Erkek, neden kadın üzerinde söz sahibidir?

Tarih: 10.04.2016 - 10:05 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Benim kafama takılan bir soru var belki bazen kabul edebiliyorum ama bazen daha destekleyici bir ispat isteyebiliyorum.
- Neden bir erkeğin evli veya bekâr fark etmez üzerindeki hak en çok erkeğin annesine ait de kadında böyle bir durum söz konusu değil, direk kocası üzerinde söz sahibi.
- Yani niye kadında ilk sırada aile gelmiyor, sonuçta aile en iyisini düşünür. Oysa evlilik zaten neden isteniyor aile kurumu ve zinanın önüne geçmek için değil mi.
- Yani demem o ki babanın annenin düşünmesi başka kocanın düşünmesi başka. Bekar bayanlar için üzerindeki hak en çok kimin peki?
- Ha bir de bir kız evlenip giderse yine o evin kızı mı sayılır yoksa gelin gittiği yerin mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bir geminin iki kaptanı, bir ordunun iki komutanı, bir memleketin iki sultanı olmaz, olamaz ve olmamalı. Elbette kainat içinde küçük bir gemi, küçük bir ordu ve küçük bir memleket olan bir ailede de iki kaptan, iki ordu ve iki sultan olmaz, olamaz ve olmamalıdır.

İşte ailede olması gereken bu kaptan, bu komutan ve bu sultan; kadının kocası ve çocukların babasıdır.

Öncelikle konu ile ilgili ayet ve hadisleri öğrenelim:

الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنْفَقُوا مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ...

“Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir (onların reisidir)ler. (Bu) Allah’ın (insanlardan) bazılarını (erkekleri) bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir. Saliha kadınlar ise, itaatkâr olanlardır…” (Nisa, 4/34…)

Ayet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere, kadınların idare ve sevki erkeklere bırakılmıştır. Bunun için de ayette iki tane sebep zikredilmiştir.

Birinci sebep: Erkeklerin kadınlardan daha üstün olması gösterilmiştir. Peki, bu üstünlük nedir ve hangi konulardadır?..

Fahreddin Razi (r.a) şöyle der:

“Bu üstünlük iki yönden olur. Birincisi, erkeklerin özelliği ile ilgilidir. Erkekler daha akıllı, daha ilimli ve daha kuvvetli olduklarından kadınlardan üstün olmuşlardır."

"İkincisi ise, dini açıdan üstünlüktür. Erkek kadına göre mirastan daha fazla alır, erkek cihat eder, ezan okur, hutbe okur, itikâfa girer, erkeğin şahitliği kadına göre daha kuvvetlidir. Yanlışlıkla ve hata ile olan ölümlerde erkeğin katil olan akrabası için ödenen diyete iştirak etmesi… gibi dini emirler gösterilebilir.” (Razi, ilgili ayetin tefsiri)

İkinci sebep: Erkeğin malından harcamasından dolayıdır. Erkek kadına mihr verir, evliliğin masraflarını karşılar ve kadının ve çocuklarının her türlü nafakası erkeğin üzerinedir. Hatta doğan çocuklarını annesi ücretsiz emzirmek istemese erkek ona ücret ödemek zorundadır.

Ayet bu iki sebepten dolayı evin idare ve sevkini erkeğe bırakmıştır. Yine bu iki sebepten dolayı Alemlerin Efendisi Hz Muhammed Mustafa (asm) şöyle buyurmuşlardır.

لَوْ كُنْتُ آمِرًا أَحَدًا أَنْ يَسْجُدَ لأَحَدٍ لأَمَرْتُ الْمَرْأَةَ أَنْ تَسْجُدَ لِزَوْجِهَا فَوَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لاَ تُؤَدِّى الْمَرْأَةُ حَقَّ رَبِّهَا عَزَّ وَجَلَّ حَتَّى تُؤَدِّىَ حَقَّ زَوْجِهَا كُلِّهِ

“Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim. Elinde nefsim bulunan (Allah’a) yemin ederim ki; kadın, erkeğinin tüm hakkını ödemedikçe Rabbinin (azze ve celle) hakkını ödeyemez..” (İbn Mace, Nikah 4)

Eğer, ayet ve hadisten erkeğin mutlak otoritesi ve sultası anlaşılır ve erkek kadına her istediğini yaptırır diye bir yoruma gidilirse, bu ayeti ve hadisi yanlış anlamak olur. Burada kadının erkeğe secde etmesi istenmemiş, "eğer secde edilseydi", denmiştir. Çünkü bizim dinimizde insanın insana secde etmesi yasaklanmıştır.

Gelelim erkeğin kadın üzerindeki hâkimiyetine:

Ayet-i kerimede erkeklerin, kadınların yöneticisi olduğu söylenmiştir. İslam’ın tasarladığı yöneticilik göz önünde bulundurulursa, bu durum erkeğe bir avantaj değil tam tersine sorumluluk yüklemekte ve kadını bu sorumluluktan ve bu yükten kurtarmaktadır.

Yine Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz: وَأَمْرُهُمْ شُورَى بَيْنَهُمْ onların aralarındaki işler istişare iledir.” (Şura, 42/38) buyururlar. Yani bir karar alınacağı zaman istişare müessesesinin işletilmesini emreder.

Yine başka bir ayette Yüce Rabbimiz: وَلَا تَنْسَوُا الْفَضْلَ بَيْنَكُمْ - aranızdaki iyilikleri unutmayınız.” der. (Bakara, 2/237) Yani bir davranış içerisinde olacağınız zaman önce aklınıza birbirinize yaptığınız iyilikler gelsin der.

Peki, kadının erkek üzerinde hiçbir hakkı yok mudur?

Bu konuda yüce Rabbimiz şöyle buyurmuşlardır.

وَلَهُنَّ مِثْلُ الَّذِي عَلَيْهِنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ وَاللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

“(Kocalarının) onlar üzerinde örfe uygun olan (hakları) gibi, onların da (kocaları üzerinde hakları) vardır. Fakat erkekler için onların üzerine bir derece (bir üstünlük) varıdır. Allah aziz (daime üstün gelen) hâkim (her işi hikmetli) olandır.” (Bakara, 2/228)

Evet, erkeğin kadın üzerindeki hakkı baskındır. Ama bu, kadının erkek üzerinde hakkı yoktur anlamına asla gelmez.

Peki, erkek kadın üzerindeki bu sultasını nasıl kullanmalıdır? Yine yüce Rabbimiz kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyorlar. “وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ Onlara örfe uygun bir biçimde muamele ediniz.” (Nisa, 4/19)

Evet, erkek kadınına medeni bir toplumda olması gerektiği gibi davranmalıdır.

Peki, kadın evlendikten sonra, kadının anne ve babası ne olacak? Onların üzerindeki hakkı nasıl yerine getirilecek? Başka bir ifade ile kadının kocasının bir isteği ile anne veya babasının bir isteği çatışırsa ne olacak?

Öncelikle şunu belirtmekte yarar vardır. Kadının erkeğinin hakkı ile kadının anne ve babasının hakları birbirinin alternatifi değildir. Aksine her biri başlı başına müstakil bir hukuktur. Yani bir kadın hem eşinin hem de anne ve babasının haklarını aynı anda yerine getirebilir. Ancak kadın, anne ve babasının emri ile kocasının emri çakıştığında kocasının meşru olan emrini yerine getirmelidir.

Peki neden? Anne ve babanın haklarının ne kadar önemli olduğu hem ayetlerde hem de hadislerde anlatılmasına rağmen, neden İslam erkeğin (kocanın) hakkını anne ve babanın önüne geçirmiştir?

"Hz. Ayşe validemiz dedi ki: "Rasûlullah (asm)'a 'Kadın üzerinde en bü­yük hakkı olan kimdir?' diye sordum da 'Kocasıdır.' cevabını verdi. 'Erkek üzerinde en büyük hakkı olan kimdir?' dedim, 'Annesidir.' bu­yurdu." (bk. Mecmeu’z-Zevaid, 4/308)

Erkeğin hakkının kadının anne ve babasından önce gelmesinin hikmeti şu olabilir;

Toplumların en küçük yapısı ailedir. Bir toplumda aile ne kadar kaliteli ise, o toplum da aynı oranda kalitelidir. Hem düzelme hem bozulma aileden başlar.

İslam’a göre aile reisi erkektir. Eğer kendi gemisinde sözü geçmez ve başka gemilerden emir alarak çalışan bir tayfası olursa, gemisini sahili selamete çıkaramaz. Yani kadının anne ve babası veya erkeğin anne ve babası bu ailenin iç işlerine karışırlarsa bu aileyi yönetilemez hale getiriler. Ailenin yönetilemez olması ise, birçok disiplinsizliği beraberinde getirir ki bu hem ailenin bir temel taşı olan kadının baş kaldırmasına (nuşuz) hem de o ailenin çocuklarının istenilen ahlaki erdemde yetişmemesine sebebiyet verir.

Eğer aileler böyle bozulursa o zaman toplumda anarşi hâkim olur. Bu ise bir toplumu kökünden sarsacak sonuçlara götürür.

Bir kadın, kocasını dinlemeyip anne ve babasının hukuku için onların emirlerini dinlerse (aynı şey erkek için de geçerli) bir ailenin dağılmasına sebebiyet verir. Dağılmış aile sorunu, yerine getirilmemiş anne baba hakkından daha küçük bir sorun değildir. Tam tersine anne baba hakkı bireysel olup toplumun bütününü kapsamaz.

Ancak bozulmuş aileler bir milletin temellerinin bozulması anlamına gelir ki, hiçbir millet ve medeniyet böyle bir zarara göz yummaz.

Kadın hem erkeğinin meşru isteklerini yerine getirmeli hem de anne ve babasının hukukuna riayet etmelidir. İslam dini kadının anne babasına itaat etmemesini kocasına yapacağı itaatsizlikten daha az zararlı görmektedir. Allah en iyisini bilendir) bunu için “İki zarar karşılaştığı zaman hafif olan tercih edilir.” kuralınca kadın erkeğine itaat ederek daha büyük bir zarara girmekten kurtulur.

Peki, bir kadın evlendiği zaman artık ailesinin kızı olmaktan çıkar mı?

Daha önce de açıklamaya çalıştığımız gibi, anne-baba hakkı ile eş hakkı birbirinin alternatifi değillerdir. Bir kadın evlendiğinde yine anne ve babasının kızıdır. Ölünceye kadar da bu böyle devam edecektir. Ancak evlilik ile yerine getirmesi gereken yeni bir takım hukuki haklar doğmuştur. Bunları da yerine getirmesi lazımdır.

Özetle:

İktidar, (كُلٌ لَا يَتَجَزَّأُ) parçalanmaz bir bütündür. Aile küçük bir devlet gibidir. Buradaki iktidar da erkeğe aittir. Bunun anne ve babaya verilmesi, bir ülkede birden fazla devlet başkanı olması gibidir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'an'a göre Allah, insan ayrımı yapar mı yapmaz mı?
Kur'an'da erkeklerin kadınlar üzerindeki hakimiyetinin ve ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun