Zaman yaratılmıştır. Geçen zaman nereye gidiyor, yok mu oluyor?

Tarih: 28.01.2007 - 16:58 | Güncelleme:

Soru Detayı
Zaman bir maddedir, yani yaratılmıştır ve yaratılmış olan hiçbir şeyi tamamen yok edemeyiz. Peki bu geçmis zamanlara ne oluyor, nereye gidiyorlar?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Zamandan öyle bir an geçti ki insanın üzerinden, o vakit adı anılmaya bile değmez bir şeydi."(İnsan/Dehr, 76/1)

ayetinde zaman geçmektedir.

Dehr kelimesi, Ragıb el- İsfehani'nin açıklamasına göre asıl mânâsı, "âlemin var oluşunun başlangıcından son bulmasına kadar bütün süre, yani zamanın tamamı" demektir. Bilinmeyen uzun zamanlara da dehr denilir.  "Zaman" kelimesi ise bunun aksine olarak az süreye de çok süreye de denir. Zaman, zincir ve serilerinin toplamına da parçalarına da zaman denildiği halde, asıl dehr tek olan bütün zamana ve bazan da bunun büyük kısımlarına denir. Mesela; bir saat, bir gün, bir ay müddete zaman denir, dehr denmez. duraklamış "bilmem" demiştir.

Hîn ise, zamanın az veya çok, sınırlı bir süresine denir; zamanın tamamı için kullanılmaz. Vakit gibi zamanın bir parçasına denilir. Buradaki hin kelimesi, dehrin başlangıcı olan âlemin yaratılışı ile insanın yaratılışı arasında kalan, bunlarla sınırlanan süreyi ifade eder. Nekire, yani belirsiz olarak kullanılması ise, aslında sınırlı olmakla beraber insan açısından miktarının bilinmediğine işarettir. Yani şu bir gerçek ki insan cinsi, âlemin yaratılışından bir hayli zaman sonra yaratılmıştır.

Alemin yaratılışı ile başlayan dehirden, insan cinsinin yaratılmasına kadar sizin için bilinmeyen ve bununla beraber bu iki sınırla sınırlanmış bir süre geçmiş, insana doğru gelmiştir. O halde ki O süre içerisinde insan anılır (bu nam ile tanınır) bir şey olmamıştır. Bu cümle insanın halini bildirir veya hin = zaman kelimesinin sıfatıdır. Cümlenin ifade ettiği olumsuzluk, bir kayda yöneliktir. Yani hiçbir şey olmamış değil, anılan bir şey olmamıştır.

İnsanın yaratılışı, zamanın akışı içinde bir kısacık an ile tanımlanmaktadır. İster birey olarak, isterse bütün bir insanlık olarak anlaşılsın, sonuç itibarıyla değişen bir şey yoktur. Çünkü, kâinatın, hattâ Dünyamızın yaratılışından bugüne kadar geçen zamanı yirmi dört saatlik bir gün ile temsil edecek olsak, insan neslinin ortaya çıkışı, günün son dakikasına rastlar. Herbirimizin üzerinden geçen kısacık anları bu son dakika içinden bulup çıkarabilirsiniz!

Her şeyin yaratılması, devamının sağlanması Allah'ın iradesiyle ve kudretiyledir. Zaman da yaratılmıştır ve her an da yaratılmaktadır.

Varlık alemine gelen her şey tamamen yok olmaz. Ahiret alemlerine gider. Bu nedenle geçmiş zamanlar da bu alemden ebediyet alemlerine intikal etmiştir.

Ayrıca mutlak yokluk yoktur. Allah (cc) vardı hiçbir şey yoktu. Fakat İlm-i İlahide her şey mevcut idi. Allah irade etti kudreti ile ve kün emriyle, alemi daire-i ilimden, daire-i kudrete geçirdi.(yani yarattı).

Maddenin başka şeye çevrilmesi mutlak yokluk olmasa da; madde sıfatlara bağlı olarak var olduğundan dolayı o sıfatlar gidince o madde de gider. Örneğin şu andaki zaman bu ana bağlıdır. Bu an gidince o anı ilgilendiren zaman da gitmiş olur.

Mesela; bir insanın hafızasında İstiklal Marşının olduğunu düşünelim. Bu daire-i ilimdir. Yazınca daire-i kudrete geçer. Yani meydana gelir. Silinirse tekrar kudretten ilme geçer. Esas varlık ilimdeki varlık olduğundan dolayı gözden kaybolma veya sayfadan silinme hakiki yokluk değildir. Önemli olan ilimdeki vücuttur.

Mutlak yokluk yoktur. Fakat nisbi bir yokluk oluyor. Diyelim ki bir kağıdı yaktık. Duman ve kül meydana geldi. Fakat kağıtlık maddesi gitti. Başka şey oldu. Çünkü kül ve dumana kağıt denmiyor.

Netice itibarıyla var olan eşyayı değiştirmek hakiki yokluk manasına değildir. Nisbi olarak yok olma manası anlaşılır. Allah isterse istediği an varı yok eder, yoku da var edebilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun