Cahiliye döneminde helal nikah var mıydı?
Değerli kardeşimiz,
Evet, Cahiliye döneminde de sahih nikâh ile evlilik vardı ve yaygın olanı buydu. Ancak Cahiliyede mevcut olup İslam’ın kaldırdığı bazı nikâh uygulamaları da vardı.
Cahiliye Arapları arasında yaygın olan nikâh şekli, maruf ölçülere göre kızın istenmesi, velinin evlendirmesi (icap ve kabul) ve mehir ödenerek, şahitler huzurunda kıyılan nikâhtır. (Cevad Ali, Mufassal, 1413/1993, 5/533)
Bu nikâh, İslam döneminde kıyılan nikâhla hemen hemen aynıdır. Aradaki en önemli fark, Cahiliye döneminde genellikle velinin aldığı mehrin İslam döneminde kadının bir hakkı olarak görülmesidir.
İslam ve Cahiliye dönemlerindeki uygulamalarda farklılıklar olmakla birlikte, iki dönemde de yaygın olan nikâhta şahitler olur, mehir alınır ve nikâh velinin izniyle gerçekleşirdi. Hz. Aişe’den nakledilen bir rivayete göre Cahiliye döneminde dört çeşit evlilik mevcut olup, bunların ilki İslam döneminde de devam eden nikâhtır.
Hz. Aişe Cahiliye evliliklerini şöyle anlatır:
Cahiliye devrinde dört çeşit evlilik yöntemi vardı.
Bunlardan biri, bugün insanların tatbik ettikleri nikâhtır. Kişi, birisinden kızını veya velisi bulunduğu kızı ister, mehrini verir, sonra onunla evlenir.
Diğer bir çeşidi şöyleydi: Kişi, hanımı hayızdan temizlenince, “Falancaya git, ondan hamilelik talep et!” der ve hanımını ona gönderirdi. Kadının o yabancı erkekten hamile kaldığı anlaşılıncaya kadar kocası ondan uzak durur, temasta bulunmazdı. O adamdan hamileliği açıklık kazanınca, kocası dilerse onunla beraber olurdu. Adam buna asil bir evlat sahibi olmak için başvururdu. Buna istibda nikâhı denirdi.
Diğer bir çeşidi şöyleydi: On kişiden az bir grup toplanır, bir kadının yanına girerler ve hepsi de onunla ilişkiye girerlerdi. Kadın hamile kalıp doğum yaparsa, doğumdan birkaç gün sonra kadın hepsini çağırırdı. Hiçbiri bu davete icabet etmekten kaçınamaz, kadının yanına giderdi. Kadın onlara, “Olanları biliyorsunuz. İşte şimdi doğum yaptım. Ey falan, çocuk senindir.” der ve çocuğu bunlardan dilediğine nispet ederdi. Adamın buna itiraz etmeye hakkı yoktu.
Dördüncü çeşidi şöyleydi: Çok sayıda insan toplanıp bir kadının yanına girerlerdi. Kadın gelenlerden hiçbirine itiraz edemezdi. Bu kadınlar fahişe idi. Kapılarının üzerine bayraklar dikerlerdi. Bu kadınlarla beraber olmayı arzu eden herkes bunların yanına girebilirdi. Bunlardan biri hamile kaldığı takdirde, çocuğunu doğurduğu zaman, o adamlar kadının yanında toplanırlar ve kâifler (doğan çocuğun fizyonomisine bakarak nesebini tespit eden kişiler) çağırırlardı. Kaifler bu çocuğun, onlardan hangisine ait olduğunu söylerse, çocuk o adama nispet edilir ve onun çocuğu olarak çağrılırdı. Adam bunu reddedemezdi.
Hz. Muhammed (asm) hak ile gönderilince, bütün Cahiliye nikâhlarını yasakladı. Sadece insanların bugün tatbik etmekte olduğu nikâhı bıraktı. (Buhari, Nikâh, 36; Ebu Davud, Talak, 32, 33)
Cahiliye döneminde nikâh, kız istenirken kıyılmış olurdu. Nikâh sırasında erkeğin ve kadının yakınlarından birer kişi bu evliliğin faydalarını ve evlenecek kişilerin meziyetlerini anlatan konuşmalar yaparlardı. Hz. Peygamber’in (asm) Hz. Hatice ile evliliği böyle bir törenle gerçekleşmiştir. (Yakubi, Tarih, Beyrut 1412/1992, 2/20)
İslam Dinini nikâhla ilgili ilkeleri, evlenecek olan erkek ve kadına adalet ve hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde sorumluluklar ve haklar getirerek, mutlu bir ailenin temelinin atılmasına imkân vermiştir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- MUT`A (Nikahı)
- Savaş esiri kadınlarla birden fazla erkeğin ilişkide bulunduğu doğru mudur?
- NİKÂH
- Resmi nikâh dini nikâh yerine geçer mi?
- Hac zamanı insanlar neden kapıdan girmezmiş?
- NESEB, NESEP
- ÇOCUK
- Sadece resmî nikâh yeterli midir? Sadece resmî nikâhı olanlar Allah katında evli sayılır mı?
- Resmi nikâh dini nikâh yerine geçer mi?
- VELED-İ ZİNA