Evrim dilinde ''istihale''nin taşıdığı mana nedir?

Tarih: 15.05.2020 - 14:57 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İstihale: Geçmişte “istihale” ve “te­kâmül” kelimelerinin “evolüsyon” ya da “evrim” mânâsında kullanılmış olduğunu anlıyoruz. Nitekim Hamdi Yazır bir eserinde, tekâmül ve istihaleyi müdafaa edenlerin görüşlerine itiraz ederek şöyle diyor:

“Bütün hayvan vücutları mükemmel bir tasnif (sınıflandırma) ile tertip edildiği zaman görünüyor ki, aralarında nok­sanlıktan kemale (mükemmele) doğru, yani basitten mürekkebe (kompleks yapılıya) giden bir derecelenme vardır. Bununla beraber, her bir cinsin diğer cinsten hâsıl olduğuna dair bir tecrübeye, bir şahide de rastlamıyoruz. İnsan insandan doğuyor; aslan aslandan, at attan, maymun maymundan..."

"Böyle olmakla beraber, bu tecrübeye rağmen, aynı menşeyden (kökenden), yani topraktan gelmeye dayanılarak burada da bir mantık yapılıyor. Hayvan cinslerinin birbirine benzemesini, istihale veya tekâmülle basitten yüksek yapılının hâsıl olduğuna bağlıyorlar. Bu suretle bir gün gelmiş ki, hayvanın biri ve meselâ bir takdire göre, maymunun biri veya birkaçı insan doğuruvermiş ve insanlar bunlardan türemiş..."

"Biz daima göğsümüzü gere gere ve ilmî yoldan hiç ayrılmayarak deriz ki: Aynı menşeyden (kökenden) gelme davası doğrudur. Evvela, bütün hayvanat için bu menşeyin aslı maddedir, basit unsurlar ve elementlerdir. Bir başka ifadeyle, topraktır. Bu maddeden hayvanatın meydana gelmesi ise ilim, irade, kuvvet, kudret sahibi haricî bir sebebe bağlıdır ki, o basit şeyden canlı hâsıl olabilsin. Çünkü noksandan kendi kendine bir kâmil hâsıl olamaz. Meselâ, bir okkalık bir sıklet (ağırlık), iki okkalık sıkleti sürükleyemez. Çıktığı, sürüklediği farz edilirse, bir şeyin yok iken sebepsiz, illetsiz hâsıl olduğunu kabul etmek lazım gelir. O zaman akıl, ilim ve fen yoktur."

"Aralarında mertebe yakınlığı bulunan hayvan cinslerini, tecrübenin aksine olarak, birbirinden istihale ettirmek veya doğurtmak ne tabiidir, ne zaruridir. Kurbağalar balıktan doğmuş, demek için, görülmüş bir misale ihtiyaç vardır. Gözlenmiş bir numune olmadığı ve mantıki bir zaruret bulunmadığı hâlde böyle bir hüküm, elbette fennî ve felsefi bir hüküm değildir.” (bk.Yazır, H., Hak Dini Kur’an Dili, cilt 1, sayfa 329-331, 1971.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun