Bizans ve Pers kaynaklarında geçmediğini söyleyerek, Peygamber Efendimizin ve dört halifenin yaşamadığını iddia edenlere nasıl cevap vermek gerekir?

Tarih: 16.11.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Böyle bir evhama kapılan insanın sözlerine değer veren de abesle iştigal etmiş olur.

Bugün Avrupa ve Amerika gibi en uygar  kıtalarda Hz. Muhammed (a.s.m)’in hayatını ve getirdiği dini anlatan yüzlerce kaynak vardır.

Eski Bizans ve İran tarihlerinde böyle bir şeyin olmadığını ispat etmek için Fars ve Latin dillerinde yazılan bütün kaynakları taramak gerekir. Bundan sonra böyle bir vehme kapılmanın belki de bir manası olur.

Bundan bin beş yüz yıl önce yazılmış hangi Bizans veya İran tarih kaynağı vardır, gösterilebilir mi? Elbette gösterilemez, çünkü o dönemlerde zaten tarih geleneği yok hükmündedir.

Farz edelim ki, Bizans ve İran kaynakları Hz. Muhammed (a.s.m)’den söz etmemiştir. Peki ya Hz. Muhammed (a.s.m) daha hayatta iken yazılan ve diğer tarih kaynaklarından çok daha mazbut, çok daha ilmî disipline sahip hadis kaynaklarını ve o kaynaklarda yer alan binlerce ilim adamının da mı yok olduğuna hükmedeceğiz?

Bin beş yüz yıl boyunca devam eden ve her asırda içinde yüzlerce filozof, teolog, fizikçi, kimyacı, astronot, jeolog, arkeolog, matematikçi, tarihçi, edebiyatçı ve benzeri ilim adamlarını barındıran, onların kalplerini fetheden ve bu gün dünyada her iki-üç kişiden birinin mensubu olduğu İslam dininin kaynağının bir “hiç” olduğunu söylemek akıl işi değildir.

Ortada Kur’an gibi beşer üstü bir mucize varken, Müslüman olsun, gayrimüslim olsun, yüzyıllardır ilim adamları tarafından tetkik edilen ve hayranlıkla izlenen ve yüzlerce Batılı oryantalistin zihnini meşgul eden bir kitabın sahipsiz olmasını düşünmek kadar bir hezeyan var mıdır?

Tarihin şahadet ettiği, dört halife devri, Emevî, Endülüs, Abbasî, Eyyubî, Selçuklu, Osmanlı devletleri gibi daha nice devletler güneş varlığı kadar kesin iken ve bu devletlerin hepsi de Hz. Muhammed (a.s.m) adındaki peygamber namına hareket ederken, bütün bunların şahadetlerini görmezlikten gelmek bir cehalettir.

Hz. Muhammed (a.s.m)’in İran Kisra'sına yazdığı mektubun aslının fotoğrafları sağlam bir vesika olarak doğuda ve batıdaki gazete ve dergilerde neşredilmiştir. (bk. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, -trc. Prof. Dr. Salih Tuğ-İslam Peygamberi/İst. 1993/1/360-373)

Keza aynı eserde, Hz. Muhammed (a.s.m)’in Bizans Kralı Hereklius (a.g.e, 1/332-350) ile Mısır hükümdarı Mukavkıs’a (bk. a.g.e, 1/313-324) gönderilen mektubun aslının fotoğrafı da yer almakta ve vesikaların doğruluyla ilgili, geniş bilgi verilmektedir.

Hamidullah hoca, Haydarabad/October 1939 “Some Arabic Inscriptions of Madinah of Early Years of Hijrah” adlı makalesinde, Medine bölgesinde kayalara kazınmış iki ayrı kitabe gördüğünü, bunlardan birinde Hz. Ebu Bekir (ra) ile Hz. Ömer (ra)’in isminin yazılı, birinde de Hz. Ali (ra)’in yazlı olduğunu bizzat gördüğünü yazmıştır. (bk. a.g.e, 367-368-694. dipnot)

İlave bilgi için tıklayınız:

Hz. Muhammed'in yaşamadığı iddiasına ne dersiniz? ...

Hz. Muhammed'in Bizans'a yazdığı mektup dışında, o dönemle ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun