Cinsiyet nedir; onu nasıl değerlendirmemiz gerekir?

Tarih: 04.04.2006 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bugünün şehvete dayalı sapık hayat telâkkilerinin çoğu, cinsiyet mefhumunu yanlış değerlendirmekten kaynaklanıyor.

Meseleyi sadece şehvet plânında değerlendirmek, en azından dar görüşlülük olur. Zira bu durum insanı hem ömür sermayesini yanlış kullanmaya, hem de bilerek veya bilmeyerek bazı odakların oyuncağı olmaya götürür.

Ahlâksızlık, erkeklerden şahsiyet ve vakarı, kadınlardan iffet ve nezaheti soyup atmak isteyen birtakım karanlık güçlerin en tesirli uyuşturma âletidir. Dünyayı cinsiyet penceresinden seyrettiren ve bu fıtrî kanunu, insanın yegâne gayesi gibi gösteren büyük bir oyun.

Cinsiyet konusunu incelerken, meseleyi en geniş dairede ele almak gerekiyor. Bir şimşek çakıyor; buhardan nur doğuyor. Bu yeni mahlûkun, tabiri caizse, bir anne-babası mevcut: Artı ve eksi kutuplar. Bütün bulutlar artı (veya eksi) yüklü olsalar, şimşek meydana gelmeyecek.

Semavat ve arz. Bir başka ittifakı sergiliyorlar. Yerküresi üzerinde gördüğümüz bütün varlıklar, sema ve arzın ortak mahsûlü.

Yerküresi de iki kısma ayrılıyor: Denizler ve karalar.

Düşüncemizi sürdürüyoruz. Bitki ve hayvan türlerinin hepsinde, iki ayrı cins görüyoruz: Erkek ve dişi. Ve nihayet ailenin temeli iki kişiye dayanıyor: Kadın ve erkek.

Şunu söylemek istiyoruz: İnsandaki cinsiyet İlâhî bir kanun olan “çift çift yaratmanın” sadece bir halkasıdır. Onu, böylece değerlendirmeli ve ona o ölçüde kıymet vermeliyiz.

Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:

“Yerin bitirdiklerinden, (insanların) kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratan Allah münezzehtir. (O’nun şânı ne kadar yücedir.)” (Yâsin, 36/36)

Başka bir âyet-i kerime de şöyle:

“Her şeyden çift çift yarattık, tâ ki düşünesiniz.” (Zariyat, 51/49)

Bu iki âyetin işaret ettiği çiftlerden, sadece birkaçını saymış olduk. Bunları böylece takdir eden biri var. İşte O, bütün çiftlerin yegâne Rabbi, tek yaratıcısı olan Allah’tan başkası değil.

O hâlde Allah, cinsiyeti niçin takdir etmişse insan onu öylece değerlendirdiği zaman gerçekçi olur. Aksi hâlde, şehvet esiri bir serseri olmaktan öteye gidemez.

Sema, Allah’ın dilediği gibi olmakla yükselmiş ulvîleşmiş. Zemin, Onun dilediği gibi hareket etmekle insanlara; bitkilere, hayvanlara beşik olmuş. Diğer çiftler de öyle.

O hâlde, insan türü de bu kuralın dışında değil. Onlar da Allah’ın razı olduğu erkek ve kadın modeli ne ise, kendilerini ona uydurmakla terakki edebilir ve Onun rızasına erebilirler. Cinsiyet konusunda, şu âyet-i kerime ne kadar ibretlidir:

“Onlar (kadınlarınız), sizin için bir libastır; siz de onlar için bir libassınız.” (Bakara, 2/187)

Libas; yâni elbise. Erkek ve kadın; biri diğerinin örtüsü. Her biri, diğerini kötü yola düşmekten koruyan bir engel. Ve nikâh, namus hususunda karşılıklı sözleşme. Geçim meselesinde, kadını erkeğe emanet eden, onun iaşesini erkeğin üzerine yükleyen bir antlaşma. Günümüzde, bu gerçekleri fantezi sayacak bir gençliğin yetişmesine çalışan, dış kaynaklı bazı odaklar mevcut. Onların tuzağına düşmemeleri, onların oyunlarına gelmemeleri için, gençlerimizin çok dikkatli olmaları gerekiyor.

Aksi hâlde, hayatın asıl gayesinin, karşı cins ile gayrimeşru ilişkiler kurmak olduğunu sanan bedbaht gençlerin sayısı gittikçe artabilir. Bu ise, onların uhrevî hayatları kadar, milletimizin bekasına da büyük zarar verebilir...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun