Bir kimse, Müslüman olduktan sonra gusül alması şart mı?

Tarih: 02.08.2017 - 00:24 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir kafir cünüp değil ise yani temiz bir göle dalıp çıkmış ağzına ve burnuna su yeterli miktarda su değmiş ise, Müslüman olduktan sonra gusül alması şart mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bilindiği gibi, küfür manevî bir murdarlıktır ki insan ruhunu kirletmekte, kalbini karartmaktadır. O bakımdan inkarcıların Ha­rem sınırına sokulması yasaklanmıştır.

İslâm, bu kiri temizleyen, kişinin ruhunu ve kalbini ağartan tek ve tek çaredir. Onun için kâfir İslâm'a girince, kelime-i şeha­detle birlikte gusledince içindeki o manevî kirlerle birlikte dışında­ki kirleri de temizlemiş olur.

Konuyla ilgili hadisler:

"Kays b. Âsım'dan yapılan rivayete göre, kendisi İslâm'a gi­rince, Peygamber Efendimiz (asm) ona su ve sidir ile yıkanmasını emretmiştir." (Buharî, Salat 76; Tirmizî, Cuma 72)

Si­dir, (buhûr) güzel kokulu buharlardan bir cinstir.

Ebu Hüreyre (r.a.)'den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Sümame İslâm'a girince, Peygamber (asm) şöyle buyurdu:

'Onu falan oğullarının hamamına götür de yıkanmasını söyleyin...'" (Ahmed, Müsned, 5/161)

Hadislerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1. Kâfir İslâm'a girince gusletmekle emrolunur.

2. Müslüman olan kâfirin yıkanması vaciptir. Çünkü emir vücubu gerektirir.

3. Küfrün zahirî ve batınî bütün kirlerini gidermesi için de gusledeceği suya sidir ve benzeri güzel koku karıştırması müstehabdır.

Hadislerin ışığında müçtehit imamların görüş, tespit, istidlal ve ihticacları:

a) Hanefîlere Göre:

Müstehab olan gusülden biri de İslâm'a giren kâfirin yıkan­masıdır. Nitekim Resûlüllah Efendimiz (asm), gelip İslâm'a girmek isteyenlere gusletmelerini emretmiştir. Emrin en aşağı derecesi, nedb ve istihbabdır.

Bu hüküm, o İslâm'a girdiğinde cünüp olduğu bilinmediği takdirde böyledir.

Cünüp bir halde gelip İslâm'a girdiği biliniyorsa, o tak­dirde ne yapılır?

Fıkıh ilminde söz sahibi alimler, bu hu­susta farklı görüş ortaya koymuştur:

Kimine göre, cünüp olduğu için gusletmesi gerekmez. Çünkü kafirler, kurbiyeti gerektiren şer'i hükümlerle muhatab değillerdir. Gusül ise niyet getirmek suretiy­le kurbet ifade eder. Bu da kâfir için lüzumlu değildir.

Diğer bir kıs­mı ise, cünüp bir halde İslâm'a girmişse, bundan dolayı gusletme­si gerekir, demiştir. (Bedayi'u's-Sanayi, 1/35)

Fetâvâ-yı Hindiyye'de ise bu konu şöyle açıklanmıştır:

"Guslün çeşitleri dokuzdur: Üçü farzdır. Onlar, cenabetten, hayz ve nifastan dolayı gusletmek farzdır. Biri vaciptir, o da ölüyü yıkamaktır. Nitekim Serahsî'nin el-Muhit'inde de bu husus belirtil­miştir. Ayrıca kâfir cünüp olduktan hemen sonra İslâm'a girerse, zahir-i rivayette gusletmesi vâcib olur. Kâfire kadının ayhali kanı kesildikten sonra İslâm'a girerse, bundan dolayı gusletmesi gerek­mez. (Fetâvâ-yı Hindiyye: 1/18, Guslü gerektiren sebepler bölümü)

İbn Nüceym, Kenzü'd-dakayık şerhinde, cünüp olarak İslâm'a giren kâfirin gusletmesi vaciptir diyenlerin görüşünü tercih etmiş ve bunun daha sahîh olduğunu belirtmiştir. (el-Bahrü'r-raik, 1/68, Gusül bahsi)

b) Şafiîlere Göre:

İmam Şafiî diyor ki: Müşrik İslâm'a girince, gusletmesini ve tı­raş olmasını müstehab sayarım. Böyle yapmaz da cünüp de değil­se, sadece abdest alması kâfi gelir ve bu abdestle namaz kılar. (el-Ümm, Guslü gerektiren sebepler bölümü)

c) Hanbelîlere Göre:

Hanbelî imamları bu meselede Kays b. Âsim (r.a.) hadîsiyle istidlal edip, buradaki emrin vücubu iktiza ettiğini belirtmişlerdir. Nitekim yapılan rivayete göre, Sa'd b. Muâz ve Useyd b. Hudayr; Mus'âb b. Umeyr ile Es'âd b. Zürare'den (r.a.) İslâm'a girmek iste­diklerini, girdikleri zaman ne yapmaları gerektiğini sorduklarında onlar şu cevabı vermişti:

"Guslederiz, hak olan şehadeti söyleriz..."

Kâfir cünüp olduktan sonra İslâm'a girerse, küfür halindey­ken yıkanmış olsun olmasın, cenabetten dolayı kendisine gusül gerekmez. Bu, İslâm'a girmekten dolayı guslü vacip kabul edenlere göredir; aynı zamanda Ebû Hanife'nin kavlidir.

İmam Şafiî ise, her iki halde de gusleder, demiştir. Ebubekir de bu görüşü ihtiyar etmiştir. Çünkü teklifin yokluğu guslün vücubunu engellemez, çocuk ve deli hakkında olduğu gibi, çocuk ergen olunca, gusleder. Deli iyileşince gusletmesi gerekli olur.

Hanbelîlerin bu husustaki delili, erkek ve kadınlardan hayli kişi gelip İslâm'a girdiğinde, hiç birine cünüp olduklarını hatırlatarak gusletmelerini söylediğinin işitilmediğidir, yani Peygamber (asm) Efendimiz hiç birine böyle bir emir vermemiştir.

İslâm'a giren kimsenin suya sidir karıştırıp yıkanması müstehabdır. Öyle ki, İslâm'a girdiği için gusletmesi vacip, gusül suyuna si­dir karıştırması müstehabdır. Aynı zamanda tıraş olması da müs­tehab sayılmıştır. Çünkü Peygamber (asm)'ın İslâm'a giren bir ki­şiye, "kendinden küfrün kıllarını giderip at" diye buyurduğu bilinmektedir. (el-Muğnî, 1/207-208'den özetlenerek)

d) Mâlikîlere Göre:

Kâfir İslâm'a girdiği zaman, ister yeni İslâm'a girmiş olsun, is­ter mürtedlikten dönerek girsin; ister İslâm'a girmeden önce yıkan­mış olsun, ister yıkanmamış olsun, küfürdeki günlerinde kendisin­den guslü gerektiren bir sebeb vücut bulsun bulmasın, gusletmesi vaciptir. (el-Muğni, 1/207)

Hristiyan olan eşini cenabetten dolayı gusletmeye zorlayamaz. Ancak ay halinden temizlenince gusletmesi için icbar eder. (el-Müdevvenetü'l-Kübrâ, 1/32)

İmam Sevri'nin de görüşü budur. Sözü edilen hususta Mâliki mezhebiyle aynı görüştedir.

İslâm'a giren kâfirin gusletmesi vaciptir, diyenler yukarıda naklettiğimiz iki hadisle ve bir de Taberânî'nin naklettiği Vasile ve Katade hadîsiyle, Hâkim'in naklettiği Akil b. Ebî Talib hadîsiyle ihticac etmişlerdir.

Yapılan ciddi araştırmalara göre, gerek Taberâni'nin, gerekse Hâkim'in naklettiği hadis ve ayrıca Semame hadisi zayıftır. Hafız İbn Hacer de aynı görüşü izhar etmiştir.

Bunun müstehab olduğunu söyleyenler ise, Resûlüllah Efendimiz (asm)'in her İslâm'a giren kimseye gusletmesini emretmemiştir. Eğer bu vacip olsaydı, mutlaka Resûlüllah (asm) onu ihmal et­mezdi. O halde bu hususta bir kısmına emretmesi, bir kısmına em­retmemesi, kâfirin İslâm'a girince gusletmesinin gerekli olmadığı­na delâlet eder, neticesine dayanarak ihticacda bulunmuşlardır.

Aynı zamanda şu hadisle de istidlal ederek istihbabın terciha daha uygun olduğunu söylemişlerdi:

"İslâm kendinden önceki şeyleri kö­künden kesip atar..." (Ahmed, Müsned, 4/199, 204, 205)

Çıkarılan Hükümler:

1. Kâfirin İslâm'a girince gusletmesi, bazı müctehidlere göre müstehab, bazısına göre vaciptir.

2. Cünüp olduktan sonra İslâm'a giren kâfirin gusletmesi, yi­ne bazı müctehitlere göre vacip, bazısına göre vacip değildir.

3. Kâfir İslâm'a girince gusledeceği suya sidir veya ona ben­zer güzel kokusu olan bir madde karıştırıp yıkanması müstehab­dır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun