Sabah namazı, ölümün acısını hissettirmez mi?
- Bu anlamda bir hadis var mı?
"Sabah namazı, ölümün acısını hissettirmez.
Öğle namazı, mahşerin sıkıntısından kurtarır.
İkindi namazı, kabrin karanlığından aydınlığa kavuşturur.
Akşam namazı, sırattan hızla geçmemizi sağlar.
Yatsı namazı, cehennem azabından korur."
Değerli kardeşimiz,
Soruda geçen bilgiler, Bursevi’nin tefsirinde “Hadiste vardır ki” kalıbınıyla nakledilmiş, ancak kaynak ve senet verilmemiştir. Başka bir yerde de bu rivayeti bulamadık.
Burada geçen bilgi şöyledir:
Bir hadiste şöyle buyurulmuştur:
“Sabah namazını kılan kimseye ölüm ve ölümün sıkıntısı kolay gelir.
Öğle namazını kılan kimseye kabir ve kabrin insanı sıkması kolay gelir.
İkindi namazını kılan kimseye Münker ve Nekir’in soruları ve heybeti kolay gelir.
Akşam namazını kılan kimseye mizan ve onun hafif olması kolay gelir.
Yatsı namazını kılan kimseye ise sırat ve sıratın inceliği kolay olur.” (Ruhu’l-Beyan, Tevbe Suresi 72. ayetin tefsiri)
Bu açıklamanın geçtiği ilgili ayetin meali ve Bursevi'nin diğer açıklamaları şöyle:
İnanan erkekler ve inanan kadınlar birbirlerinin velisidirler. İyiliği emrederler, kötülükten men ederler, namazı kılarlar, zekatı verirler, Allah’a ve Resul’üne itaat ederler. İşte onlara, Allah rahmet edecektir. Allah daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe, 9/71)
“İnanan erkekler ve inanan kadınlar birbirlerinin velîsidirler.”
Hak dinde birbirlerine uyarlar, tevhid akidesinde birleşirler. Din ve dünya işlerinde birbirlerine yardım ederler. Bazıları da diğer bazılarını terbiye ederek ve nefis tezkiyesi yaptırarak yüksek derecelere ulaştırırlar. Bunlar Allah Teâlâ’nın yolunun mürşidleridir.
“İyiliği emrederler.”
İman ve Allah’a itaat başta olmak üzere her çeşit hayrı içine alan iyiliği emrederler. Allah’ı talep konusunda birbirlerini teşvik ve tahrik ederler.
Hakîkî “ma‘rûf (bilinen, tanınan)” da odur. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Ben maruf olmak (bilinmek) istedim.” (Aclûnî, Keşfu’l-hafa, 2/173)
“Kötülükten men ederler. Namazı kılarlar.”
Sürekli olarak Allah Teala’yı zikrederler, devamlı surette kalp murakabesinde bulunurlar; kalplerinin Allah ile beraber olmasını temin ederler.
Öyle ki onları ne ticaret ne de alış-veriş Allah’ı zikirden alıkoyabilir. Onlar, mükaşefe erbabı ve gönül ehli kimselerdir.
“Zekatı verirler”
Farz olan zekatı verirler. Hatta zaruri ihtiyaçlarından arta kalan mallarını da Allah yolunda infak ederler. Bu infak sayesinde kendilerini dünya sevgisinden arındırırlar.
Bütün emir ve yasakları konusunda “Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederler”.
Bu ayette geçen “namazı kılarlar” ifadesi, aynı surenin 67. ayetindeki münafıklar hakkında söylenen “Allah’ı unuttular” ifadesinin mukabili (karşılığı); “zekâtı verirler” ifadesi de “ellerini sıkı tutarlar (cimri davranırlar)” ifadesinin mukabili; “Allah’a ve Resul’üne itâat ederler” ifadesi ise o münafıkların “tam bir fısk / itaatten çıkmış olma” vasfının mukabili olarak zikredilmiştir.
"et-Tevilatü’n-Necmiyye"de şöyle söylenmiştir:
“Allah (bu ayette) inananların muamelelerindeki ihlasa işaret etmektedir. Çünkü münafıklar da namaz kılar ve zekat verir, fakat bunları yaparken Allah’a ve Resul’üne değil, sadece dünya menfaatlerini gözetmek suretiyle nefis ve hevalarına itaat ederler.”
“İşte onlara” bütün bu güzel sıfatları kendisinde taşıyan müminlere “Allah rahmet edecektir.”
Rahmetinin eserlerini onlara (yağmur gibi) yağdıracak, onlara devamlı destek ve zafer verecektir. Onları acıklı azaptan kurtaracaktır: Cennete girdirmek suretiyle cehennem azabından, kurbet ve vuslata ulaştırmak suretiyle de Melik ve Cebbar olan Allah’tan uzak kalma azabından kurtaracaktır.
İşaret ehli alimlerinin birinden ayetin “İşte onlara, Allah rahmet edecektir.” bölümünün tefsiri hakkında şu rivayet yapılmıştır:
Allah onlara beş yerde rahmet edecektir:
1. Ölüm ve sekerat anında. Ölümün sekeratını onlara kolaylaştıracak ve imanlarını şeytanın saptırmasından muhafaza edecektir.
2. Kabirde ve kabrin karanlıklarında; kabirlerini aydınlatacak ve onları kabir azabından koruyacaktır.
3. Kitabın (amel defterinin) verilmesi ve okunması esnasında sıkıntı çekilirken rahmet edecektir. Kitaplarını sağ taraflarından verecek ve günahlarından dolayı sıkıntı çekmemeleri için kitaplarındaki günahları silip yok edecektir.
4. Mizanda pişmanlık duyulurken rahmet edecek; onların mizanlarının ağır gelmesini sağlayacaktır.
5. Allah’ın huzurunda, onun sorularına cevap verileceği anda rahmet edecek; sorulara cevap vermelerini kolaylaştıracak ve ayıplarından dolayı onları cezalandırmayacaktır. (Bursevi, Ruhu’l-beyan, Tevbe Suresi 72. ayetin tefsiri)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Abdestli yatan kimseye, bir melek sabaha kadar, "Yâ Rabbî! Bu kulunu affet." diye dua eder mi?
- Hümanizm Üzerine 6: ACIYAYIM DERKEN
- Kur'an'da hitaplar genellikle niçin erkekleredir?
- Namaz, Müslümanların başına bela mı?
- Namaz kılmayı terk ettim; tekrar nasıl başlayabilirim?
- İbadetlerini aksatan çocuğa baskı uygulanır mı?
- Namaz ve diğer ibadetlerini aksatan çocuğa baskı uygulanır mı?
- MEÂRİC SÛRESİ
- Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velisidirler (Tevbe, 9/71), ayetini nasıl anlamak gerekir?
- Namazda okunan dua ve tespihlerin anlamları ve bunlara verilen sevaplar hakkında bilgi verir misiniz?