Eğer bazı olaylar yaşanamasaydı, ayetler inmeyecek miydi?
- Ateistlerin iddiası şu ki:
"Kuran'daki ayetler mesela bir olay yaşanıyor ve o olayla ilgili ayet iniyor. Eğer o olay yaşanmasa o ayet de inmezdi. Bu durumda sahabeden biri namazda ayetleri karıştırmasa belki şarap haram ilan edilmezdi. Bu durum da evrenselliği değil tarihselliği gösterir. Diğer ayetler de böyle bir olay nedeniyle inmiştir" diyorlar.
- Acaba herhangi bir olay olmadan da ayet indiği vaki midir?
Değerli kardeşimiz,
Kur’an’ın bütün sure ve ayetlerinin nüzul sebebi yoktur. Bir kısmının vardır, önemli bir kısmının da yoktur. (bk. Merkezu’l-Fetva, Rakam: 3633)
- İslam alimleri şöyle bir kuralı kabul etmişler:
“Kur’an’dan alınması gereken derslerde, ilgili ayete mahsus nüzul sebebine değil, lafızlarının umum ifade eden geniş manalarına itibar edilir.”
- İnsanları hak yoluna yönlendirmek için gelen Kur’an’ın özellikle ahkâmla ilgili ayetlerinde özel bir sebebin bulunması büyük önem arz etmektedir. Çünkü, vuku bulmuş bir olayı aydınlatmak üzere indirilen ayetlerin ilgili mesajları daha kuvvetli, daha tesirli olur. Zira, bu durumda, ilahi hüküm ile ortadaki gerçekler birleşir. İlim ve amel, nazari bilgi ile uygulamadaki tatbikat birbirini teyit eder, güçlendirir.
- “Eğer ilgili sebep olmasaydı, ilgili hüküm olmaz mıydı?” şeklindeki bir sorunun fazla bir anlamı yoktur. Çünkü, her şeyden önce bu soru bir faraziyeye, olması imkânsız bir tasavvura dayalı bir hayal ürünüdür. Zira, olanlar, mazidir, geçmiştir, ilahi takdir içinde tatbik edilmiştir. Bunun tersinin vuku bulması mümkün değildir.
Kaldı ki, kâinat çapında “sebep ile müsebbep=sebebe bağlı olarak var olan şeyler” Allah’ın ezeli ilminde birlikte bulundukları gibi, Kur’an’da yer alan nüzul sebepleri ile, ilgili ayetlerin hükmü de aynı şekilde Allah’ın ezeli ilminde birlikte yer almıştır. Hiç bir şey Allah’ın ilminin dışına ve ona aykırı olmayacağına göre, bu hayali tasavvur da havada kalmaya mahkumdur.
Bununla beraber, Allah yüzlerce ayeti sebepsiz/nüzul sebebi (en az bizim bildiğimiz bir sebep) olmadan indirdiği gibi, “sahabenin namazda yanlış yapmaları” olmasaydı, “şarabı yasaklayan ayetin bu hüküm” yine de konulacaktı.
Kaldı ki, şarabın/içkinin yasaklanması dört safhada tahakkuk etmiştir. “Sarhoş olarak namaz kılma” olayı, bu safhaların ne ilkidir, ne de sonuncusudur...
Tekrar edelim ki, nüzul sebebinin hikmetlerinden önemli bir hikmeti, toplumda meydana gelen bir problemi çözmektir. Çünkü, önemli bir problemi çözen bir hükmün kalplerdeki tesiri oldukça fazladır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Mevlana'nın kitabında geçen, Tanrı vahyidir, ifadesi ne demektir?
- Bazı Caferilerin, “Ben seni insanlara imam yapacağım.” (Bakara 2/124) mealindeki ayete göre, İmametin ilahi makam olduğu ve Nübüvvet makamından daha yüksek bulunduğu iddialarına nasıl cevap vermeliyiz?
- Evrimi sadece dine inananlar kabul etmemektedir. Evrimi kabul eden bu bilim adamları nasıl yanılıyor olabilir? Bu adamlar inkar ederek cehennemi nasıl göze alıyorlar?
- İmam Maturidi, Allah mekandan münezzehtir, kim gökte derse kafir olur derken, İmam Ebu Hanife Allah yedi kat semanın üstünde arşına istiva etmiştir, demesi bir zıtlık değil midir? Hangisine inanacağız?
- Secde yerinde bazı engeller bulunursa nasıl hareket etmek gerekir? Alnın ne kadarlık kısmı yere temas etmelidir?
- Hucr b. Adiyy ve Malik Eşteri, Muaviye mi öldürttü?
- Esabab-ı Nüzul nedir? Ayetlerin hepsinin iniş sebebi var mı?
- Allah bir şeyi yasaklamadan ceza verir mi?
- Peygamberimizin, ayetleri iniş amacının dışında kullandığı olmuş mudur?
- ESBÂBU'N-NÜZÛL