Zemahşeri’nin, Hz. Muhammed ile Hz. Zeyneb’in evliliğiyle ilgili yorumu nedir?

Tarih: 11.02.2016 - 10:41 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Zemahşeri kimdir, tasavvufla ilgisi nedir, evliyaullahtan sayılır mı?
- Mutezile olduğu söyleniyor bu doğru mudur?
-  Ek olarak; Hz. Muhammed sav ile Zeynep r.a evliliği hakkında ki görüşü birçok yerde var. Fakat görüşünün doğru olmadığı senetlerinde de yanlışlık bulunduğu ileri sürülmekte.
- Siz Zemahşeri’nin Hz. Muhammed sav ile Zeynep r.a evliliği konusunda yaptığı yorum hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Ebü’l-Kasım Mahmûd b. Ömer b. Muhammed el-Hârizmî ez-Zemahşerî, el-Keşşâf adlı tefsiri yanında Arap dili ve edebiyatına dair çalışmaları ile tanınan çok yönlü bir âlimdir. 27 Receb 467 (18 Mart 1075) tarihinde Hârizm bölgesinde Türkmenistan’ın Taşavuz (Daşoğuz, Taşauz) ili Köroğlu ilçesindeki [İlmamedov, XX/2 (2011), s. 192] Zemahşer’de doğdu.  

İlim adına çıktığı seyahatinin Mekke durağında yazmaya başladığı el-Keşşaf adlı eserini, yaklaşık iki buçuk yılda tamamladığı belirtilmiştir. Daha sonra memleketi Hârizm’e giderek Özbekistan sınırları içindeki Cürcâniye’ye (Ürgenç/Gürgenç) yerleşti. 9 Zilhicce 538 (13 Haziran 1144) tarihinde arefe gecesi burada vefat etti. Aslı Fars olduğunu söyleyenlerin yanında Türk olduğunu söyleyenler de vardır.

- Zemahşeri’nin tasavvufla ilgisinin olmadığını düşünüyoruz. Çünkü bu konuda elimizde bir bilgi yoktur. Bununla beraber, tefsirinde yer yer mutasavvıflara çatması, örneğin Mâide Suresinin (5/54) tefsirinde mutasavvıflar hakkında “insanların en cahilleri, ilim düşmanları”ı  gibi ifadeler kullanması onun tasavvufa karşı olduğunun açık göstergesidir.

- Zemahşeri amelde Hanefi; itikatta ise Mutezilidir. Zehebî ve İbn Hacer hadis rivayeti konusunda Zemahşerî’yi “sâlih” (yani hadis rivayetinde zabt ve adalet şartlarına haiz kimse) olarak nitelendirmiş, ancak insanları i‘tizâlî fikirlere davet ettiği için onun özellikle el-Keşşâf adlı tefsirine ihtiyatla yaklaşılması gerektiğine dikkat çekmişlerdir. (bk. Mîzânü’l-i’tidâl, IV, 78; Lisânü’l-Mîzân, VI, 4)

- Zemahşeri'nin evliyaulah olup olmadığını Allah bilir. Mutezili olmakla beraber dindar bir kimse olduğunda şüphe yoktur. Şüphesiz son akıbetinden haberdar değiliz.

- Zemahşeri’nin, Hz. Peygamber’in Hz. Zeyneb ile evliliği konusunda ilk başta yaptığı yorumu bizce yanlıştır. Bu yorum, aslında bir rivayete dayalıdır. Bu rivayeti Sa’lebi -senetsiz/mesnetsiz bir şekilde- zikretmiştir. Taberi bu manaya gelen konuyu Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem rivayetinden almıştır.

Ancak Buhari ve Müslim’de bu evlilikten bahsedildiği yerde bu bilgiye yer verilmemesi, bunun yanlış olduğunun ayrı bir delilidir.

- Hz. Peygamber (asm)'in Hz. Zeyneb ile evlenmesinin bir gerekçesi olarak bazı kaynaklarda yer alan “Hz Zeyd ile evliyken, evinde görüp ondan etkilendiği”ne dair bilgi doğru değildir. Nitekim, İbn Kesir, bazı tefsir ve hadis kaynaklarında yer alan bu bilgilerin doğru olmadığını belirterek bunlara yer vermemiştir. (bk. İbn Kesir, Ahzab, 33/36-37. ayetlerin tefsir)

- İbn Aşur’un da belirttiği gibi, Hz. Zeyneb Hz. Peygamber (asm)'in halasının kızıdır. Kendisi istemediği halde, Hz. Peygamber (asm)'in tavsiyesi üzerine Hz. Zeyd ile evlenmeyi kabul etmiştir.

“Allah ve Resulü herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse besbelli bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36)

mealindeki ayette bu hususa vurgu yapılmıştır.

Hz. Peygamber (asm)’in halasının kızı olan Zeyneb’i daha önce görmemesi mümkün değildir. Bu sebeple (soruda işaret edilen) söz konusu kıssaların hiçbir sahih mesnedi, hiçbir sağlam senedi yoktur. Çoğu mesnetsiz yorumlardan ibarettir. (bk. İbn Aşur, ilgili yer)

- Allah bu evliliğin gerekçesini açıkça şöyle beyan etmiştir:

“Zeyd eşini boşayıp onunla ilişkisini kestikten sonra, biz onu sana nikâhladık ki, bundan böyle evlatlıkları, eşleriyle ilişkilerini kestikleri, onları boşadıkları zaman, o kadınlarla evlenmek hususunda müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri her zaman gerçekleşir.” (Ahzab, 33/37)

Kur’an’da yer alan bu gerekçe açıkça ortada iken nübüvvetin şanına yakışmayan kıssalara itibar etmemiz elbette mümkün değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun