَتّٰى يَقْتَصُّ الْجَمَّاۤءُ مِنَ الْقَرْنَاۤءِ (ev kemâ kal). Yani,  "Boynuzsuz olan hayvanın kısâsı kıyâmette boynuzludan alınır." diye ifade-i hadîsiye gösteriyor ki: Gerçi cesetleri fenâ bulur; fakat ervahları bâkî kalan hayvânât mâbeyninde dahi, onlara münâsip bir tarzda, dâr-ı bekàda mücâzat ve mükâfatları vardır. Ona binâen, canavarlara sağ hayvanların etleri haramdır, denilebilir." (bk. Lem'alar, Yirmi Sekizinci Lem’a)

Şimdi bazı kimseler, “Hayvanlar haramı helali nasıl bileceklerdir, öyle şey mi olur?” diye itiraz edebilirler.

Bediüzzaman Hazretleri bu itirazcılara şöyle cevap veriyor:

“Arkadaş! Masum bir insana veya hayvanlara gelen felâketlerde, musibetlerde, beşer fehminin anlayamadığı bazı esbab (sebepler) ve hikmetler vardır. Yalnız meşiet-i İlâhîyenin düsturlarını hâvi şeriat-ı fıtriye ahkâmı, aklın vücuduna tâbi değildir ki, aklı olmayan bir şeye tatbik edilmesin. O şeriatın hikmetleri kalb, his, istidada bakar. Bunlardan husule gelen fiillere, o şeriatın hükümleri tatbik ile tecziye edilir (cezalandırılır).”

“Meselâ: Bir çocuk, eline aldığı bir kuş veya bir sineği öldürse, şeriat-ı fıtriyenin ahkâmından olan hiss-i şefkate muhalefet etmiş olur. İşte bu muhalefetten dolayı, düşüp başı kırılırsa müstehak olur. Çünki bu musibet, o muhalefete cezadır. Veya dişi bir kaplan, öz evlâdlarına olan şiddet-i şefkat ve himayeyi nazara almayarak, zavallı ceylânın yavrucuğunu parçalayarak yavrularına rızık yapar. Sonra bir avcı tarafından öldürülür.”

"İşte hiss-i şefkat ve himayeye muhalefet ettiğinden, ceylâna yaptığı aynı musibete maruz kalır.” (bk. Mesnevi-i Nuriye, Katre)

Demek ki, hayvanlara Cenab-ı Hak şefkat etme duygusunu vermiştir. Bu duygu sayesinde yavrularını himaye eder ve korurlar. Akılları olmasa da bu duygularıyla başka hayvanlara zarar vermemeleri gerektiğini de dikkate almaları gerekiyor. Aksi halde hatalarının aynıyla bu hayvanların ceza görecekleri ifade ediliyor.

Söylenen bir söz, hangi manada söylenmiş? Kime söylenmiş ve kim söylemiş? Neye işaret etmek istemiş? Neyi ima veya kastetmek istemiş? Bütün bunların dikkate alınarak ifadelerin değerlendirilmesi gerekir. Herhangi bir bilgi hakkında fikir yürütebilmek için, o konu ile bütün kaynakların gözden geçirilmesi gerekir. Söz söylenirken de o kaynaklar delil gösterilir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Vahşi hayvanların rızıkları ölmüş hayvanlar mı?

Cevap 2:

İlgili yerdeki ifadeler şöyledir:

"Çünkü zayıflar ittifaka muhtaç oldukları için kuvvetli ittifak ederler. Kavîler, ihtiyacı tam hissetmediklerinden, ittifakları zayıftır. Arslanlar, tilkiler gibi ittifaka muhtaç olmadıkları için ferdî yaşıyorlar. Yabanî keçiler, kurtlardan muhafaza için, bir sürü teşkil ederler." (bk. Lem'alar, Yirminci Lem'a) 

Bu paragrafın ana teması kuvvetlilerin ferdi, zayıfların ise gurup hâlinde yaşamasıdır. Ve ekseri olarak kedigiller ferdi yaşarlar ve kedigillerin sembolü de aslandır. Diğer tüm kedi cinsleri asosyal olup yalnız yaşamayı tercih ederken, aslanlar büyük gruplar oluşturan tek kedi cinsidir.

Yani burada aslan ifadesi, kedigiller anlamında kullanılıyor ve kedigillerin kahir ekseriyeti de asosyal varlıklardır, şeklinde tevil edebiliriz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun