Üçüncüleri Allah olan iki kişi kimdir?
- Hicret yolculuğunda sığındıkları mağarada, Müşriklerin takibinden Hz. Ebu Bekir'in telaşlanması ve Peygamber Efendimizin onu sakinleştirmesi ile ilgili hadis nasıldır; açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
Olayı Peygamber Efendimiz (asm)'in ifadelerini nakleden Hz. Ebu Bekir (ra)'den öğreniyoruz.
Ebû Bekir es-Sıddîk, Abdullah İbni Osman İbni Âmir İbni Ömer İbni Kâ’b İbni Sa’d İbni Teym İbni Mürre İbni Kâ’b İbni Lüey İbni Galib el-Kureşî et-Teymî (ra)’den rivayet edildiğine göre -ki Allah kendilerinden razı olsun, kendisi, babası ve annesi sahâbîdir- o şöyle demiştir:
:نظرتُ إلى أقْدَامِ المُشْرِكِينَ ونَحنُ في الْغَارِ وهُمْ علَى رؤوسنا فقلتُ : يا رسولَ اللَّهِ لَوْ أَنَّ أحَدَهمْ نَظرَ تَحتَ قَدميْهِ لأبصرَنا فقال:
« مَا ظَنُّك يا أبا بكرٍ باثْنْينِ اللَّهُ ثالثُِهْما »
(Hicret yolculuğunda) biz Resûlullah ile mağaradayken, tepemizde dolaşıp duran müşriklerin ayaklarını gördüm ve:
- Ey Allah’ın elçisi! Eğer şunlardan biri eğilip aşağıya bakacak olsa mutlaka bizi görür, dedim. Resûlullah (asm) şöyle buyurdu:
“Üçüncüleri Allah olan iki kişiyi sen ne zannediyor (ve haklarında neler düşünüyor)sun, Ebû Bekir?” [Buhârî, Tefsîru sûre (9), 9; Fezâilü’l-ashâb 2; Müslim, Fezâilüs-sahâbe 1]
Hz. Peygamber (asm), hicret esnasında yol arkadaşı Ebû Bekir (ra) ile birlikte Mekke’den çıkıp birkaç günlüğüne Sevr mağarasına sığınmıştı. Müşrikler ise her tarafta onları arıyordu. İşte onlardan bir grup mağaranın üzerinde gezinip dururken, içeriden Hz. Ebû Bekir onların ayaklarını görmüş ve endişesini “Şöyle eğilip ayaklarının dibine bakacak olsalar, bizi görecekler.” sözüyle dile getirmişti.
Allah’a karşı her an tam bir güven ve tevekkül içinde bulunan Hz. Peygamber (asm), “Üçüncüsü Allah olan iki kişiyi sen ne sanıyorsun? Onlar hiç ele geçer mi?” diye onu teselli etmiş, Allah’ın kendilerini koruyacağına olan güvenini açıklamıştır. Kur’ân-ı Kerîm olayı anlatırken bu birliktelik mazhariyetini “...Üzülme, endişelenme, Allah bizimledir...” (bk. Tevbe, 9/40) tesbitiyle vermektedir.
Tevekkül ve yakîn duygusu, kemal noktasını bulduğu zaman kul, Allah Teâlâ’nın yardım ve korumasını sanki gözleriyle görüyormuş gibi bir huzur ve tatmine ulaşır. Bu noktadan sonra da hiçbir şeyin kaygısı söz konusu olamaz. Kendisi bu noktada bulunan Efendimiz (asm), Hz. Ebû Bekir (ra)’i de aynı noktaya çağırmaktadır. Nitekim Allah Teâlâ,
“Şüphesiz biz Peygamberimize ve müminlere bu dünya hayatında da şahitlerin şahitlik edecekleri günde de yardım ederiz.” (Mümin, 40/51)
buyurmuş, Peygamber ve inananları yalnız bırakmayacağını duyurmuştur.
Buna göre;
1. Allah’a güvenmek gerekir.
2. Tedbir almak, güvensizlik anlamına gelmez.
3. Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber’e küçük bir zararın gelmesini bile istemiyordu.
4. Hz. Peygamber, çevresindekiler için güven kaynağıydı. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 82)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Seni benim elimden kim kurtaracak?
- Ölmeyi istemek günah mı?
- Sadece Allah'a güvenmek ne demektir?
- Çocuğun ölümünü kocasından gizlemiş mi?
- Peygamberimiz hasta ziyaret eder miydi?
- Evden çıkarken nasıl dua etmeliyiz?
- Sancağı bir yiğide vereceğim...
- Allah bize yeter, o ne güzel vekildir, sözü kime aittir?
- Kaderde olmayan başa gelmez mi?
- Peygamberimiz yatmadan önce nasıl dua ederdi?