"Zürriyeti kökünden kurutmak." (Bakara, 2/205) ayeti ne demektir?

Tarih: 10.01.2013 - 10:23 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu ayet ne anlama geliyor; günümüze bakan yönü nasıldır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetlerin meali şöyledir:

“İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına dair sözleri senin hoşuna gider.  Üstelik sözünün özüne uyduğuna Allah’ı da şahit gösterir. Halbuki gerçekte o, düşmanların en yamanıdır. Senin yanından ayrılınca, ülkede fesat çıkarmaya çalışır,  ürünleri ve nesilleri mahvetmek için uğraşır. Allah, elbette fesadı (bozgunculuğu) sevmez.” (Bakara, 2/204-205)

Bu ayetin nüzul sebebi hakkında müfessirlerin farklı görüşleri vardır. Ancak bir ayetin nüzul sebebi hususi de olsa, manasının umumi olmasına engel değildir.

Ayette meal olarak yer alan “ürünler”den maksat, başta tahıl ürünleri olmak üzere insanların faydalandığı her türlü gıda ve meyvelerdir. Nesilden maksat ise, insanlık soyudur, zürriyetidir, neslidir.

Ayette gerek ürün manasına gelen “el-Hars”, gerek zürriyet, soy manasına gelen “en-Nesl” kelimelerinin “el” takısı almış olmaları, bu iki hususun kapsamının olabildiğince genişliğine katkı sağlamaya yöneliktir. Bu geniş kapsamı dikkate aldığımızda, zaman üstü evrensel bir mesaj olan Kur’an’ın bu iki unsur hakkındaki ifadesini şöyle anlayabiliriz:

- İnsanların dünya hayatı gıda ve meyvelerin varlığına bağlı olarak devam eder. Bunları yok eden kimse insanların bu hayatına kastetmiş sayılır. Ahiret hayatının düzgün işlemesi için ise Allah ve resulünün belirlediği hayat çizgisinin takip edilmesi gerekir. İnsan neslinin bu manevi hayatını bozan ve onları dinsizlik çukuruna atanlar, insanlık camiasının ebedi geleceği olan bu ahiret hayatına kastetmiş sayılırlar. Allah bu tür bozguncuları sevmez.

- Bu gün başta nükleer, kimyasal silahlar olmak üzere, insanları öldürürken aynı değişik bombalarla çevreyi tahrip ediyorlar. Diğer yandan insanların neslini devam ettirecek olan genç nesilleri savaşlara sokarak öldürdükleri gibi, yeryüzünün verimli arazilerini bozup mayın tarlalarına çeviriyorlar. Bu bozguncuların yaptıkları tahribatın cezası elbette büyük olacaktır.

- Keza, insanların ebedi hayatının kurtuluşunun garantisi olan iman ve kulluk şuurunu yeni neslin zihninden tamamen silmeye çalışan her türlü zındıka komitelerinin faaliyetleri bu ayetin tehdidine maruz kalmaya mahkumdur. Bu cezalar sadece ahirette değil, aynı zamanda dünya hayatını da kendilerine zindan eder.

Nitekim, Türkiye’de ekilen dinsizlik tohumları 1971’de karşılarına anarşi olarak geri dönmüştür.  Bediüzzaman Hazretlerinin

“O tarihte (1971’de) dehşetli bir şerden haber verir. Yirmi sene sonra, şimdiki tohumların mahsulü ıslah olmazsa, elbette tokatları dehşetli olacak.” (Asa-yı Musa, s. 88)

diyerek, Felak suresinin bir işaretinden istihraç ettiği hakikat aynen olduğu gibi çıkmıştır.

Ve Türkiye’de, dinden uzaklaştırılmış bir atmosferde yetiştirilen bir nesil, maalesef anarşist olup dünya hayatının güvenini de lezzetini de altüst etmiş ve hâlâa etmeye devam etmektedir.

Bu anarşi diğer İslam ülkeleri için de diğer dünya ülkeleri için de söz konusudur. Materyalist felsefenin amentüsünü yazanlar Birinci ve İkinci Dünya savaşlarını çıkartıp her yeri cehenneme çevirdiler. Ve o gün de bugün de arşa yükselen mazlumların -iniltili- ahı “Zalimler için yaşasın cehennem!” lavlarıyla haykırmaya devam etmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun