Hz. Zeyd, Peygamberimizin, "Eşini boşama.", emrine neden uymamıştır?

Tarih: 09.05.2014 - 10:34 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. Zeynep istemediği halde neden Efendimiz onu Zeyd ile evlendirmiştir? Allah'ın bir emrine itaat ederek Zeynep, Efendimizi kırmamak için evlendi bunu biliyoruz. Fakat Zeyd'e Efendimiz "Allah'tan kork hanımını boşama." demesine rağmen Zeyd boşadı. Burada emir vardı. Yani Zeyneb emre (ayete ve Efendimizin rızası üzerine) itaat ve razı gösterirken neden Zeyd göstermedi; boşamaması gerekmez miydi?

- Bir de Hz. Zeyneb'in Allah'tan korkan takva sahibi bir insan olması, fakat diğer yandan güzelliği ile övünmesi gururlanması, hele ki Zeyd'e kırıcı sözler söylemesi nasıl anlaşılır? Üstün takva sahibi bunu yapmaması lazım değil mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Hz. Peygamber (asm) halasının kızı olan Zeyneb’i, azad ederek hürriyetine kavuşturduğu Zeyd ile evlendirmek istemesi, o günkü cahiliye devrinden kalma “efendi-köle” farklılığı, “aristokrat-avam” olan insanların varlığına indirilen şiddetli bir tokattır. Yüce Allah bunu kaldırmak isterken, en güçlü bir senaryoyu tatbik etmek istemiştir.

Bu maceranın son halkasında “Evlatlık” safsatasını bizzat Hz. Peygamber (asm)'in Zeyneb ile evlendirilerek gerçekleştirildiği gibi, bu ilk halkası olan Hz. Zeyneb gibi aristokrat bir bayanın Zeyd gibi bir azatlıyla evlendirilmesiyle tahakkuk ettirilmiştir.

- Bu gerçeklere bakıldığı zaman, Hz. Peygamber (asm)'in Zeyneb ile Zeyd’in evliliğine aracı olması ilahi bir ilhamın sonucu da olabilir. Bununla beraber, Hz. Peygamber İslam inancı perspektifinde konuya baktığı için, “bütün insanları bir tarağın dişleri gibi gören” bir anlayışa sahipti ve bu evliliğe ön ayak olması da bu düşüncenin bir sonucuydu.

Kaldı ki, Hz. Zeyneb’in buna red cevabı vereceğini de bilmiyor olabilir. Ancak Zeyneb buna karşı çıkınca, Allah işi elçisine bırakmadan bizzat kendisi devreye girdi ve

“Allah ve Resulü herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse besbelli bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36)

mealindeki ayetle bu evliliği tahakkuk ettirdi.

- Hz. Peygamber (asm)'in, “Eşini yanında tut, Allah’tan kork!” (Ahzab, 33/37) mealindeki ayette ifade edilen emrine rağmen Hz. Zeyd’in buna yanaşmadığına dair soruya gelince;

a) Evvela, ayette Hz. Zeyd’in bu emri dinlemediğine dair bir ifade söz konusu değildir. Aksine, Hz. Peygamber (asm)'in bu emri ile onun karısını boşaması arasında bir sürenin geçtiğine dair işaretler vardır. Mesela, ayette,

“Hani hem Allah’ın nimet ve ihsanına, hem de senin iyiliğine nail olmuş (olup da hanımını boşamaya karar vermiş olarak sana danışmaya gelmiş) olan kişiye sen: Hani sen 'Eşini yanında tut Allah’tan kork!’ demiştin. Allah’ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah’tan çekinmen gerekirdi.”

mealindeki ifade ile “Neticede, Zeyd eşini boşayıp onunla ilişkisini kestikten sonra, biz onu sana nikâhladık.” mealindeki ifade arasında epey bir zaman geçtiğini çağrıştırmaktadır. Mealde “Neticede” şeklinde geçen kelimenin aslı olan “Felemma” zaman edatı “ne zaman ki” manasına gelir ve belli bir zaman süresine işaret eder.

Demek ki, Hz. Zeyd bu emre itaat etmiş, ancak bir süre sonra geçimsizlik daha da arttığı için artık Resulullah’a durumu şikayet etmeye gerek duymadan hanımını boşamıştır.

b) Bununla beraber, Kur’an’ın aktardığına bakılırsa, Hz. Peygamber (asm)'in, “Eşini yanında tut Allah’tan kork!” şeklindeki emri, farz ve uyulması şart olan bir emir değil, aile arasında uygun görülen bir tavsiyedir. Hz. Zeyd de ailenin bir ferdi olarak bunu şefkatli bir baba hükmünde olan Hz. Peygamber (asm)'in bu emrini -nebevi bir emir değil- Ebevî (babaya ait) bir tavsiye olarak telakki, etmiş olabilir. Kur’an’da bu konuda Hz. Zeyd’i azarlayan bir ifadenin bulunmaması buradaki emrin bir nasihat, bir tavsiye olduğunu gösterir.

c) “Hani sen ‘Eşini yanında tut Allah’tan kork!’ demiştin.” mealindeki ifadesinden sonra, “Allah’ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah’tan çekinmen gerekirdi.” mealindeki ifadeye yer verilmesi, Hz. Peygamber (asm)'in emrinin ilahî iradeye uygun olmadığının göstergesidir.

Bununla beraber, bu emri veren/tavsiyeyi yapan Hz. Peygamber (asm) de bu işin netice itibariyle nereye varacağını -Allah’ın ilhamıyla- biliyordu. Ancak bir beşer olarak belki de bu emriyle konuyu biraz daha geciktirmek istemişti.

Bu açıdan bakıldığında da buradaki  emir, mutlaka yerine getirilmesi gereken bir nebevi ferman olmaktan ziyade, işin hakikatini bilen birinin zavahiri kurtarmaya yönelik beşeri bir tavrın yansımasıydı. İşte Hz. Zeyd de aklıyla olmasa da latifeleriyle bu emrin bu yönünü hissetmiş ve buna göre tavrını ortaya koymuş olabilir.

Hz. Zeyneb ile Hz. Zeyd arasında geçen konuları, karı-koca arasında beşeriyet gereği var olan sorunlar olarak görmek gerekir...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun