Ramazan ayında bütün Müslümanların eşit sürede oruç tutmaması nasıl adalet olur?

Tarih: 10.07.2013 - 00:42 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bazı gayri müslimler Ramazan ayında, dünyada bütün Müslümanların eşit sürede oruç tutmadığını, bu yüzden Allah’ın -haşa- adaletinden şüphe duyduklarını söylüyorlar. Bu kimselere ne cevap verilebilir? Örneğin Norveç'in kuzey kısımlarındaki müslümanlar yirmi bir saat oruç tutarken, Endonezya’da bu süre on-on bir saate düşebiliyor.
- İslam'ın önem verdiği kavramlardan biri de eşitlik ve adalet olduğundan, bazıları için bu durum ters düşüncelere yol açabiliyor. Örneğin "Hani Allah'ın adaleti sonsuzdu?" gibi (haşa). Böyle gaflete düşmüş kimselere ne cevap verilebilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Söz konusu iki ülkede de müminlerin oruçlarını tutmaları, başkasına söz hakkı bırakmayacak kadar bir kolaylığın varlığını gösterir. Allah, daha fazla oruç tutanlara, daha fazla sabır ve güç vermek suretiyle onların işini kolaylaştırıyor. Müslümanlar arasında meşhur olan “Orucu emreden Allah sabrını da verir” sözü bu gerçeğin altını çizmektedir.

Allah, daha uzun süre oruç tutanlara daha fazla sevap verir. Bu ise “emek-ücret” dengesi açısından son derece adaletli bir uygulamadır.

Kaldı ki, Müslümanların bundan bir şikayetleri de yoktur; gayri müslimlere ne oluyor ki!..

Eğer bu gayri müslimler Ehl-i kitap ise, onlar önce kendilerine bir çeki düzen versinler, sonra gelip İslam’ı eleştirsinler.

Şayet bu eleştirenler ateist ise, zaten bunların konuşmaya hakları yoktur. Çünkü, Allah her ülkeye eşit zaman diliminde oruç Farz kılsaydı, yine de bunlar bunu eleştirirlerdi.

Diğer taraftan, orucun Kameri takvime göre tutulması, yaratılışa daha uygun olduğu gibi soruda geçen iddianın aksine, Müslümanlar arasındaki adalete de vesiledir.

Müslümanların dinî ibadetlerinin ritmini ay takvimi ayarlamaktadır. Bu suretle Kur'ân, Müslümanlar arasındaki adaleti sağlamıştır.

Çünkü İslam dini, evrensel bir din olup; mensupları, gerek günlerinin uzunluğu gerekse iklim şartlarının farklılık gösterdiği çeşitli coğrafi bölgelerde yaşamaktadırlar. İslam dinindeki namaz ve oruç gibi başlıca ibadetler ise; güneşin doğuş ve batış zamanlarına göre ayarlanmaktadır.

Şayet İslam ay yılını değil de güneş yılını esas kabul etseydi, bir kısım Müslümanlar hep uzun günlerde oruç tutacak, diğer Müslümanlardan hayatları boyunca daha ağır şartlarda ibadet etmek zorunda kalacaklardı.

Mesela Hicri takvimde Ramazan Ayı -miladiye göre- her sene on bir gün daha erken geldiği için, her mevsimi tek tek gezmektedir. Böylece bütün Müslümanlar ömürleri boyunca hep aynı ayda değil, yılın her ayında her mevsiminde oruç tutmuş olurlar.

Buna göre, yazın çok uzun oruç tutulan yerlerde, kışın çok kısa olacaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun