Kur'an-ı Kerim'de mallarımızı Allah yolunda sarf etmemiz emrediliyor. Ailemin geçimini sağladıktan sonra, arta kalan paranın en az ne kadarını bağışlamam lazım?

Tarih: 09.07.2006 - 22:02 | Güncelleme:

Soru Detayı
Kur'an-ı Kerim'de sadaka ve zekat o kadar çok belirtilmiş ki, sanki bana şöyle geliyor: Ailemin rızkını temin ettikten sonra geri kalan tüm paramı dağıtmalıyım? Acaba bunun ölçüsü nedir?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam dini, insanlar arasındaki sosyal dayanışmaya önem vermiş ve manevi ölçüler yanında maddi hükümler de getirmiştir. Bu da zekat ve sadaka sistemidir.

Maddi durumu yerinde olan bir kişi zekata tabi olacak mallarının kırkta birini fakirlere vermesini emretmiştir. Ayrıca her vesile ile Müslümanların muhtaç durumdaki insanlara imkânları ölçüsünde sadaka vermelerini istemiştir.

Hali vakti yerinde olan her Müslüman, ya Ramazan’dan Ramazan’a veya yıl başında servetinin ve kazancının zekâta tâbi olup olmadığını araştırır; mal varlığını hesap eder, borçlarını çıkardıktan sonra geride kalandan zekât verir. Hiç hesap kitap yapmadan göz kararı ile zekât verilmesi bu ibadetin tam olarak yapılmadığını gösterir. Bunun için biliyorsa bizzat kendisi, değilse bilen birisine, meselâ bir muhasebeciye sorarak hesap ettirir, malının zekâtını çıkarır. Mühim olan husus, zekâtı verilecek malın az veya çok olması değil, içinden zekât payının ayrılmasıdır.

Zekâtı verilecek bir malın hesabı Hicrî yıla göre yapılabildiği gibi, Miladî yıla göre de yapılır. Mal sahibine hangisi daha kolay geliyorsa ona göre hareket eder. Fakat bazı malların durumu zekâtın vaktini de belirler. Tarım ürünlerinden verilen zekât gibi.

Ticaret mallarının zekâtı muhasebe kolaylığı açısından Miladî yıl başlarına göre yapılabildiği gibi, fakirin ihtiyacı ve sevabının daha fazla olması hasebiyle Ramazan’dan Ramazan’a da yapılabilir.

Menkul veya gayrimenkullerin zekâtı, ticaret maksadıyla kullanılıp kullanılmadıklarına göre muameleye tâbi tutulur. Altın, gümüş ve diğer ticareti yapılan malların hepsi yıl sonunda paraya dökülür, elde mevcut olan çek, senet ve nakitler de toplanarak mal varlığının tesbiti yapılır. Ortaya çıkan miktardan borçlar ve yıl boyu yapılan harcamalar düşülür, geriye kalan miktar üzerinden kırkta bir, yani %2,5 nisbetinde zekât hesap edilir.

Bir misâl; manifatura mağazası olan bir kimse zekâtını şöyle hesap eder: 

Mağazayı açalı bir yıl olmuşsa, yıl sonunda, meselâ 31 Aralık’ta mağazada mevcut olan bütün malların alış fiyatlarına göre dökümünü yapar, bulduğu miktarın üzerine mevcut para, çek ve senet olarak alacaklarını, altın veya gümüş olan tasarruflarını, varsa ayrıca ticaretini yaptığı ev, arsa, dükkân, araba ve benzeri taşınır ve taşınmaz diğer malların alış fiyatları üzerinden değerlerini ekler, borçlarını da çıkardıktan sonra toplamı üzerinden %2,5 nisbetinde zekâtını ayırır. Mağazadaki demirbaş eşyayı, kullandığı arabayı, oturduğu evi, mağaza kendisininse dükkânı zekât malının içine katmaz.

(bk. Mehmed PAKSU, İbadet Hayatımız-1)

İlave bilgi için tıklayınız: 

- SADAK

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun