Cebri Mutavassıt ile Tefviz Mutavassıt arasındaki farklar nelerdir? 

Tarih: 13.01.2022 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hangisi İslam’a daha uygundur?
- Allah bazı insanlara Cebri Mutavassıt ile bazı insanlara Tefviz Mutavassıt ile davranıyor olamaz mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kader ve cüz-i irade konusunda, Cebri Mutavassıt veya Tefvizi Mutavassıt diye bir şey yoktur. İkisi de İslama uygun değildir. En kısa ve öz ifadesiyle, cüz-i irade ile isteyen kuldur, yaratan Allah’tır.

Muhtemelen, cüz-iradenin esasının ne olduğu konusundaki Eşari ve Maturidi düşünce, Cebri Mutavassıt veya Tefvizi Mutavassıt şeklinde isimlendirilmiş olabilir.

Konu, insan fiillerinin meydana gelmesinde Allah’ın ve insanların rolünün ne olduğuyla ilgilidir. İnsanın kendi fiillerinde mesul olabilmesi için bu fiilleri kendisinin işlemesi lazım, ancak diğer taraftan yaratma ve var etme ancak Allah’a mahsustur.

Cebriyye ekolüne sahip olanlar, insan fiillerindeki sorumluluğu tamamen reddeden bir tutum sergilemişler, insanın hiçbir sorumluluğa sahip olmadığını iddia etmişlerdir. Bunlara göre, insanın Allah’ın emirlerine karşı durumu, âdeta bir yaprağın rüzgârın karşısındaki durumu gibidir.

Bu düşünce tavrı, insanın imtihana tabi tutulmasını imkânsız hale getirmektedir. Çünkü onu sorumlu tutan ve neticesinde hesaba çekileceği fiilleri, kendi tercihiyle değil, zorlama bir güç ile işlemektedir. Bu ise -haşa- zalim bir ilah tasavvurunu ortaya koymaktadır. Yani zorla yaptırdığı fiillerden sorguya çekmek ve ona göre ceza veya mükafat vermek demek olur.

Böyle bir düşüncenin ne kadar hatalı olduğu açıktır; insan iradesini yok saymaktadır.

Diğer taraftan Mutezile, bunun tam zıddını iddia ederek, insanın kendi yaptıklarını kendinin yarattığını iddia ederek, her şeyi Allah’ın yaratması hakikatine aykırı, tevhid inancına zıt bir tutum içine girmişlerdir.

Açıkça görüldüğü üzere, her ikisi de inanç bakımından bida ehli olmuştur. Biri insan iradesini yok sayıp kullarının günahlarının bütün sorumluluğunu -haşa- Allah’a vermiş, diğeri de kaderi yok sayarak insanı -haşa- yaratıcı konumuna getirmiştir.

Ehl-i Hak olan Ehl-i Sünnet ise yaratmanın Allah’a ait olduğunu ortaya koymakla beraber, fillerin işlenmesinde kulun iradesini de kulu sorumlu tutacak şekilde açıklamışlardır.

İnsan cüz-i iradesinin esasının ne olduğu konusunda Maturidi Hazretleri meyelan derken Eşari Hazretleri meyelandaki tasarruf demiştir. Yani her ikisi de cüz-i iradenin varlığını kabul ediyor, insanın bu iradesiyle sorumlu olduğunu söylüyor. Bu nedenle cüz-i iradenin aslı ne olursa olsun, kulun cüz-i iradesinin varlığı konusunda bir farklılık olmadığı gibi Cebriye veya Mutezile tarafına doğru bir yönelme de asla yoktur.

Örneğin asansöre binen birisi hangi düğmeye basarsa oraya gidecektir. Yapılan bütün işlemler asansörün içinde gerçekleşmektedir. Kimse asansör bunu yaptı diyemez.

Demek ki, kul iradesiyle bir şeye karar verir, Allah o kulun iradesine uygun olarak yaratır. Yani Allah manen şöyle demektedir: Ey kulum! Özgür iradenle hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyle ise, mesuliyet de sorumluluk da sana aittir.

“Teşbihte hata olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omuzuna alsan, onu muhayyer bıraksan, 'Nereye istersen seni oraya götüreceğim.' desen, o çocuk yüksek bir dağı istese, sen de götürsen, çocuk üşüse veyahut düşse, elbette 'Sen istedin.' diyerek itab edeceksin..” (bk. Nursi, Kader Risalesi)

Şu halde, cüz-i iradeye hangi ismi verirsek verelim, neticede isteyen kuldur, yaratan Allah’tır. Bu noktada, Eşari ve Maturidi arasında hiçbir fark yoktur.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kişinin kudret ve iradesi yoksa, işi kul yaptı demek doğru mudur ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun