Ölünün yıkanmasının hikmeti nedir?
Değerli kardeşimiz,
Ölen bir mü'minin teçhiz ve tekfini, yani yıkanıp, kefenlenip, namazının kılınması ve defnedilmesi, geride kalan Müslümanlara kifayeten farzdır.(1) Bu görevi, Müslümanların bir veya birkaçı yapınca, diğerleri de sorumluluktan kurtulur. Ama hiç kimse bu görevi yapmazsa hepsi sorumlu olurlar.
Ölüyü yıkayıp kefenleyerek namazını kılmak ve toprağa gömmek şeriat-ı kadîmedendir. Übeyy b. Ka'b'dan (v.21/642) rivayet edilen bir haberde bildirildiğine göre, Hz. Âdem (as) vefat edince, melekler cennetten getirdikleri kefen ve kokularla geldiler ve Hz. Âdem'i yıkadılar, kefenlediler, güzel kokular sürdüler. Sonra namazını kılıp, kazdıkları mezara yerleştirdiler ve üzerini kerpiçle kapatarak toprakla düzlediler. Bu işleri tamamladıktan sonra Hz. Âdem'in oğullarına:
"Ey Âdemoğulları, bu yaptığımız, sizin sünnetiniz olan şeriatınızdır. Bundan sonra ölülerinizin cenaze merasimini ve defin işini bizden gördüğünüz gibi yapın."(2)
dediler. Hz. Âdem (a.s)'dan bu yana gelen bütün ilâhî dinlerde ölülere aynı muamele yapılmaktadır.
Nitekim son semavî din olan dinimiz İslam'ın tebliğcisi Hz. Muhammed (s.a.v) de ölümünden sonra Müslümanın yıkanmasının, ölenin sağ kalan Müslümanlar üzerindeki haklarından biri olduğunu belirtmiş ve geride kalan Müslümanların ölen kardeşlerine karşı bu son vazifelerini yapmalarını emrederek nasıl yapılacağını da öğretmiştir. Müctehid imamlarının hepsi, Rasulullah (s.a.v) in bu emri sebebiyle, teçhiz ve tekfinin farz-ı kifâye olduğunda ittifak etmişlerdir.(3)
Ölünün yıkanması müşerref varlık olan insana bir hürmettir. Onu temizlemek ve şereflendirmek için farz kılınmıştır.
İnsanın ölüsü de saygıya layıktır. Bu saygı bir yönüyle, ölünün yakınlarına bir teselli olduğu gibi ölümün yokluk olmadığını, vatanı aslisine gittiğini ve gittiği yere pak ve temiz bir şekilde gönderilmesi amacını taşımaktadır. Ölünün âdeta yeni doğmuş bir çocuk gibi yıkanması, bir yönüyle bu yeniden doğuş olayını sembolize etmekte, bir yönüyle bu fani yolculuğun yani dünya hayatının kendisi üzerinde bıraktığı kir, toz ve bulaşıkları gidermeyi temsil etmektedir. Bu yıkamanın ardından, yeni doğan çocuğa giydirilen zıbın misali kefene sarılır ve büyük bir ihtimamla beşiğine indirilir.
Dipnotlar:
1. İbnü'l-Hümâm. Kemâleddin Muhammed b. Abdulvâhid, Şerhu Fethi'l-Kadir, c. I, s. 447. Bulak, 1315 h; Tahtâvî, Hâşiyetû Alâ Merâki'l-Felâh, s. 447. Mısır, 1970.
2. İbn Kesir. el-Bidâye ve'n-Nlhâye. c. I. s. 98, Beyrut, 1977; A b. Hanbel, Müsned, c. V,s. 136.
3. Kabir Hayatı, Doç Dr. Süleyman Toprak.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Cenaze yıkamanın dindeki yeri nedir?
- Ölen kişinin yıkanmasının sebebi nedir?
- Ölüm sırasında zevk alınır mı? "Her nefis ölümü tadacaktır." ne demektir? Cenaze neden yıkanır, neden gusül aldırılır?
- Ölümden sonra ruhun durumu hakkında detaylı bilgi verir misiniz?
- Ölünün arkasından hayır, dua ve iyilik olarak neler yapılabilir? Yasin suresi ve başka hangi dualar ölünün kabir azabını hafifletmek için okunmalıdır?
- Ölen kimsenin ruhu dünyayla irtibat kurabilir mi?
- İslâm'da ölünün cesedini yakmak haram mı? Ölünün cesedi yakılınca, külü savrulup dağılsa ruhu nerede olur?
- Ölüyü gece defnetmek caiz midir?
- Akşam ezanından sonra cenaze defnedilir mi?
- MEKKE'NİN FETHİ- I