Ay yarılması mucizesi, Peygamberlikten önce mi oldu?
- Özellikle İbnü Mes'ud ve İbnü Abbas'ın rivâyetlerindeki ifadeler, ayın yarılması mucizesinin mâzide olduğunu göstermektedir. Bunlar "duhân (duman), lizâm (gereklilik), batşe (şiddetli yakalama), kamer (ay) ve rum'dur. Enes'in rivâyetinde "iki defa" ifâdesi vardır.
- Alûsî'nin nakline göre Abd b. Humeyd, Hakim, İbn Merdûye ve Beyhakî İbnü Mes'ud'dan "Peygamber çıkmadan önce Mekke'de iken ay'ı iki kere ikiye ayrılmış olarak gördüm." diye rivayet etmişlerdir.
- Şimdi size sorum şu: Ay yarılması mucizesi, Peygamber çıkmadan önce, yani Peygamber gönderilmeden önce mi oldu?
Değerli kardeşimiz,
Soruda geçen rivayetin aslı, ikiye ayrılma veya aynı olayı iki defa görme anlamındadır. Yoksa bu durum, ay yarılması mucizesinin iki defa olduğu anlamına gelmediği gibi, Peygamberlikten önce meydana geldiği anlamına da gelmez.
Zira, Peygamber çıkmadan önce konusu, “Peygamber Mekke’den çıkmadan önce, Mekke'de iken Ay'ı iki kere ikiye ayrılmış olarak gördüm.” demektir. Yoksa, Peygamber olarak gönderilmeden önce anlamında değildir.
Demek ki, “Peygamber çıkmadan önce” ifadesi bir sonraki manadan koparılmış ve eksik anlaşılmıştır. Doğru mana, “Peygamber Mekke’deyken, henüz Medine’ye hicret etmeden önce ay yarılma mucizesini gördüm.” demektir.
Rivayetler ve bu rivayetlerin açıklaması şöyledir:
Enes'in rivâyetinde "Merreteyn: iki defa" ifâdesi vardır.
Alûsî'nin nakline göre Abd b. Humeyd, Hakim, İbn Merdûye ve Beyhakî Mücahid yoluyla Ebu Ma’mer’den, onun da İbnü Mes'ud'dan "Peygamber Mekke’den çıkmadan önce, Mekke'de iken Ay'ı iki kere ikiye ayrılmış olarak gördüm." diye rivayet etmişlerdir.(1)
Bunun için Hâfız Ebu'l-Fadl Irâkî "Nazmu's-siyer" adlı eserinde yarılmanın iki kere vuku bulduğu üzerinde icma' bulunduğuna inanmış olarak, "İcmâ ile iki kere yarıldı." demiştir.
Hafız İbnü Hacer de ayın yarılması hakkında demiştir ki:
"Peygamber (asm) zamanında yarılmanın birden fazla olduğunu kesin olarak kabul eden hiçbir hadis alimini tanımıyorum. 'İcmâ ile' kaydı iki kereye değil, yarılmaya bağlı olmalıdır, diyenin kastı da firkateyn 'iki parça' demek olsa gerektir.”(2)
Bazıları “İbn Mes’ud’un sözündeki bu tabir görmenin kaydıdır” demiştir. Görmenin birkaç defa olması ayın birkaç defa parçalanmasını gerektirmez. Bu kişi ayın parçalandığını görüyor. Yüzünü çeviriyor, tekrar bakıyor ayın iki parça olduğunu görüyor. Bu olabilir. Yani bunun kesinlikle bir görüş olduğu, bunda şüphe olmadığı demektir. Kâfirler de öyle yaptılar. Zaman zaman gözlerini kapattılar, acaba dediler; “gözlerimiz mi yanlış görüyor?” Tekrar gözlerini açıyor, tekrar daha önce gördüklerini görüyorlar.
Ay yarıldıktan sonra parçaları gökten inmedi. Aksine, o parçalar birbirinden uzak uzak olmak suretiyle bir lahza göründüler, sonra da birbirleriyle birleştiler.(3)
Aliyyu'l-Kâri der ki: "İbnü Cevziyye bir kitabında şunları söylemiştir:
"Merreteyn"den bazı kere fiiller, bazı kere de eşyanın kendisi kastedilir. Ekseriya fiiller için kullanılmakla beraber "Resulullah zamanında ay iki defa yarıldı." hadisinde olduğu gibi a'yânda, gördüğü şey için de kullanılır ki, bu hadiste şıkkayn (iki yarım) ve filkateyn (iki parça) demektir. Bunu bilmeyenler, yarılmayı iki zamanda iki defa olmuş diye zannetmişlerdir. Halbuki şeyhim Irâki’ye, yarılmanın bir kere olduğunu söyledim bana cevap vermedi."
Lakin Alûsî İbnü Mes'ûd rivâyetinde şakketeyn (iki parça) ve merreteyn (iki kere) denilmesi sebebiyle bunun fırkateyn (iki yarım) manasına olmasının uygun olmayacağını ifade ederek sözüne şöyle devam etmiştir.(4)
İbnü Mes'ud'un sözündeki "merreteyn" ifadesinin, görmekle alakalı olması daha uygundur. Buna göre mana, ikiye yarılma olmayıp, iki kere bakıp şüphesiz olarak görme demektir.
Elmalılı der ki: Bizim ise bu konuda vardığımız sonuç şudur:
Ayın yarılması hadisesi iki değil, bir keredir. Ancak bu inşikâk (yarılma) esnasında ay, şimşek çakar gibi süratle iki defa ayrılıp kapanmıştır. Ve iki ayrılış esnasında da dağ, yani Hira, yahut Ebu Kubeys dağı ikiye ayrılan ayın arasından görülmüştür.(5)
Enes b. Malik'den rivayet edilen hadislerde, bu hadisenin iki kez vuku bulduğuna dair bazı yanlış anlamalar vardır. Onun dışında sahabeden hiç kimse bu hadisenin iki kez vuku bulduğuna dair bir şey söylememiştir. Enes'in (r.a) rivayet ettiği hadislerde "merreteyn" (iki kez), "fırkateyn" (iki parça) "şakkateyn" gibi ifadeler kullanılmıştır. Kur'an ise, bir kez vuku bulduğunu öne sürer. Doğrusu da bu olayın bir kez vuku bulmasıdır.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Ayın Yarılması mucizesini haber verenler, o zaman hayatta mıydı ...
- Şakku'l-kamer / şakk-ı kamer / inşikâku'l-kamer / inşikak-ı kamer
- Kur'an'da Cahiliye şiirlerinden pasajlar bulunması nasıl açıklanabilir ...
- Müşriklerin istediği mucizeler verilmediyse, diğer mucizeler nasıl ...
Dipnotlar:
1) Hakim, el-Müstedrek: 2/471; Alusi, Ruhu’l-Meani: 27/75.
2) Fırkateyn, filkateyn, iki parça manasınadır. Sahihayn’de şıkkayn, iki şak iki yarım, Cübeyir b. Mut’im hadisinde isneteyn, yani ikiye ayrıldı. Ebu Nuaym’ın rivayetinde ise ik ay oldu ifadesi vardır. Aliyyu’l-Kari’nin Şifa şerhinden naklen. (bk. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Kamer 1. ayetin tefsiri)
3) Ali Arslan, Büyük Kur’an Tefsiri, Arslan Yayınları: 14/529-530.
4) Alusi, Ruhu’l-Meani: 27/75.
5) Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, a.y.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ay mucizesinde, ayın yere indiğine dair ateistlerin iddiasına cevap verir misiniz?
- Ebu Abdullah Halimi’nin ay yarılma mucizesi ile ilgili görüşü nedir?
- "O saat yaklaştı, ay yarıldı" ifadelerini nasıl anlamalıdır?
- Şakku'l-kamer / şakk-ı kamer / inşikâku'l-kamer / inşikak-ı kamer (ayın yarılması) mucizesi hakkında bilgi verir misiniz?
- "Kıyamet yaklaştı, ay yarıldı" ayeti, Peygamberin mucizelerindendir, denilir. Ancak Ay'ın yarılması olayı kıyamet alameti ise kıyamete yakın olmayacak mıdır?
- Ay'ın ikiye yarılması ve Kıyamet alameti hakkında.
- Ayın Yarılması mucizesini haber verenler, o zaman hayatta mıydı?
- Ayın Yarılması Mucizesi
- Hz. Muhammed’in kalbinden çıkarılan felsefe taşı mı?
- Mucize Haktır- 6. Bölüm: Efendimize (asm) ait Kur’an’da zikredilen mucizeler 3. Ayet-i Kerime