Allah, neden işkence, zulüm, vahşet, sakatlık, körlük, tecavüz gibi bir ton sıkıntılar veriyor?

Tarih: 09.05.2014 - 01:27 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Din ilminde derine dalan helak olur diyor, peki niçin helak oluyor? Bence gerçekleri görüyor ve bu ona ağır geliyor.
-  Allah akıl alamayacağımız kadar güçlü aklımız bunu idrak edemiyor. Dünyada kullara işkence-zulüm-vahşet-sakatlık-körlük-tecavüz ve akla gelen gelmeyen bir ton azaplar var. Şimdi Allah bu kadar büyükken ve yaratmanın her türlüsünü bilirken yaparken, niçin az önceki zulümlere gerek duymadan farklı bir İMTİHAN dünyası yaratmadı?
- Yoksa Allah sadist mi? Resulune bile ne sıkıntılar verdi, sözde en çok sevdiği kulu. Sözde kanı yere damlasaydı yerde gökte tek canlı bırakmayacaktı.
- Allah bu zulümlere gerek olmadan daha farklı bir imtihan dünyası yaratamaz mıydı ve niçin yaratmadı?
- Hayvanlar birbirini parçalıyor insanlar da öyle ne gerek vardı?
- Adam yaşıyor 60 sene, cehennemlik oluyor ama Allah ona binlerce yıl azap edecek bu hak mı adalet mi?
- Yoksa Allah bize öğretilen Allah değil mi?

- Ben inancı olan biriyim, bu tür sorulara cevap arıyorum...

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

“Biz, yeryüzünde bulunan her şeyi bir dünya zineti kıldık. Böylece insanlardan kimin daha iyi iş gerçekleştireceğini ortaya koymak istedik. Ve elbette biz yer üstünde ne varsa hepsini, kupkuru yapıp dümdüz edeceğiz." (Kehf, 18/7-8)

Bu ve benzeri ayetlerde bildirildiğine göre dünya tam olarak bir deneme yeridir. Bu eksiksiz bir denemedir. Bizim iyi veya kötü olarak değerlendirdiğimiz eylemler ve sonuçlar, bu deneme ortamından kaynaklanmaktadır. Bu deneme ortamında mümin-kâfir kimseye de ayrıcalıklı bir konum verilmemektedir. Üzüntü verici olaylar ve sevinç verici şeyler birlikte ve bir arada bulunmaktadır.

Kötülük yapma imkânının varlığı değil de bu imkânı gerçekleştirmek kötüdür. Örneğin adil olmak ancak zulme imkânı olduğu halde bunu yapmamakla açığa çıkacaktır.

Dolayısıyla yalnızca iyilik yapma imkânı bulunan bir dünyada iyinin bir değer olması söz konusu değildir. İyi ve güzelin, doğruluk ve adaletin tüm derecelerini göz önüne aldığımız da bu derecelerin sayısınca zıt anlamda karşıtlık imkânının da bulunacağı açıktır. Bu noktada asıl yargılanması gereken hüküm, insanların kendilerinde bulunan sonsuz hayır kabiliyetini şerre kullanmalarıdır.

Allah’ın çok güzel ve hayırlı nice kulları da vardır. Kalite noktasında bu iyi kulların varlığı bu imtihan dünyasının yaratılmasının da asıl nedenidir. Yani pek çok insan bu imtihanda kendilerini kötü yapmakta, pek çok insan da bu imtihan sayesinde kendilerinde iyiyi gerçekleştirebilmektedirler.

Ancak Allah merhameti ile bu imtihanda zulme ve kötülüğe uğrayanların sonsuz hayatlarında onları memnun edecek nimetleri karşılıksız olarak vereceğini de bildirmektedir.

Bize düşen ilahi rahmete teslim olmak ve din günü olan büyük günü beklemektir. Bu büyük günde cezalandırılan, tam olarak cezalandırılacağı gibi mükâfat alan da tam olarak mükâfat alacaktır.

Kısa bir hayat olabilir ancak, Rabbini inkâr ettiğinden, Rabbi sonsuz olduğu için doğal olarak sonsuz bir azabı gerektirir. Yine kısa bir hayatta Rabbini kabul edip iman eden de rabbi sonsuz olduğu için ebedi rahmete nail olur.

Cevap 2:

İnsan, bir çekirdek ve yumurta gibi, gelişmeye ve değişmeye müsait bir mahiyette yaratılmıştır; melekler ve hayvanlar gibi makamları sabit değildir. İnsandaki bu gelişimi tetikleyecek ve harekete geçirecek şartlar, ortamlar ve durumlar gerekmekteydi.

Bir kuş olmaya aday olan yumurta ve bir ağaç olmaya aday olan tohumun gelişmeleri her yerde ve her ortamda mümkün olmuyor. Yumurtanın, tavuğun altına veya tavuğun altındaki ortama uygun bir vasata ihtiyacı vardır.

Tohumun ise toprağın altındaki ortama ihtiyacı vardır. Akasi takdirde, çürüyüp zayi olacaklardır.

Şimdi bir çekirdeğin ağaç olması; yapraklar, çiçekler, meyveler, tatlar, kokular, renkler gibi nimetlere mazhar olması için toprağa atılması, karanlığa gömülmesi, su verilerek çekirdeğin çatlayıp göğsünün yarılması, ona bir eziyet olarak değerlendirilebilir mi? Elbette aklı başında olan hiçbir kimse, bunun çekirdek için yanlış olduğunu, hikmet ve merhamete uymadığını söyleyemez.

Demek ki, çekirdeğin ağaç olması için ona uygun bir ortam gereklidir.

Aynen bunun gibi, insanın mahiyetindeki cevherleri ortaya koyması için de bir ortama ihtiyacı vardır. Bu vasat ve ortam ise dünya hayatıdır. Cennet ambarında gelişemeyen insan fıtratı, gelişimini sağlayacak şartlara sahip olan dünyaya gönderilmiştir.

İşte insan, kendi mahiyetine potansiyel olarak konulmuş olan olumlu veya olumsuz özelliklerden hangisini tercih edeceğini göstermesi için böyle bir ortam gerekliydi. Yoksa, insanlar, melekler ve hayvanlar gibi makamları sabit kalır, yükselme ve alçalma özelliklerini gösteremezlerdi.

İnsana verilen bu büyük ve sonsuz nimetlerin ortaya çıkarılması için bizim dünya toprağına gömülmemizin ne kadar büyük bir nimet ve rahmet olduğu açıktır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Başıma gelen musibetleri nasıl değerlendirmem gerekir?
Allah'ı inkar etmek nasıl sonsuz bir cinayet olur?
Kafirlerin ebedi cehennemde kalması nasıl adalet olur?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun