Çabalasan da nafile torpilsiz iş yok, ne yapayım?

Liyakatsizliğin (torpilin) neden olduğu güven ve motivasyon kaybına karşı ne yapmalıyım? Öncelikle, malum olduğu üzere günümüzde ciddi bir liyakat (torpil) sorunu var ve bu durumda maalesef ki bütün kurumlara karşı ciddi bir güvensizlik doğurdu, korkuyorum çoğunlukla çabalamaya sonu hüsran olacak diye. Eskiden de bu toplumsal sorunun farkındaydım ama kendime "sen çalış elinden geleni yap sonra Allah'a güven" diyerek çalışmayı bırakmayıp çok çaba sarf ettim anacak son üç yılda aynı güveni taşıyamıyorum, şimdi tekrar kalkmak istiyorum, yeniden başlamak ancak bu torpil meselesi yine beni kafamı kurcalayıp duruyor? Lütfen, bana nasihat verir misiniz?

Değerli kardeşimiz,

"Sen çalış elinden geleni yap sonra Allah'a güven".

Unutmamak gerekir ki, hiç bir şey zayi olmaz, dünyada karşılığını bulamasak da göremesek de ebedi alemde, sonsuz hayatta, tarifsiz karşılıklar ve nimetler olacak ve onları göreceğiz.

Ayrıca, bu gayretlerimiz günahlarımızın affına da vesile olabilir, gelebilecek nice felaketlere sadaka hükmüne geçebilir.

Diğer taraftan olmasını istediğimiz bir şeyin olmaması bizim için nimet de olabilir. 

Şu halde, meşru ve helal yollarla çalışmaya devam edelim, işimizi en güzel şekilde yapalım, sonucu hayırlısıyla rabbimizden isteyelim ve sonuca da razı olalım.

Vesvese ile de mücadele et, felak ve nas surelerini okuyun, salavat-ı şerifeye devam edin.

Yaşadığınız bu güvensizlik ve motivasyon kaybı, günümüzde maalesef birçok mümin kardeşimizin karşılaştığı ortak bir endişe kaynağıdır. Ancak Rabbimiz, bu tür zorluklar karşısında nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini bizlere öğretmiştir. Bu konuda size yol gösterecek bazı önemli noktaları paylaşmak isterim:

Öncelikle, bilmelisiniz ki torpil hem kul hakkına hem de Allah hakkına giren haram bir eylemdir. Bu tür yollarla bir göreve gelmeye çalışan kimseler, başkalarının emeklerini ve haklarını çiğnemiş olurlar. Hadis-i şeriflerde bu durumun vebali açıkça belirtilmiştir:

"Kim kadılık talep eder ve bunun gerçeklesmesinde şefaatçilere baş vurursa (iş) kendisine yıkılır (Allah'ın yardımı olmaz). Kime de o iş zorla verilirse, Allah onu doğruya sevk edecek bir melek gönderir." (Ebu Davud, Akdiye 3)

Bu hadis-i şerif, liyakatsizliğe ve torpile başvuranların Allah'ın yardımından mahrum kalabileceğini, liyakatiyle ve dürüstçe hareket edenlerin ise destekleneceğini göstermektedir.

Yaşadığınız bu durum, aslında bir imtihan vesilesidir. Hayat, sadece konfor ve lezzet arayışı için değil, aynı zamanda ibadet ve kulluk için yaratılmıştır. İbadet sadece namaz, oruç gibi müspet eylemlerden ibaret değildir; hayat yolculuğunda karşılaşılan musibetler ve sıkıntılar da eğer sabır ve tevekkül ile karşılanırsa, menfi ibadet hükmüne geçer ve büyük sevap kaynağı olur.

Bu tür zorluklar, insanın olgunlaşmasına, istidat ve kabiliyetlerinin inkişaf etmesine vesile olur.

Korku ve ümitsizlik duyguları ise, şeytanın vesveselerinden olup, imanla bağdaşmayan tehlikeli hallerdir. Unutmayınız ki, Allah’ın rahmetinden ümit kesmek caiz değildir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur:

“Allah’ın rahmetinden asla ümidinizi kesmeyiniz. Çünkü kâfirler topluluğu dışında hiç kimse Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” (Yusuf, 12/87)

Yine başka bir ayette:

“Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin” (Zümer, 39/53) buyrulmaktadır.

Ümitsizlik, gayret ve şevki kıran en büyük düşmandır. Hayat bir faaliyettir ve şevk bu faaliyetin binitidir. Dolayısıyla, ümitsizliğe karşı ayetlerdeki bu ilahi emri bir kılıç gibi kullanmalı ve bu düşmanı yok etmelisiniz.

Sıkıntılar, duanın vaktidir. Bela ve musibetler geçene kadar dua etmeye devam edin. Dua bir ibadettir ve Allah kendisinden talepte bulunanları sever.

Unutmayın ki Allah, sizin çabanızı, niyetinizi ve sabrınızı görüyor. Başkalarının haksız yollara başvurması, sizin kendi imtihanınızdaki başarınızı etkilemez. Siz çalışmaya, gayret etmeye ve Allah'a tevekkül etmeye devam edin.

Bu yolda sebat etmeniz hem dünya hem de ahiret için hayırlı olacaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet