Alerji kusursuz yaratılışla çelişki midir?
- Alerji vücudun bazı durumlarda mikrop olmayan yabancı maddeyi mikrop sanarak aşırı tepki göstermesi midir?
- Polen alerjisi de böyle bir alerji midir?
- Allah(cc)’ın vücudumuzu mikrop olmayan yabancı maddeyi mikrop sanarak aşırı tepki göstereceği şekilde yaratmasının hikmeti neler olabilir?
- Bu tür alerjiler kusursuz yaratılışla (haşa) çelişkili midir?
Değerli kardeşimiz,
Alerji, vücudun dışarıdaki bazı maddelerden veya hava şartlarından etkilenmesine bir tepkisidir.
Vücutta bulunan antikorlar vücuda giren mikrop ve bakterilere karşı mücadele ederler. Fakat bu antikorlar, bazı zararsız maddeleri zararlıymış gibi gördüklerinde de savaşa hazırlanırlar.
Vücudun zararsız maddeleri zararlı imiş gibi görmesinin pek çok faydaları vardır. Bunlardan en başta geleni, zararlı maddelere karşı vücudun hazırlıklı olmasıdır. Bunun için yeterince akyuvarlar üretilir. Vücutta mikroplara ve yabancı maddelere karşı akyuvarlarla mücadele edilir. Normal halde vücutta az miktarda alyuvarlar vardır.
Muhtelif alerji çeşitleri vardır. Bunlara sebep; bazı kimyevî maddeler, bazı hayvanların tüyleri, bazı besin maddeleri, polenler, ev tozları ve küf mantarlarıdır.
Alerji belirtileri; burun akıntısı, kaşınma, hapşırma, boğazda gıcık, öksürük, geniz akıntısı ve burun tıkanıklığı şeklindedir.
Vücuda yabancı madde girip girmediğini kontrol görevi, T-Hücrelerine verilmiştir. Bunlar vücuttaki yaklaşık yüz trilyon hücreyi sık aralıklarla kontrol ederler.
Vücut, dışarıdan gelebilecek yabancı maddelere karşı son derece hassas olarak yaratılmıştır. O yabancı maddelerin vücuda girerek zarar vermesini önleyecek tarzda savunma sistemleriyle donatılmıştır.
İnsanda ortalama yüz trilyon hücre vardır. Bu hücrelerin bir kısmı her an ölmekte, yerlerine yenileri yaratılmaktadır.
Vücuttaki bağırsakları kaplayan hücreler 2-3 günde bir yenilenir. Gözlerdeki kornea yüzeyi sürekli yenilenen hücrelerden meydana gelen ince bir tabaka ile kaplanmıştır ve bu tabakadaki hücreler her 7-10 günde bir yenilenir. Cilt yüzeyindeki hücreler iki haftada bir yenilenir. Günde ortalama bir milyara yakın alyuvarlar ölür ve bir o kadarı da yeniden yaratılır.
Buradaki harikalık şudur ki, T-Hücrelerinin her an yenilenen vücut hücrelerini bilmesidir. Onlar vücut hücrelerini tanıyacak ki, dışarıdan gelen bir hücrenin yabancı olduğunu tespit edebilsin.
İşte harika ve mükemmel yaratılış budur. Anne karnındaki bir hücreyi Cenab-ı Hak açıyor; yüz trilyon hücre yapıyor. Bu hücrelerden hem kan yapıyor, hem akciğer yapıyor, hem beyin yapıyor. Bir de maddelerde ve elementlerde olmayan, hayal, hafıza, merak, sevgi, şefkat, öfke, muhabbet ve akıl gibi duygularla süslüyor. Böyle bir insanı da kendisine muhatap kabul ediyor. İşte insanın en mükemmel şekilde yaratılmış olması budur.
Burada yanlış anlaşılan bir mesele vardır. Onun iyi tahlil edilmesi gerekir. O da insanın mükemmel yaratılmış olması, sanki onda hiçbir kusur ve noksanlığın bulunmayacağı şeklinde anlaşılmasıdır. Yani hasta olmayacak. Başı, dişi ağrımayacak. Midesi kanser, aklı noksan olmayacak. Tabiri caizse dünyada bir eli yağda bir eli balda olacak. Hiçbir sıkıntı çekemeyecek. Öldükten sonra da gidip cennetin ortasına oturacak.
Böyle bir dünya hayatını Allah peygamberlerine bile vermemiştir. Tam aksine en büyük musibet ve sıkıntılara peygamberler maruz kalmıştır. Zekeriya aleyhisselam kavminden gizlendiği ağaçla beraber biçilmiştir. Hz. İbrahim aleyhisselam hem ateşle atılmakla ve hem de oğlu İsmail’i kesmekle imtihan edilmiştir. Hz. Eyyüp aleyhisselam senelerce ağır hastalık çekmiştir. Kısacası her peygamber pek çok musibetlere ve sıkıntılara maruz kalmıştır.
İnsan kendi kabiliyetlerinin açığa çıkması ve Allah’a ibadet etmesi için bu dünyaya gönderilmiştir. Kendisindeki kabiliyetlerin açığa çıkması da imtihanla mümkündür. İmtihan da açlık-susuzlukla, zenginlik-fakirle ve çeşitli hastalık ve sıkıntılarla olacaktır. Bazı azaların ve aletlerin noksan yaratılmasını da bu manada anlamalıdır.
İşte alerji gibi hususlar da bu tip bir imtihanın gereğidir. Bazıları bu alerjiyi sebeplere verecek Allah’ı unutacak, bazıları da Allah’tan geldiğini bilecektir. Böylece herkes kendisi için ebedî ahret aleminde cennet ve cehennemini burada hazırlayıp gidecektir.
Akıllı insan Allah’ın yarattıklarında kusur arama yerine, kendi yaptığı işlerin ve davranışların kusurlu olduğunu bilir. Allah’a döner. O’ndan kusurlarının bağışlanmasını diler ve Allah’ın kulu ve kölesi olduğu şuuru ile ibadetlerini yerine getirir. “Allah ne yaparsa mutlaka en iyisini yapmıştır.” der. Vazifesini yapar Allah’ın vazifesine karışmaz.
Bir ayet meali:
"Biz mutlaka sizi biraz korku ile biraz açlık ile yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele!" (Bakara, 2/155)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Evrende en ufak bir başıboşluk var mı?
- Neden Hasta Olmuyoruz?
- VÜCUD HÜCRELERİ TESADÜFÜ REDDEDER
- Evrimci bir ateistin iddialarına ne dersiniz?
- İnsan vücudu her an yeniden mi yaratılıyor?
- Alyuvarlardki hassas denge ve ölçü kimin eseridir?
- Evrimciler kanın pıhtılaşma sisteminin indirgenemez komplekslikte olmadığını söylüyorlar?
- Orucun zararlı olduğunu söyleyenlere ne denilebilir?
- Vücut Sıvılarının ve Suyun Dengesi
- Alyuvarlardaki Mu'cizevî Sanat