Evrim teorisini kısaca çökertebilir misiniz?

Tarih: 20.02.2018 - 01:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

1) Kuantumun Termodinamiğin 2.kanununu çökerttiği dolayısıyla evrimle fiziğin çelişmediği söyleniyor. 
2) Yasayan fosillerin aslında az da olsa evrim geçirdiği evrim geçirmeyen canlı olmadığını bazen canlının adapte olmasından ancak çevrenin değişimiyle gözle görülmeyen evrimin olduğunu dolayısıyla yaşayan fosillerin evrimi çürütmediği söyleniyor. 
3) Yararlı mutasyon örnekleri olarak sunulan delillere ne denebilir:
- Canlıların vücut boylarını küçültmeleri 
- Mongoloid ırkın gözlerinin çekik olması 
- Çöl bitkilerinde görülen bütün uyumlar mutasyonlar sonucu ortaya çıkması
- CCRS genindeki mutasyon 
- Klamidya ve karanlığa uyum 
- Domuz gribi virüsü H1N1′in geçirdiği mutasyon 
- Klebsiella aerogenes bakterisi ve fucose isomeraz enzimi
- Bakterilerdeki antibiyotik direnci
- Drosophila’da kanatların büyümesini durduran mutasyonlar
- Sitrik asit tüketmeye başlayan bakteriler
- Bulundukları zeminin rengine uyum sağlayan fareler 
- Akdeniz Kansızlığı (=Thalasemi, AK) ve sıtmaya yakalanmayan bireyler.
4) Evrim teorisini bana kısaca çökertebilir misiniz hem bilime hem de mantığa göre..   

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Soru 1:
Kuantumun Termodinamiğin 2. kanununu çökerttiği dolayısıyla evrimle fiziğin çelişmediği söyleniyor. 

Cevap 1:

Termodinamiğin ikinci kanunu her yerde geçerli olmasa bile, fiziğin bütün alanlarıyla evrimin çelişmediğini ileri sürmek, çelişki değil midir? Siz lisede fizik okudunuz. En azından bir kitabı dolduracak kadar fizik kanunları olduğunu hatırlarsınız. 

Bir fizik kanunu evrimle çelişmemiş olabilir. Bu bütün fiziğin evrimle çelişmediği şeklinde nasıl iddia edilebilir? İşte sadece bu iddia bile evrimcilerin ne kadar açmazda olduğunun en bariz bir delilidir. Kıyıda köşede bir delik arıyorlar ki, her şeyin tesadüfen olduğunu ve canlıların silsile halinde birbirinden hâsıl olduğunu kabul ettirsinler.

İsteyen onların arkalarından gidebilir. İlla bir gerekçe bulmaya da gerek yok. “Ben bir yaratıcının varlığını kabul etmiyorum.” dersin ve onların peşine takılırsın.

Allah’ın varlığını öğrenmek istiyorsanız, evrimcilerin ileriye sürdüğü delilleri çürüterek bir yaratıcının varlığını ispatlamaya gerek yoktur. Kâinattaki her bir canlının, son derece ölçülü ve düzenli yaratılışı, her an rızkının temini ve sindirilmesi, hücrelerinin yenilenmesi, sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi Allah’ın varlığını canlılar sayısında delille göstermektedir.

Soru 2:
Yasayan fosillerin aslında az da olsa evrim geçirdiği, evrim geçirmeyen canlı olmadığını bazen canlının adapte olmasından ancak çevrenin değişimiyle gözle görülmeyen evrimin olduğunu dolayısıyla yaşayan fosillerin evrimi çürütmediği söyleniyor. 

Cevap 2:

Bunu inkâr eden yok ki. Sen dünyaya böyle mi geldin? Ayakların, ellerin ve vücudunun diğer azaları şimdiki gibi büyük mü idi? Değildi. Sen her an değişmekte ve yaşlanmaktasın. Başlangıcın bir hücre değil miydi? Seni bir hücreden bu şekle getirip, halden hale sokan kimdir? Buna Allah demeyip tabiat mı diyeceksin?

Canlılar her an değiştirilmekte, farklılaştırılmakta ve başkalaşmaları sağlanmaktadır. Ama kendi cinsi, şekli ve yapısını muhafaza ederek kalmaktadırlar. Tavuk bir hücreyle bu dünyaya ayak basıyor, civcivlikten geçerek pek çok şekil ve yapı kazanıyor. Ama yine tavuk olarak kalıyor. Gül de bülbül de insan da bu dünyaya tek hücre olarak gönderiliyor, muhtelif şekillerden geçirilerek olgunluğa ulaştırılıyorlar. Ama her birisi yine kendi cins, şekil ve yapısını muhafaza ediyor.

İşte bütün bu değişikliklere tekâmül diyoruz. Yani, bir canlının olgunluğa, mükemmelliğe ve kemale ermesi olarak ele alıyoruz.

Evrimcilerin iddia ettiği gibi, gülden bülbül meydana gelmiyor. Allah isterse onu da yapar. Gülden bülbül, bülbülden karınca halk eder. Ama bu dünyadaki kanunları böyle bir yapı göstermiyor.

Soru 3:
Yararlı mutasyon örnekleri olarak sunulan aşağıdaki delillere ne denebilir?
- Canlıların vücut boylarını küçültmeleri 
- Mongoloid ırkın gözlerinin çekik olması 
- Çöl bitkilerinde görülen bütün uyumlar mutasyonlar sonucu ortaya çıkması
- CCRS genindeki mutasyon 
- Klamidya ve karanlığa uyum 
- Domuz gribi virüsü H1N1′in geçirdiği mutasyon 
- Klebsiella aerogenes bakterisi ve fucose isomeraz enzimi
- Bakterilerdeki antibiyotik direnci
- Drosophila’da kanatların büyümesini durduran mutasyonlar
- Sitrik asit tüketmeye başlayan bakteriler
- Bulundukları zeminin rengine uyum sağlayan fareler 
- Akdeniz Kansızlığı (=Thalasemi, AK) ve sıtmaya yakalanmayan bireyler.

Cevap 3:

Canlılardaki her bir fiili yaratan Cenab-ı Hak’tır. Bu mutasyon da olsa, onu yine halk eden yaratıcıdır. Bunlar kendiliğinden olmuş hadiseler değildir.

Bu tip değişiklikler her an olabilir. Olması beklenir. Çünkü Cenab-ı Hak her bir şeyi birçok sebebe bağlamış. Bir canlının yapısı, teşekkülü, büyüyüp gelişmesi pek çok sebebin gölgesinde olmaktadır. Bu sebeplerin bir veya bir kaçının ortaya çıkması, o canlı türünde alışılmış olan şekil ve yapının dışında farklı bir yapıyı ortaya çıkarabilir. İşte bu mutasyon olarak adlandırılmaktadır. Soruda sayılanlar da bunlardan bazılarıdır.

Buradan bir genelleme yaparak canlıların birbirinden meydana geldiği görüşü ileri sürülemez. Sürülürse, bu ilmi bir delil olmaz. Sadece sık sık tekrar edildiği gibi, evrimcilerin ideolojik bir yaklaşımı olur. Hepsi o kadar.

Bunlardan bir tanesini ele alalım. Mesela, “Bulundukları zeminin rengine uyum sağlayan fareler” deniyor.

Bu uyumu fareler kendileri sağlayamaz. Onların hayatiyetlerinin devamı için, Cenab-ı Hak o farelerin genetik yapılarında mevcut olan renk farklılığını devreye sokar. Ta ki, o farelerin hayatı devam edebilsin.

Ama bu renk uyumu giderek mesela fareden tilkiyi meydana getirmez. Böyle fareden tilkinin meydana geldiği saçmalığına, farelerdeki renk uyumu mutasyonu delil gösterilemez.

Soru 4:
Evrim teorisini bana kısaca çökertebilir misiniz? Hem bilime ve hem de mantığa göre.

Cevap 4:

Evrimciler iddia ediyorlar ki, kâinat tesadüfen ortaya çıkmıştır. Cansız maddelerden kendi kendine canlı bir hücre teşekkül etmiştir. Daha sonra bütün canlılar silsile halinde bu tek hücreden meydana gelmiştir. Bu iddialarının doğru olduğunu göstermek için bin dereden su getirmekte, ilmi olmayan bir takım safsataları da kabul etmektedirler.   

Yaratılışçılar da diyorlar ki, Allah kâinatı yoktan yaratmış, her bir canlı türünü kendine has genetik yapıda ve müstakil olarak yaratmıştır. Allah isterse canlıları silsile halinde de birbirinden meydana getirebilirdi. Böyle yaratmış olsaydı. O’nun kudret ve kudretine yine noksanlık getirmezdi. O istediğini istediği tarzda yaratmaya muktedirdir. Ama, canlıların genetik yapısı, değişerek başka canlılara meydana getirecek tarzda bir farklılık göstermiyor. Şimdiye kadar bir bitkiden bir hayvanın, bir hayvandan, mesela bir kediden tavşanın, bir balıktan kurbağanın meydana geldiği görülmemiştir. Bu iddiayı doğrulayacak ilmi hiçbir delil yoktur. Ama, ateist evrimciler, bir yaratıcının olmadığını iddia ederek, evrimi buna delil getirmeye çalışıyorlar.

Hadise özet olarak budur.

Sen akıl ve mantıklı çözüm istiyorsun. Bunun için tek misal karar vermen için yeterlidir. İşte sana bir misal:

Bir vazoda yapma çiçek, bir saksıda da canlı çiçek var. Yapma çiçeğin bir ustası var mı, yok mu? Elbette var.

O zaman, canlı çiçek ondan daha mükemmel. Hem canlı, hem gelişiyor, hem çiçek açıyor ve hem meyve veriyor. Bunun ustası olmaz mı?

Sen bu ve benzer misalleri çoğaltabilirsin ve ona göre kararını verirsin.

İlave bilgi için tıklayınız:

Evrim teorisi, termodinamiğin ikinci kuralına uygun mu?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun