Beş vakit namazın her rekatında Fatiha okumanın hikmeti nedir?

Tarih: 23.08.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İmamın veya tek başına namaz kılanın, nâfile namazlar ile vitir namazının bütün rek'atlarında bir miktar Kur'an-ı Kerim okuması farzdır. Ancak dört veya üç rek'atlı farz namazlarda kıraatin ilk iki rek'atte bulunması vacip hükmündedir.

Namazda kıraatın farz olan miktarı, Ebû Hanîfe'ye göre, her rek'atta kısa da olsa bir ayettir. Böyle bir ayet okununca bu farz yerine getirilmiş olur. Fakat Ebû Yusuf'a, İmam Muhammed'e ve Ebû Hanîfe'den başka bir rivayete göre bu miktar kısa üç ayet veya böyle üç ayet miktarı uzun bir ayettir. İhtiyata uygun olan bu görüştür.

Bir harften veya bir kelimeden ibaret olan bir ayetin, meselâ; "Nûn" ve "Müdhâmmetân" âyetlerinin okunması, sağlam görüşe göre yeterli olmaz. Çünkü bu, bir kıraat sayılmaz.

Kıraatın farz oluşu şu delillere dayanır: Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"Kur'an'dan kolayınıza gelen âyetleri okuyun." (Müzemmil, 73/20)

Burada mutlak emir vücub ifade eder. Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:

"Kıraatsız namaz yoktur." (Müslim, Salât, 42; Ebû Dâvud, Salât, 132, 167)

Yukarıdaki ayet namazda mutlak olarak Kur'an okumayı emretmektedir. Bu yüzden Kur'an adını taşıyan en az okuyuşla kıraat gerçekleşir. Bununla birlikte namaz dışında Kur'an okumak farz değildir. Çünkü âyetin gelişinden bu anlaşılmaktadır.

Na­maz­da Fatiha'yı okumak ise vaciptir. Fatiha terkedilse, namaz tahrimen mekruh olmakla birlikte sahihtir. Hz. Peygamber (asm)'in; "Fatiha'yı okumayanın namazı kabul değildir." (Müslim, Salât, 42; Ebû Dâvud, Salât, 132) hadisi Hanefî müçtehidlerince "Fatihasız namazın fazileti yoktur." anlamına hamledilmiştir. Çünkü bu hadis; "Mescide komşu olan kimsenin, mescidde kılmadıkça namazı caiz olmaz." (bk. Suyûtî, el-Câmiu's-Sagîr, "Lamelif" harfi) hadisine benzemektedir. Gerçekte İslâm âlimleri, bu hadise dayanarak, mescide komşu olanların yalnız başına kılacakları namazın sahih olmadığını söylememişlerdir. Belki cemaat sevabından mahrum kalır ve namazın fazileti azalmış bulunur.

İmama uyan kimsenin Kur'an okuması gerekmez. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, merhamet olunasınız." (A'raf, 7/204)

Ahmed b. Hanbel bu âyet hakkında şöyle demiştir:

"Bu âyetin namazla ilgili olarak indiği konusunda görüş birliği vardır. Âyet namazda dinlemeyi ve susmayı emretmektedir. Dinlemek ise açıktan kıraat yapılan namazlara mahsustur. Susmak hem gizli, hem de açık okunan namazları içine alır. Bu yüzden, namaz kılanların açık okunan namazlarda da, gizli okunan namazlarda da susmaları vaciptir."

Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:

"Bir kimse imamın arkasında namaz kılarsa, imamın okuyuşu onun da okuyuşudur." (İbn Mâce, İkâme, 13)

Bu hadis, gizli okunan namazları da açık okunanları da kapsamına alır. Yine Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:

"İmam kendisine uyulması için nasbedilmiştir. İmam tekbir getirdiği zaman siz de getirin, Kur'an okuduğu zaman sizler susun." (Buharî, Salât, 18, Ezân, 51, 74, 82, 128, Taksîru's-Salât, 17; Müslim, Salât, 77 , 82)

Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulur:

"Hz. Peygamber öğle namazını kıldırdı. Bu sırada bir kimse, arkasında namaz kılarken; 'Sebbihi'sme Rabbike'l-a'lâ' suresini okuyordu. Namaz bitince Allah'ın Rasûlü şöyle buyurdu: 'Sizin hanginiz kıraatta bulundu yahut okuyan hanginizdir?' Bir adam, ben cevabını verdi. Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Sizden birinizin benim okuyuşuma karıştığını sandım.'" (Müslim, Salât, 48)

Bu hadis, gizli okunan namazlarda cemaatin kıraatta bulunmasının caiz olmadığını gösterir. Durum böyle olunca, açıktan okunan namazlarda cemaatın kıraati öncelikle caiz olmaz.

Hanefîler dışındaki çoğunluk, namazda kıraattan maksadın Fatiha Suresi olduğunu söylemiştir. Dayandıkları delil:

"Fatiha'yı okumayanın namazı yoktur.", (Müslim, Salât, 42; Ebû Dâvud, Salât, 132)

"Fatihatü'l-Kitab'ın okunmadığı bir namaz yeterli değildir." (Tirmizî, Mevâkît, 29, 116),

"Ben namazı nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılın." (Buhârî, Ezân, 18, Edeb, 27, Ahâd, 1)

anlamındaki hadislerdir.

Bir âyetten başkasını okumaya gücü yetmeyen kimse, bu âyeti Ebû Hanife'ye göre bir kere okur. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ise bir rek'atta üç kere tekrar eder. Ancak üç âyet okumaya gücü yeten kimse, bir âyeti üç kere tekrar edemez.

"Âyetü'l-kürsî" gibi uzun bir âyetin bir bölümünü bir rek'atta, diğer bölümünü öbür rek'atta okusa bu yeterli olur. Çünkü bunlar üç kısa âyete denk olmuş bulunur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun