Tahrim Suresi 5. Ayette; "Şayet Rasul sizi boşarsa, Allah ona bu sıfatlara haiz kadınlar verir." şeklinde hitap edilmiş olması, bu sıfatların onlarda olmaması mı demektir?

Tarih: 28.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bu sıfatların zikredilmesi, aslında Hz. Peygamber (a.s.m)’in hanımlarında var olduğuna bir işarettir. Yani peygamberlerin hanımları böyledir. Müminlerin anneleri olan Peygamber (a.s.m)’in hanımları elbette bütün kadınlardan daha üstündür. Bu üstünlük de -Peygamber (a.s.m)’in hanımları olmaları dışında- taşıdıkları bu vasıflardan ötürüdür. Çünkü “sizden daha hayırlı..” ifadesi, onlarda fıtraten hayır vasfının bulunduğuna delalet etmektedir. Fakat onların en üstün kadınlar olması ise, Allah katında en üstün insan Hz. Peygamber (a.s.m)’in eşleri olduğundandır. Onları o fıtrî çekirdek halindeki faziletleri de, peygamber eşi olduktan sonra gelişip neşvunema bulmuştur. O halde -boşamakla- onun hayatından çıktıkları zaman üstünlük vasıflarından da kaybedeceklerdir.

- İşin bir de şu tarafı vardır: Eğer Hz. Peygamber (a.s.m) hanımlarını boşasaydı, bu takdirde onlar Peygamber’e (a.s.m) eziyet verdikleri için bu boşama gerçekleşmiş olurdu. Ona eziyet etmek ise, büyük bir suç olduğundan onların eski vasıflarını kaybettikleri anlamına gelecekti. Bu durumda yeni gelenler -zikredilen vasıflarıyla- onlardan daha hayırlı olacaklardı.

- Allah, Peygamberinin (a.s.m) hanımlarını boşamayacağını elbette biliyordu. Dolayısıyla, onların eski üstün vasıflarında devam edeceklerini de biliyordu.  O halde bu vasıfların dikkate sunulması, onların bu konuda daha hassas olmalarına bir tembihtir.

- Burada bir tağlib sanatı vardır. Peygamber eşlerinden bir-iki tanesi -Tahrim olayında- onu üzmüşlerdir. Buna rağmen bütün hanımlarına hitapta bulunulmuş olması, hem işin içinde olanların kimliklerini gizlemeye, hem işin içinde olmayanların da bundan böyle daha dikkatli olmaları için sert bir uyarıyı seslendirmeye yöneliktir. Hz. Peygamber (a.s.m)’in Allah’ın izni olmadan kendilerine hoşlanmadıkları bir muamele yapmayacağına emin oldukları için biraz daha rahat davranabiliyorlardı. Fakat artık, boşama  hususunda bile izin çıkmıştır. Bundan sonra herkes ayağını daha denk atacaktır. (krş. Razî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).

Bu ayetten şu noktalar da mülahaza edilebilir:

Hz. Peygamber (a.s.m)’in hanımlarında, kendi yaratılışlarında bir fazilet ve meziyet mevcuttur. Ona eş olabilecek bir kabiliyete sahip idiler. Ayette yer alan vasıfların onlarda olduğuna da işaret vardır. Denilebilir ki, bu vasıflardan her biri onlardan birinde bir imtiyazlı özellik olmuştur. Kimi eli çok açık olmakla, kimi çok itaatkâr olmakla, kimi çok tevbe istiğfar etmekle, kimi çok tesbih ve  ibadet etmekle, kimi de çok oruç tutmakla tanınmıştır. Hz. Aişe bekâr bir kız olarak, diğerleri birer dul olarak Hz. Peygamber (a.s.m)’e eş olma şerefine ermiştir.

Hz. Peygamber(a.s.m)’in hanımlarını “müminlerin anneleri” mertebesine yükselten husus, onların ona eş olmalarıdır. O halde, onları farklı kılan bu hususu iyi anlamaları, ona karşı saygı ve sevgide kusur etmemeleri, eşleri de olsalar onun ümmetinden birer fert olduklarını unutmamaları, Allah’ın kendilerinden daha faziletli eşleri peygamberine takdir edebileceği hususu hatırlatılmış ve daha dikkatli olmaları konusunda uyarılmışlardır. Ayette meal olarak yer alan “sizlerden daha hayırlı” ifadesi bu hakikati vurgulamak içindir.

Zikredilen vasıfların vurgulanması, bir yandan Hz. Peygamber (a.s.m)’in hanımlarına verilen bir ders olmakla beraber, diğer yandan bütün Müslüman kadınlara verilen bir derstir. Yani fazilet, şeref ve üstünlük ölçüsü yalnız takvadır. Nitekim, Hz. Nuh ve Hz. Lut’un hanımları bu takvadan yoksun oldukları için, peygamberin eşi olmaları onları kurtaramamıştır. Oysa, Firavun’un hanımı takvaya sarıldığı için Hz. Meryem ile birlikte anılmaya hak kazanmıştır.

Ayrıca tıklayınız: 

Tahrim Suresi'nin İlk Beş Ayeti Hakkında.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun