"Ramazan orucunu bozan sadece bir gün kaza tutar, kefaret tutmaz." diyen Şafiilerin delili nedir?

Tarih: 29.10.2011 - 01:07 | Güncelleme:

Soru Detayı
- Şafiilerin deliliyle ilgili hadis var mıdır?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Oruç kefareti, Kur'an'da yer almayıp Hz. Peygamber (asm) tarafından vazedilmiştir. Oruç bozma kefareti, herhangi bir mazereti bulunmaksızın Ramazan orucunu kasten bozan kimseye gereken kefareti ifade eder.

İslâm'ın beş temel şartından biri olan oruç ibadetini yerine getirmekte zor­lanan kimselere bir dizi kolaylık ve ruhsat getirilmiş, ayrıca kasten oruç tutmayan veya başladığı orucu meşru bir mazere­te binaen bozan kimseye de tutulmayan orucu kaza etmesi imkânı tanınmıştır.

Bu ruhsat ve imkânlardan sonra başladığı Ra­mazan orucunu hiçbir mâkul ve haklı gö­rülebilir sebep yokken, bilerek ve isteye­rek bozan kimsenin durumu ağır bir ku­sur ve suç kabul edilmiş, böyle kimselere, bu hatalı davranışlarından dolayı Allah'­tan af dileyebilmeleri için biri yine oruç cinsinden olmak üzere üç tür ibadetten biri kefaret olarak öngörülmüştür.

Oru­cu kasten bozan kimse için öngörülen ke­faretin ceza yönü ağır basar. Bu kefareti gerektiren sebep ise Ramazan orucunu eda eden kimsenin orucu kasten ve iste­yerek bozmasıdır. İkrah, hata, unutma gibi kasıtlı olmayan durumlar kefareti ge­rektirmez.

Hanefîler ve Mâlikîler dahil fa­kihlerin bir grubuna göre Ramazan orucu­nun cinsî münasebetle veya yeme içme ile bozulması aynı hükme tâbi iken, Şafiîler başta olmak üzere diğer bir grup fakihe göre Ramazan orucunun sadece cinsî münasebetle bozulması kefaret gerekti­rir, kasten de olsa yeme içme kefareti ge­rektirmez.

Birinci grup, kasten yapılan cinsî münasebetle kasten yeme içmenin aynı ortak illete sahip bulunduğunu, iki­sinin de orucun kasten bozulması mahiyetinde olduğunu ileri sürer.

İkinci grup ise Hz. Peygamber (asm)'in Ramazan ayında ka­rısıyla cinsî münasebette bulunan sahâbî hakkında kefarete hükmettiği (bk. Buhârî, Savm, 30-31; Keffârât, 2, 4; Müslim, Sıyâm, 14) hadiste yeme içme geçme­diği ve yeme içmenin farklı olduğu mü­lahazasıyla hareket eder ve kıyas yoluyla kefaret hükmünü genişletmek istemez. Şâfiîler'in burada kıyas yoluna gitmeme­leri biraz da kolaylığı sağlama, zorluk ve sıkıntıya yol açmama düşüncesinden kay­naklanmış olabilir.

(Geniş bilgi için bk. TDV İslam Ansiklopedisi Kefaret md. 25/178)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun