Öz kardeş ve üvey kardeş kime denir?

Tarih: 17.04.2014 - 00:48 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Toplumda babası bir annesi ayrı çocuklar için öz kardeş, annesi bir babası ayrı çocuklar için üvey kardeş oldukları seklinde bir inanç var. Herhalde ayni soyadına sahip olanlar özdür diye düşünülüyor. Halbuki kardeş, ayni karnı paylaşmış kişilere denir, karındaş kelimesinden gelmedir.

- Dinen bu duruma bakış nedir acaba?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Arapça’da erkek kardeşe ah, kız kardeşe uht denilir.

Ayrıca aynı kaynaktan (ayn) gelmeleri veya diğer kardeşlere nisbetle daha asıl ve önemli (ayn) olmaları bakımından ana baba bir kardeşler için benü’l-a‘yân, aynı şeyin parçaları olmaları dolayısıyla da şakīk, annelerinin birbirine kuma (alle) olması sebebiyle baba bir kardeşler için benü’l-allât, ayrı babalarından dolayı farklı şekil ve özelliklere sahip olmaları (ahyâf) sebebiyle de ana bir kardeşler için benü’l-ahyâf tabirleri kullanılır.

Buna göre, öz kardeş, ana baba bir kardeştir. Diğerleri baba bir kardeş veya ana bir kardeş olarak ifade edilir. İslam hukukunda kardeş denilince bunlar kasdedilir.

Kardeşler arasındaki akrabalık bağı, İslâm hukukunun çeşitli alanlarında karşılıklı hak ve yükümlülüklere ve bazı özel hükümlere konu teşkil eder. Sütkardeşliği de özellikle evlenme engelleri bakımından önem taşır.

Kardeşlik ilişkisinin ağırlıklı şekilde söz konusu edildiği miras hukukunda, kardeşler erkek veya kız yahut öz veya baba bir kardeş veya ana bir kardeş oluşlarına göre farklı hükümlere tâbidir.

Aile hukuku alanında kardeşlik evlenme mânileri, hidâne ve nafakayla ilgili olarak söz konusu edilir. Kur’an’da evlenilmesi yasak kadınlar (muharremât) arasında kız kardeşler, kardeş kızları, kız kardeş kızları ve ayrıca süt kız kardeşler sayılmış (Nisâ 4/23), âlimler de ister öz ister baba bir kardeş isterse ana bir kardeş olsun kardeşlerle sütkardeşi ve bunların çocukları, çocuklarının çocukları ile evlenmenin haram olduğunda ittifak etmişlerdir.

Şahsın hukuku bakımından evlenmede velâyet konusunda erkek kardeşin rolü de tartışılmış, kadının velisi olarak Hanefî ve Şâfiîler baba ve dededen, Mâlikîler oğul ve babadan, Hanbelîler baba, dede ve oğuldan sonra kardeşe yer vermişlerdir.

Kardeşler arasında da önce ana baba bir, sonra baba bir kardeşler gelir. Hanefîler’in aksine diğer üç mezhebe göre nesep birliği olmadığından ana bir kardeşlerin velâyet yetkisi yoktur

Küçüğün velâyeti kural olarak babaya; bakımı, gözetimi ve terbiyesi anlamındaki hidâne hak ve sorumluluğu da anneye aittir.

Kız kardeşler arasında öncelik sıralaması genel olarak ana baba bir, ana bir ve baba bir kardeşler şeklindedir. Kadın akrabanın yokluğunda hidâne sorumluluğu asabe sırasına göre erkeklere ve bu çerçevede erkek kardeşlere geçer.

Şâfiîler kardeşler arasındaki öncelik sırasını ana baba bir, baba bir ve ana bir şeklinde belirlerken Hanefîler asabe olmadıkları için ana bir kardeşlere bu hakkı tanımaz.

Şâfiî mezhebinde nafaka sorumluluğu sadece usul ve fürû, Mâlikî mezhebinde sadece ana, baba ve çocuklarla sınırlı tutulurken Hanefîler birbirleriyle evlenmesi yasak olan bütün akraba, Hanbelîler de ashâbü’l-ferâiz ve asabe sıfatıyla mirasçı olanlar ve bu çerçevede kardeşler arasında karşılıklı olarak nafaka sorumluluğunu gerekli görürler. Erkek veya kız kardeşler birden fazla ise, bu mezheplere göre mirastaki hisseleri ölçüsünde sorumluluk yüklenirler. Hanbelîler’e göre kardeşin mirasçı olmasına engel teşkil eden daha yakın birisinin bulunması halinde (oğul gibi) kardeşin nafaka sorumluluğu kalkar.

Yargılama hukuku alanında Hanefîler kardeşin kardeşe şahitlikte bulunabileceğini kabul ederken Şâfiîler, şahitlik yapana bir menfaat sağlayıcı veya ondan zararı önleyici bir durum söz konusu olmadıkça şahitliği geçerli sayarlar. Mâlikî ve Hanbelîler’in bu konuda ileri sürdükleri bazı şartlar da genel anlamda bu yaklaşıma dayanmaktadır.

Kişinin usul ve fürûu dışındaki akrabasına zekât verip veremeyeceği konusu tartışmalıdır.

Hanefîlere göre kişi ister kendisine nafaka verme sorumluluğu taşısın ister taşımasın, bu akrabalarına ve dolayısıyla erkek ve kız kardeşlerine zekât verebilir. Diğer üç mezhepte ise kişinin nafaka sorumluluğu taşıdığı akrabasına zekât veremeyeceği belirtilmiştir.

Şâfiî ve Mâlikîlere göre erkek ve kız kardeşe nafaka ödeme sorumluluğu bulunmadığından bunlara zekât verilebileceği anlaşılmaktadır. Hanbelî mezhebinde nafaka sorumluluğu için mirasçılık şartı arandığından kişi mirasçısı olduğu kimseye zekât veremez, zira ona nafaka ödemek zorundadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 200.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun