Allah’ın sınav yapması çelişkisi, çıkmaz bir paradoks mudur?

Tarih: 27.12.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- "Tanrı bizi sınav yapıyor." diyen birisi, aslında "Tanrı, bizim iyi özellikleri göstermemiz için kötü durumlar yaratmaktadır." demiş olmuyor mu?
- Bir Müslümanın ne kadar iyi bir insan...

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kâinatta yaratılanların temel esasları güzellikler, iyiliklerdir. Çirkinlikler, kötülükler ise, bu güzelliklerin fark edilmesi için güzellikler tarlasına aralıklı serpiştirilmiş -güzelliklerin daha net görünmesini sağlayan- çirkinliklerdir.

Öncelikle göz ardı edilmemesi gereken önemli bir gerçek şudur ki, yokluk bizzat çirkindir, varlık ise bizzat güzeldir. Kâinatın bütün safhaları ve özellikleriyle yoktan var edildiğine göre, güzel bir konuma yerleştirilmiş demektir. Kötülükler ise, varlıktaki güzelliğin zevkine varılması için, bazı şeyler varlık mertebesine veya bu mertebelerinden bazısına çıkamadığı için çirkinleşmiş ve -güzelliğin mertebelerini kavramayı sağlama adına- kötü yüzleriyle sahnede yerlerini almışlardır.

Demek ki, güzellik iki şekilde ortaya çıkmaktadır; birincisi; doğrudan ve bizzat güzel olanların güzelliği.

İkincisi; başkasının güzelliğinin ortaya çıkmasına yardımcı olmakla dolaylı olarak kazanılan güzellik. Buna göre, denilebilir ki, kâinatta var olanların hepsi -prensip olarak- doğrudan veya dolaylı olarak güzeldir. Bu açıdan bakıldığında şeytanın yaratılması dahi güzeldir. Çünkü, şeytan olmasaydı, melek gibi bir ruh cevherini taşıyan Hz. Ebu Bekir (ra) ile, el-hannas gibi bir iblis olan Ebu Cehille aynı seviyede kabul edilirdi.

Yine, varlık sahnesinde yerlerini alan her şeyin biri zatî / hakîkî, diğeri izafî / nispî olmak üzere iki yönden güzelliği vardır. Her güzelin hakîkî güzelliği bir ise, nispî güzelliğinin mertebeleri binlercedir. Hikmet dolu İlahî kudret, bir balıktan milyonlarca yumurta, bir incir çekirdeğinden milyarlarca çekirdek barındıran bir incir ağacını, bir nar çekirdeğinden yüz binlerce nar çekirdeğini ihtiva eden bir nar ağacını, bir spermden yüz trilyon hücreyi yarattığı gibi, -deyiş yerindeyse- bir güzellik çekirdeğinden de yüz binlerce güzelliklerin filizlenmesi, boy atması, fark edilmesi için, varlığın aslı olan güzellik sahnesinde farklı mertebeler yaratmıştır. Bunun içindir ki, her şey bir şeye göre güzel, başka bir şeye göre çirkin olabiliyor.

Demek ki yaratılan her şey hakîkî veya nispî olarak güzeldir. Çirkin dediğimiz bir şey de başka bir veya birkaç yönden güzel olabilir. Bu da gösteriyor ki, Mevla-yı Müteal mutlak hayırdır, yaratmasının asıl amacı güzelliklerin inşasıdır. Genel olarak herkesin varlığa, dünyaya aşık olması, varlıktaki güzelliğin kanıtıdır. Ve üstelik bu güzellik sönük değil, aklıselim sahiplerine,

 “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.”

gerçeğini dedirtecek güçtedir.

Şunu da unutmamak gere ki, Allah insanı eşref-i mahlukat olarak yaratmış, onu varlık mertebelerinin mükemmel zirvesine yerleştirmiştir. Cansız, camid, akılsız, esir, kukla bir konumda değil; canlı, ruhlu, akıllı, şuurlu, hür bir varlık olarak yaratmıştır.

Deyiş yerindeyse, yeryüzü halifesi olan Âdem (as)’in çocuklarını, adam yerine koymuş ve karşısına alıp muhatap kabul etmiştir. Şimdi, bu şuurlu ve alabildiğine özgür bir iradeye sahip olan insanın, kendi isteğiyle yaptığı cinayetlerin, kötülüklerin faturasını Allah’a kesmek hangi insaf ölçüsüyle bağdaşabilir? Örneğin, Allah’ın yarattığı güzel üzümü şarap yapan, şarabı içip sarhoş olan, sarhoş olup cinayet işleyen insanın bu kötülüğünün neresinde ilahî kudretin bir payı vardır? Verilen zekâ, akıl ve şuur gibi her tarafı güzellik kokan bu güzel özgürlük anahtarlarını, hırsızlık, gasp, cinayet gibi çirkin işlerde kullanan bir insanın bu kötülüklerinin faturası, aklın, şuurun varlığına kesilebilir mi? 

Özetle denilebilir ki, kötülüğü yaratmak kötü değildir, kötülüğü işlemek kötüdür. Eskilerin eskimez ifadesiyle,

 “Halk-ı şer şer değil, kesb-i şer şerdir.” 

Örneğin, yüzlerce menfaati ortada olan ateş gibi güzel bir nimeti, kendi suistimaliyle kendine zararlı hale getiren bir insanın, suçu ateşe yüklemeye çalışması, insaflı vicdanları ateşten beter yakan bir durum olmaz mı?

Yine, nimet ve rahmet yönü herkesçe bilinen yağmurdan ıslanan bir insanın “Yağmur kötüdür, şerdir.” dese, bitkileriyle, meyveleriyle, canlılarıyla yeryüzünün bütün zerreleri onu “yalancı” ilan etmeyecek midir?

Hulasa evrende ve insanlık camiasında -insan açısından- görülen çirkinlikler bir yönden kötü ise, birçok yönden güzeldir. Bir çirkinliğin olmaması için, yüzlerce güzelliğin terk edilmesi, yüzler çirkinlik demektir.

Demek ki, ortada herhangi bir imalat hatası yok, sadece kullanım hatası vardır...

İlave bilgi için tıklayınız:

Şeytan ve şerler niçin yaratıldı?

İyilikleri Allah'tan, kötülükleri nefisten bilmek, ne demektir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun