Cennette kadına ne verilecek?

Saffat 48 ve Sad 52 gibi ayetlerde ve birçok benzeri ayette cennet tasvir edilirken hep erkekler nazara veriliyor ve iri gözlü kadınlardan, dilberlerden vs bahsediliyor. Yani mükâfatlandırma bağlamında cennet erkek üzerinden anlatılıyor. Kadın haşa yok hükmünde gibi bir durum oluşuyor sanki. Kadınlara yönelik bizatihi sizlere de şu nimetleri vereceğim şeklinde anlatım yok gibi. Nasıl anlamamız lazım acaba? Saygılarımla

Değerli kardeşimiz,

Kuran’da cennet ve cennet nimetlerinin hem erkeklere hem kadınlara verileceği bildirilmektedir.

Şunu defalarca nazara vermiştik ki, Arapça dilbilgisi kuralına göre, hakiki veya semai olsun eril ve dişil kavramlar bazan ayrı ayrı, çoğu zaman da aynı formatta anlatılır.

Şayet aynı formatta anlatılırsa eril olan kelimeler merkeze konulur dişil olanlar ise onlara tabi olarak onların zımnında kabul ediliyor.

Örneğin. “Ey iman edenler” manasına gelen “ya eyyuhe’l-lezine âmenû” cümlesinde erkeklere aiti lafız kullanılmış fakat kadınlar da bunun içinde var olduğu zorunlu bir mana olarak kabul edilmiştir.

Mesela: “Erkek veya kadın olsun mümin olarak salih ameller yaparsa, onlar cennete girerler.” (Nisa, 4/124) mealindeki ayette, erkek ve kadın kelimeleri ayrı ayrı zikredildiği halde, “Mümin” lafzı müzekker olarak zikredilmiştir.

Bu gibi ayetlerde ilgili kuralın tatbik edildiği güneş gibi açıktır. Ve Kuran’ın hiç bir yerinde müennes yani dişil kalıbın içerisinde müzekker yani eril zamirin tasvir edildiği asla söz konusu değildir. Buna göre mükâfat veya mücazat konusunda açıkça zikredilen erkeklerin yanında mutlaka kadınlar da vardır.

“Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara cenneti vaad etmiştir” (Tevbe, 9/72) mealindeki ayette kadın ve erkekler eşit şekilde cennet nimetlerinden verileceğine işaret edilmiştir. Kuran’da ve hadislerde erkek ve kadına eşit derecede mükâfatın vadedildiğine dair yüzlerce nassı bulmak mümkündür.

Sorunun aslını teşkil eden ve konumuzu ilgilendiren mesele “eşlerin evlilik vadi konusunda farklı kompozisyonlarda zikredilmiş olmasıdır.”

Fazla uzatmadan-bu konuyu da defalarca izah ettiğimiz için birkaç noktaya dikkat çekmekle iktifa edeceğiz:

a) Cennete giden kadın ve erkeklerin dünyadaki asıl mizaçları değişmez. Evlilik konusu gibi, tarafların cinsel arzusunu seslendiren bir husus, dünyada olduğu gibi ahirette de nezaketi olan psikolojik bir inceliği ifade eder.

Mesela: bu arzu ve istek kadın tarafına yakışmadığı için geleneksel prensip olarak “erkek tarafı kadın tarafına istemeye gider”.

b) Evlenmek işi tarafların özellikle sevgisini simgeler. Bir erkeğin kadını sevdiğini söylemesi normal kabul edilirken, bir kadının bir erkeği sevdiğini söylemesi toplumda onurlu bir davranış sayılmaz.

c) Yusuf suresinde Hz. Yusuf’un defalarca isminin zikredilmesine mukabil, “Züleyha” ismine hiç yer verilmemesi, kadının meşhur aşk hikayesi anlatılırken, “Yusuf’un evinde bulunduğu kadın” ifadesi bu nazik durumu seslendirmeye yöneliktir.

d) Cennet mükâfatı olarak kadına erkeğin verileceğinin zikredilmemesi de bu nazik durumu dikkate alan bir üslubun ifadesidir.

Çeşitli sahih hadislerde kadınların evleneceği erkeklerin/ özellikle dünyadaki kocalarıyla bir yuva kuracaklarına dair bilgilerin verilmesine rağmen kadınlar için ayrıca erkeklerin peşkeş çekildiği bir sahne kadınları hiç de onure etmez.

e) Kadınlara da birkaç erkek hurilerin verileceğinden söz edilmemesi, kadınların asli fıtratının ve fıtratın asaletine uygun bir belagat örneğidir. Çünkü, kadının bir kocası olur başka olmaz.

Benzer noktaları zekavetinize havale ediyoruz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet