Ticarethanenin (mesela bir eczahane) mallarının zekâtı nasıl verilir?

Tarih: 06.10.2006 - 16:26 | Güncelleme:

Soru Detayı
Ben eczacıyım, eczanemin zekâtını nasıl hesaplamam gerekir? Malum, devlette ödemeyi bekleyen faturalarımız var ve depolara ileri vadeli çeklerimiz (borç) var. Aldığımız ilaçlar çoğu zaman bir yılını doldurmadan satılıyor...
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Eczahanedeki ilaçlar ticaret malıdır. Ticaret malının yıl içinde satılıp yerine yenilerinin alınmasıyla, üzerinden bir yıl geçme müddeti kalkmış olmaz. Yıl sonunda yapılan hesaba göre zekâtının verilmesi gerekir.

Mesela, yılbaşında nisap miktarı tutarında ilacı bulunan bir eczacı, yıl içinde bunu satıp yerine yeni ilaçlar, daha sonra bunları da satarak başka ilaçlar alacak olsa, bu mal yıl sonunda nisap miktarının altına düşmediği müddetçe zekâtını hesaplayıp vermesi gerekir.

Zekât hesaplanırken ödenmesi gereken, çek, fatura ve diğer borçlar çıkarılııp, kalan malların ve nakitlerin kırkta bir oranında zekâtı verilir.

Ramazan ayında zekâttan başka sadaka-i fıtır / fitre de verilmesi gerekir.

Ticaret Malının Zekâtı Nasıl Verilir?

Alım ve satımı yapılan ve kâr etmek maksadıyla elde bulundurulan her türlü mal, ticaret malı sayıldığından bunlar zekâta tâbidir. Ev, arsa, dükkan, han, hamam gibi gayrimenkuller; manifatura, halı, kilim, beyaz eşya gibi ihtiyaç malzemeleri; buğday, arpa, pirinç, mercimek gibi hubabat; demir, bakır, alüminyum gibi tartılan maddeler; koyun, sığır ve at gibi hayvanlar hep birer ticaret malıdır.

Her şeyden önce, ticaret mallarının zekâtı hesap edilirken, üzerinden bir yılın geçmiş olması ve nisap miktarına ulaşması gerekir. Ticaret mallarının nisabında altın ve gümüşteki nisap miktarı esas alınır. Buna göre yıl başında 20 miskal (85 gram) altın veya 200 dirhem (595 gram) gümüş miktarı nisaba ulaşan bir ticaret malının zekâtı için yıl sonundaki değerine itibar edilir. Yıl içindeki eksilip artması zekâta tesir etmez. Fakat yıl sonundaki değeri nisap miktarının altına düşerse, artık zekâtı verilmez. Yine yıl içinde tüccarın iflas etmesi veya elinde hiç mal ve paranın kalmaması durumunda da “üzerinden bir yıl geçme” şartı kalkmış ve zekâtın farziyeti düşmüş olur.

Şâfiî ve Mâlikî mezheplerine göre, ticaret mallarının nisap miktarına ulaşma şartı, sadece yıl sonundaki miktarına itibar edilir. Yılın başında veya ortasında malın değerinin nisap miktarının altına düşmüş olması zekâtın farziyetine engel olmaz. Meselâ, yıl başında 10 miskal (42.5 gram) altın değerinde bir sermaye ile ticarete başlayan bir kimsenin sermayesi, bir yıl sonra nisap miktarına ulaşmışsa, bu artan miktarın üzerinden bir yıl geçmesine gerek kalmadan malın tamamından zekât verilir.

Hanbelî mezhebine göre ise, bir ticaret malının zekâta tâbi olabilmesi için, yılın başından sonuna kadar nisap miktarından aşağı düşmemesi gerekir. Yıl içinde malın değeri nisap miktarının altına düşmesi halinde “üzerinden bir sene geçme” şartı kalkmış sayılır, böylece zekâtı da verilmez. Bu malın zekâta tâbi olabilmesi için nisaba ulaştıktan sonra yeniden üzerinden bir yıl geçmesi gerekir. (Yusuf el-Kardâvî, Fıkhu’z-Zekât, I/329-331)

Ticareti yapılan bir mal, yıl içinde kendi cinsiyle veya başka bir cins malla değiştirilse “üzerinden bir yıl geçme müddeti” kalkmış olmaz. Yıl sonunda yapılan hesaba göre zekâtının verilmesi gerekir. Mesela, yıl başında nisap miktarı tutarında inşaat demiri bulunan bir kimse, yıl içinde bunu satıp yerine tuğla alsa, daha sonra bunu da satarak çimento alacak olsa, bu mal yıl sonunda nisap miktarının altına düşmediği müddetçe zekâtını hesaplayıp vermesi gerekir.

Ticaret mallarının zekâtı hesap edilirken kıymetleri, bulundukları yerdeki piyasa şartlarına göre takdir edilir. Bunda malın rayiç bedeli ve satış fiyatı değil de, alış fiyatı ve maliyeti esas alınır. Çünkü çoğu defa bir malın satış fiyatı ancak piyasa şartlarına, arz-talep dengesine ve müşterinin durumuna göre değişiklik arz eder. Bu da ancak satış olunca kesin olarak belli olur. Oysa henüz mal elden çıkmamış, kesin satış fiyatı belli olmamıştır. Bunun yanında maliyeti veya alış fiyatı bellidir. Bunun için ticaret malının zekâtı hesap edilirken maliyet yahut alış fiyatının esas alınması daha sıhhatli ve kolay olur.

Altın ve gümüşte olduğu gibi, ticaret mallarında da verilecek zekât nisbeti kırkta birdir. Ticaret malları ya altına göre veya gümüşe göre hesap edilir. Fakat bunlardan birisine göre malın değeri nisaba ulaşmayıp diğerine göre ulaşsa, ulaşan maddeye göre verilir. Mesela, bir malın değeri altına göre nisap miktarını bulmasa da, gümüşe göre bulsa, gümüş üzerinden hesap edilerek zekâtı verilir.

Ticaret malının zekâtı, malın değeri üzerinden para olarak verilebileceği gibi, malın kendi cinsinden de verilebilir. Meselâ, kumaş ticareti yapan bir kimse malının zekâtını para olarak verebileceği gibi, kumaş olarak da verebilir. Bunda fakirin ihtiyacını göz önünde bulundurmakta fayda vardır. Hangisi fakirin işine yarayacaksa o tercih edilir.

Ticaret mallarının zekâtı hesap edilirken borçlar düşülür, kalan meblağ zekâta tâbi kılınır.
Mehmed Paksu

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun