Din seçim, Türklük kaderdir, sözü Ahmet Yesevi'ye mi aittir?
- Bir gün Pîr-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî Hazretlerine sormuşlar:
– “Müslüman mısın?”
– “Elhamdülillah Türk’üm, Müslüman’ım.” demiş.
– “Neden Türklüğü katıyorsun, biz dinini soruyoruz.” demişler.
– ”Din seçim, Türklük kaderdir.” demiş.''
- Bu söz Ahmet Yesevi'ye mi aittir, büyük Mutasavvıfın böyle bir sözü olabilir mi?
- Ona ait olduğu kaynaklarda geçmekte midir?
Değerli kardeşimiz,
Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi, Müslüman Türk dünyasının manevi hayatında asırlardır etkisi devam eden bir Hak arifidir. O, Türk dünyasında ilk defa mukaddes kitabımız Kur'an’dan ve Hz. Peygamber (asm)’den aldığı esasları sevgi ve bilgiyle yoğurarak, kendi adıyla anılan Yeseviyye erkanının kaidelerini ortaya koyan kurucu bir önderdir.
Şeriat ve hakikati gönüllerde buluşturan Yesevî, başta Yesi ve çevresi olmak üzere devrinde neşv u nema bulan bütün sapkın fikirlere karşı Hz. Peygamber (asm)’in yaşadığı İslam'ın özünü telkin ederek XII. Asırda bir cerağ uyandırmış ve bu cerağ büyük bir coğrafyada zaman zaman değişik isimlerle hiç sönmeyerek insanların gönüllerini aydınlata gelmiştir.
Ahmet Yesevi, dönemin din ve kültür dili olan Arapça ve Farsça yerine, anadili Türkçeyi kullanmış, Türkçeyi bir ilim, aşk ve irfan dili haline getirmiştir. Sohbetlerinde ve nutk etmiş olduğu hikmetlerinde anadili Türkçeyi kullanarak geniş kitleleri etkileyen ilk Türk mutasavvıfı odur.
Hoca Ahmed Yesevî, tasavvufî düşüncelerini Türkçe ve sade şiirler ile anlatmış, hikmet adı verilen bu şiirler zamanla toplanarak "Dîvân-ı Hikmet" mecmuaları meydana gelmiştir.
Ne "Divan-ı Hikmet"te ne de yine ona nispet edilen "Fakrnâme"de "Din seçim, Türklük kaderdir." şeklinde bir ifadesi yer almamaktadır.
Türkçe ile ilgili olarak 70. Hikmet’te şunları söylemektedir:
"Hoş görmemekte alimler sizin dediğiniz Türkçe’yi,
Ariflerden işitsen açar gönül ülkesini."
"Ayet hadis anlamı Türkçe olsa uygundur,
Manasına yetenler yere koyar börkünü."
"Miskin, zayıf Hoca Ahmed yedi ceddine rahmet,
Farsça dilini bilerek güzel söylemekte Türkçe’yi."
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kur'ân'ın "Kitab-ı hikmet" olmasını izah eder misiniz?
- "Hem acib ve garib sanatlar içinde rengârenk acib hikmetli zemin yüzünün simasındaki bu nakışlı çizgilere bak!" cümlesindeki "nakışlı çizgilerdeki hikmet" ne olabilir, açıklayabilir misiniz?
- Eski kaynaklarda felsefeye "ilm-i hikmet" denilmektedir. Bu isim her fikir cereyanı için kullanılabilir mi? Bütün felsefeciler hikmet üzere midirler?
- "Nizam-ı hikmet" kavramını, Külliyat'ta kullanılan geniş manasıyla açıklar mısınız?
- Davud Aleyhisselâmın "lisanındaki hikmet" ne demektir?
- "İlm-i usul" ile "ilm-i hikmet" kavramlarının farkları var mı?
- Kur’ân-ı Kerîm'in "Kitab-ı hikmet" olmasını izah eder misiniz?
- "Bir sineğin hakk-ı hayatını rahîmane muhafaza eden bir rahmet, bir hikmet" Ne demektir?
- "Silsile-i nübüvvet ve diyanet" ile "Silsile-i felsefe ve hikmet" acaba bidayette beraberler miydi? Nihayette de ittifakları mümkün olacak mıdır?
- Dilenci, uyku hali ve birisini bekleme misallerinin "tertib-i eşyadaki teenni-i hikmet" ile münasebetini izah eder misiniz? Uyumak, istemek, teenni ile hareketin alakası nasıl kurulabilir?