''Dünya kâfirin cennetidir'' sözünü nasıl anlamak gerekir?

Tarih: 12.05.2020 - 14:34 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Soru: “Müminler Allah’a inanıyor, onun emirlerini yapmaya çalışıyor, ama başlarından musibet eksik olmuyor. Hatta Rasulullah; ‘Dünya müminin zindanı, kâfirin cennetidir.’ buyurmuş. Kâfir Allah’ın düşmanı, mümin onun dostu iken, Takdir-i İlahi neden bize musibetleri vermektedir?”

İlk olarak, müminlere gelen musibetler öncelikle birer şefkat tokadıdır. Bir baba hatalarından dolayı, onu hatasından çevirmek için oğluna bir ceza verebilir. Bu onun oğluna düşmanlığından değil, ona olan sevgisinden ve onu tehlikeden korumak istemesindendir. Onu böylece terbiye etmek, iyiye yöneltmek ister. Yüce Allah (CC) da, dostlarına musibetleri vererek, onları şefkatli tokatlarla ikaz eder. Ayrıca musibetleri günahlarına kefaret ederek, onları cehennem azabından korur. Musibetlerde kaybedilen mal ve serveti de sadaka hükmüne getirir.

Biliriz ki, küçük suçlar küçük mahkemelerde cezalandırılır. Büyük suçlar ise büyük mahkemelere havale edilir. Aynen bunun gibi müminlerin küçük hatalarının cezası, musibetler suretinde dünyada ona dönebilir. Böylece onlar burada temizlenirler. Bu hal bir bakıma onlara merhamettir. Kâfirlerin ve ehl-i dalâletin suçları pek büyük olduğundan, Mahkeme-i Kübra’ya tehir edilir ve ertelenir. Onlar bu yüzden çoğunlukla burada cezalandırılmazlar.

Dünyada mü’min kusurlarının cezasını gördüğü için, dünya onun hakkında, bir tür dâr-ı ceza ve zindan hükmünü alır. Hem dünya onlara pek mutlu olacakları ahirete nispeten de “zindan” sayılır. Yani onlar musibete düşmeseler de,  ahiret yanında dünya hayatları zindan hükmündedir. (bk. Nursi, B. S. Sözler. Diyanet Vakfı Yayınları-600, Ankara, 2.baskı, 2016, s. 205.)

İnanmayanlar ise, büyük cezaları ahirete ertelendiği ve dünyada kısmen iyiliklerinin mükâfatını gördükleri için, dünya onların cenneti sayılır.

İkinci olarak mü’minler, Allah’ın (CC) emirlerine itaat ederler, ibadet külfetini çekerler, kulluk sorumluluğu taşırlar. Onlar hür olsalar da, “Abdullah=Allah’ın kulu, kölesi”dirler. İbadet külfeti ve sorumlulukları, onlara zahiren bir sıkıntı ve ağırlıktır. Bu açıdan da dünya onların zindanı sayılır. Oysa inanmayanlar ve ehl-i dalâlet, burada ibadet külfetini çekmezler, bu konuda bir sorumluluk ağırlığı taşımazlar. Her emir ve nehiyden hür ve bağımsız olarak, arzularına göre ve istedikleri gibi hayatı yaşarlar, böylece bir nevi yalancı Cennet içindedirler.

Bütün bunlar yanında, ne kadar zorluk ve musibet içinde de olsa, mü’min kâfirden daha mutludur. Onun imanı ruhuna manevî bir cennet bahşeder. Küfür,  kâfirin ruhunda onu manen tazip eden manevî bir cehennemdir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun