Ana babasına karşı gelenin dili mi kesilir?

Tarih: 04.11.2024 - 20:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

1. sorum: Bu rivayetler sahih mi?
“Ya Musa! Bir kimse, ana-babasına karşı gelirse, onun dilini kes ve herhangi bir azasıyla ana-babasını gücendirirse, o azasını kes!"
2. sorum: Annenin ve babanın çocuklarına bağırması, dövmesi caiz mi ve zulmetseler bile onların rızasını almak farz mı?
“Ya Musa! Ana-babasını razı eden, beni razı etmiş olur. Ana-babasını razı edip bana asi olan kimseyi dahi iyilerden sayarım. Ana-babasına asi olan, bana muti olsa bile, onu fenalar tarafına ilhak ederim.”

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

“Kim, eğer anne ve babasına karşı gelirse dili kesilir…” anlamında bir hadis bulamadık.

Ayrıca, anne babasına isyan edenin dilinin veya başka organının kesilmesi caiz olmaz.

Cevap 2:

Anne ve Babanın Çocuklarını Eğitmesi

Bir anne ve babaya düşen en büyük sorumluluklardan bir tanesi de çocuklarını Allah Teala’nın emirleri, Allah Resulünün (asm) de tavsiyeleri mucibince terbiye etmek, ahlaki dezenformasyonun en dip noktasının yaşandığı bir zamanda çağın Musabları, Fatımaları, Alileri olmaya namzet faydalı ve değerli bireyler ortaya çıkarmaktır.

Hangi anne baba, çocuğuna fayda verecek eğitimi ihmal edecek olur, onu kendi hâline terk etmiş olursa; muhakkak ki ona en büyük kötülüğü kendisi yapmış olacaktır. Zira dinen ve ahlaken çocukların bozukluğu, ekseriyetle anne baba sorun odaklıdır.[1]

Nitekim Allah Teala;

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.”[2],

“Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir imtihandır.”[3] buyururken; 

Hz. Peygamber (asm) Efendimiz de

“Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.”[4],

“Çocuğa yedi yaşındayken namaz kılmayı öğretiniz. On yaşına bastığı hâlde kılmazsa, cezalandırınız.”[5],

“Çocuklarınızı bu üç husus üzerine terbiye ediniz; peygamberinizi sevmek, ehl-i beyte muhabbet beslemek ve Kuran-ı Kerim okumak.”[6],

“Çocuklarınıza ilk olarak Lâ ilâhe illallah kelimesini söyleyin.”[7] demiştir.

Bu ayetler ve hadisler; çocukları yetiştirmenin, onları topluma ilmen, fikren ve ahlaken kazandırmanın hayati önem arzettiğini gözler önüne sermektedir.

Ebeveynin Çocuklarına Vurması

Bir anne baba, çocukları terbiye etme sürecinde; nasihat verme, birtakım emirler verip yasaklar koyma, uymadıkları takdirde kınama, uyarma ve vurma gibi eğitim şekillerine başvurması gayet doğaldır. Nitekim Efendimiz (asm) de namazlarını kılmazlarsa çocuklara hafifçe vurulabileceğine dair açıklama yapmıştır. Aynı şekilde Hz. Aişe (r.a.) validemize yetime vurulmasına yönelik bir soru sorulunca ben edeplendirinceye kadar vururum, demektedir.[8]

İslam alimlerimiz, meşru yollardan çocukları cezalandırma yöntemleri içerisinde anne babanın çocuklarını ahlaklı yetiştirme hususunda onlara hafifçe vurulabileceğini ifade etmişlerdir.[9] Bu görüşe sahip olmaları ise, Allah Teala'nın itaat etmeyen ve isyan eden kadınlara kocaların vurmaları yönündeki ruhsata,[10] Allah Resulünün (asm) de “Çocuklarınıza yedi yaşlarında iken namaz kılmalarını emredin, onlar on yaşlarına basınca da (eğer kılmazlarsa) namaz için vurun.”[11] konulu hadis-i şerife dayanmaktadır.

Çocuklara vurulması, ilk değil son safhada başvurulması gereken bir yöntemdir. Bunu yaparken de onlara karşı tamamen merhametsiz olunmamasına, şefkatten mahrum bırakılmamasına, eziyet edilmemesine ve katı şiddete başvurulmamasına mutlak surette dikkat edilmesi gerekir.

Vurmanın / dövmenin ölçüsüne gelince; örneğin yüze ve avret mahalline vurmak kesinlikle haramdır. Bu meyanda şöyle bir yorum yapılmış:

“Namaz için çocuğa vurmada acıtmayan, deriyi parçalamayan, dişi veya kemiği kırmayan ve hafif bir dövme şartı aranır. Bu bele veya omuza ya da buna benzer yerlere vurulmalıdır. Yüze vurmaktan sakınmalıdır çünkü ona vurmak haramdır, nitekim Peygamberimiz (asm) bunu yasaklamıştır.”[12],[13]

Çocuk; anne baba tarafından önce sözle uyarılmalı, emir ve yasakları yerine getirmesi için uyarı almalı, sözlere riayet etmediği takdirde birtakım manevi cezalara başvurmalı, caydırıcı cezaların da faydasız kalması durumunda; eğitim verme, topluma kazandırma, ümmete ve millete kazandırma kabilinden vurmaya / hafifçe aşamasına geçilebilir. Lakin, süreç içerisinde safha safha gitmeye dikkat edilmesi gerekmektedir.

Anne Babanın Rızası

Anne baba; çocukları için yeri gelir hayallerinden, yeri gelir hedeflerinden vazgeçer. Onlar, çocuklarını huzur ve mutluluğa ulaştırmak adına epey bir zahmet çekerler. Onların hakları, çocukları tarafından her ne yapılırsa yapılsın ödenmez. Bu yüzden Allah Teala evlatlara anne babalarının hakkını gözetmesi konusunda şöyle buyurmaktadır:

“Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya iyi davranın.”[14],

“Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi ve ana-babaya iyilik yapmanızı kesin olarak emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlılık çağına erişirlerse sakın onlara 'Öf!..' bile deme, onları azarlama, onlara gönül alıcı tatlı ve güzel söz söyle!”[15],

“Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. 'Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster.' diyerek dua et.”[16],

“Rabbiniz, içinizde taşıdığınız niyet ve düşüncelerinizi en iyi bilendir. Eğer siz, (anne ve babanıza yaptığınız) bir kısım hatalardan sonra hâlini düzeltenlerden olursanız, şüphesiz Allah, günahlarından içten tövbe edip kendisine yönelenlere karşı çok bağışlayıcıdır.”[17],

“Biz insana, anne-babasına mümkün olan en iyi şekilde davranmasını emrettik. Annesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşımış; sütten kesilmesi de iki yılı bulmuştur. Onun için ey insan, bana şükret, ana-babana da teşekkür et. Unutma ki, sonunda bana dönecek ve yaptıklarının hesabını vereceksin.”[18],

“Eğer anne-baban seni, ilahlığına dair bilgin olmayan şeyleri bana ortak koşmaya zorlayacak olurlarsa, o takdirde onlara itaat etme. Fakat yine de dünyada onlara gerektiği ölçüde sahip çık. Sen, her işinde bütün gönlüyle bana yönelmiş, sürekli benim rızamı arayan seçkin kulların yolunu izle. Sonunda dönüşünüz bana olacak, ben de bütün yaptıklarınızı size tek tek haber vereceğim.”[19]

Günahlar Konusunda Anne Babaya İtaat

İtaat de isyan etmek de her daim Allah Teala’nın emirleri, peygamberinin de tavsiyeleri üzerine olmalıdır. Birine itaat etmede veya isyan etmede; Allah’ın rızası gözetilmelidir. O, isterse itaat, istemez ise isyan edilmelidir.

Allah Teâlâ’nın anne babaya isyan edilmesini istediği konuya gelince şöyle buyurmaktadır:

“Eğer anne-baban seni, ilahlığına dair bilgin olmayan şeyleri bana ortak koşmaya zorlayacak olurlarsa, o takdirde onlara itaat etme.”[20]

Çünkü şirk koşulması istendiği anda anne babanın değil Allah’ın emri gözetilmeli bu hususta.

Sonrasında cennet ile müjdelenecek on kişiden olan ve meydan muhaberelerinde Müslümanlara komutanlık yapan ve yıllarca meydanlarda kafir kıracak olan Sad b. Ebi Vakkas, Allah Teâlâ’nın inayetiyle “Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed O’nun kulu ve elçisidir!” diyerek Müslüman olur. Bu sebeple sevdikleri yanında değil karşısında durur.

Bunlardan biri olan annesi Hamne, Hz. Sad’ın (r.a) Müslüman olduğunu duyar ve İslam dininden geri döndürmek adına oğluna gider ve der ki:

"Allah'ın, sana hısım ve akraba ile ilgilenmeyi, anne babaya daima iyilik etmeyi emrettiğini söyleyen sen değil misin?” Hz. Sad da “Evet.” der. Bunun üzerine asıl maksadını şu cümlelerle ifade eder: “Ya Sad! Vallahi, sen Muhammed'in getirdiklerini inkar etmedikçe, ben açlık ve susuzluktan helak oluncaya kadar ağzıma hiçbir şey almayacağım. Sen de bu yüzden anne katili olarak insanlarca ayıplanacaksın.” Sad annesinden yüz çevirir ve gider. Üç gün boyunca annesinin yemeden ve içmeden kendini kestiğini duyunca hadiseyi Hz. Peygamber’e (asm) anlatır ve şu ayet nazil olur:[21]

“Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik. Ama onlar, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa onların sözüne uyma! Sonunda dönüşünüz yalnız bana olacaktır. İşte o zaman, vaktiyle yapmış olduğunuz her şeyi önünüze koyacağım.”[22],[23]

Bu olay, bizlere Allah’a itaat edilmemesi, Hz. Peygamber’e (asm) asilik edilmesi hususunda anne babaya ve çevreden gelen telkinlere uyulmaması gerektiğini göstermektedir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Allah’a itaat etmeyip de anne-babaya itaat eden itaatkar olarak mı yazılır?

DİPNOTLAR:

[1] İbn Kayyim el-Cevziyye, Tuhfetü’l-mevrûd bi-ahkâmi’l-mevlûd, Mektebetü Dâri’l-Beyân, Dımaşk 1391, s.229.

[2] bk. Tahrîm, 66/6.

[3] bk. Tegâbün, 64/15.

[4] Buhârî, Hadis No: 2409; Müslim, H. No: 1829.

[5] Ebû Dâvûd, Hadis No: 495; Ahmed, Müsned, H. No: 6650.

[6] Celâleddîn es-Süyûtî, el-Câmiü’s-sagîr, Hadis No: 310.

[7] Beyhakî, Şuabü’l-îmân, Hadis No: 8649.

[8] Ebûbekir b. Ebî Şeybe, el-Musannef, Hadis No: 26686.

[9] bk. Ebû Abdullah Ahmed b. Hanbel, el-Câmi’ li-ulûmi’l-İmâm Ahmed, Dârü’l-Felâh, Mısır 1430, 20/119; Kollektif, Mevsû‘atu’l-Fıkhiyye, Dârü’s-Selâsil, Kuveyt 1427, 12/244.

[10] bk. Nisâ, 4/34.

[11] bk. Ebû Dâvûd, Hadis No: 495; Ahmed, Müsned, H. No: 6650.

[12] Buhârî, Hadis No: 2559; Müslim, H. No: 2612.

[13] Sâlih el-Müncid, Namaz için çocuklara vurmanın keyfiyeti, Soru: 127233, Neşir tarihi: 01.08.2009, Erişim tarihi: 16.11.2024. https://islamqa.info/ar/answers/127233/%D9%83%D9%8A%D9%81-%D9%8A%D9%83%D9%88%D9%86-%D8%B6%D8%B1%D8%A8-%D8%A7%D9%84%D8%A7%D8%B7%D9%81%D8%A7%D9%84-%D8%B9%D9%84%D9%89-%D8%A7%D9%84%D8%B5%D9%84%D8%A7%D8%A9

[14] bk. Nisâ, 4/36.

[15] İsrâ, 17/23.

[16] İsrâ, 17/24.

[17] İsrâ, 17/25.

[18] Lokmân, 31/14.

[19] Lokmân, 31/15.

[20] bk. Lokmân, 31/15.

[21] Muhammed b. Ali el-Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl, Dârü’l-Islâh, Dimâm 1412, s.340.

[22] Ankebût, 29/8.

[23] Müslim, Hadis No: 1784.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 72
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun