"O kâfirler Zikri (Kuran'ı) işittikleri zaman, hırslarından neredeyse seni bakışlarıyla gözleriyle yiyecekler! …" Bu ayetten tam kastedilen nedir?
"O kâfirler Zikri (Kur'ân'ı) işittikleri zaman, hırslarından neredeyse seni bakışlarıyla kaydıracak, âdeta gözleriyle yiyecekler! Ve 'O delinin teki!' derler." (Kalem, 68/51)
- Bu ayette tam olarak kastedilen nedir?
Değerli kardeşimiz,
"O kâfirler Zikri (Kur’ân’ı) işittikleri zaman, hırslarından neredeyse seni bakışlarıyla kaydıracak, âdeta gözleriyle yiyecekler! Ve 'O delinin teki!' derler." (Kalem, 68/51)
Hz. Peygamber (asm)'den Kur'an'ı dinleyen müşriklerin gözleri (bakışları) etkili oklara benzetilerek ona karşı duydukları kin, nefret ve kıskançlık gibi menfi duygulan tasvir edilmektedir. Kur'an'ın edebî üstünlüğü karşısında hayranlık duygulanın bastıramayan müşrikler, gerek dil gerekse içerik bakımından onda tenkit edebilecekleri herhangi bir kusur bulamayınca, insanların Peygamber Efendimiz (asm)'e karşı gösterdikleri ilgi ve dikkati başka yönlere çevirmek için, onun sözüne güvenilmez bir mecnun olduğunu propaganda etmeye başlamışlardır. Ancak Yüce Allah Kur'an'ın üstün niteliklerini açıklayarak onların menfi propagandalarını etkisiz hale getirmiştir.
Gerçekte o inkârcılar, Allah'ın nimetlerine nankörlük ederek âyetlerine "yalan" deyip seni yalancı çıkarmaya kalkışan ve durumları ve huyları anlatılan Mekke kâfirleri, o Zikri, Allah tarafından öğüt olarak okuduğun Kur'ân'ı işittikleri vakit, az daha seni gözleri ile kaydıracaklardı. Onun yüksekliğini öyle hissetmişlerdi ki kıskançlıklarından az daha nazar değdirecekler, aç ve kem gözlerinin kötülükleriyle ellerinden gelse seni yok edeceklerdi.
Demek ki öfkenin bedende bir hükmü ve tesiri olduğu gibi, gözlerin de karşılarındakine bakışlarına göre, iyi veya kötü bir hükmü vardır. Kimi elektrik gibi dokunur, çarpar, mıknatıslar, manyatize eder; kimi tutkun olur, kimi de aldığı etkiyle kıskançlığından bir öfkeye düşer, türlü türlü suikastlara, tuzaklara kalkışır ki maddi veya manevi bunun hangisi olursa olsun hedefine ulaştığında göz isabet etmesi, göz değmesi veya nazar denilen şey olur. Bunun hakkında uzun uzadıya sözler söylenmiş, inkâr edenler ve böyle bir şeyin olduğunu kabul edenler olmuş ise de biz detayına gerek duymayarak bu kadarla yetiniyoruz.
Nasıllığı, ne şekilde olursa olsun gözdeğmesi vardır. Allah korusun, göze batmak tehlikeli bir şeydir. Allah koruyacağı kulları için gözdeğmesine karşı bir siper yapar. İnanmıyanlar bu sure ile veya bundan evvel Kur'ân'ı ilk işittikleri zaman onun nazmı ve mânâsıyle edebî güzelliğinin yüksekliğini ve peygamberin ona nâil olmasını, son derece kıskanmış ve hemen hemen yiyecek gibi bütün bakışlarını ona dikmiş, onu kaydırmak istemişler, bu onların o derece dikkat nazarlarını çekmişti. Öyle iken bir de durmuşlar, o herhalde bir deli diyorlar, şaşkınlıklarından kendi kendileriyle çelişkiye düşüyorlar. Böylece gözlerinin zehirini kendilerine döküyorlar.
Oysa o Kur'ân sade onlara ait değil, bir zikir, bir öğüttür bütün âlemler için, bilinç ve algısı olan bütün akıllılar âlemleri için. Yalnız temiz akıllı olmayanlardır ki, ondan yararlanacak yerde aleyhinde bulunarak kendilerine zarar vermiş olurlar. Nihayet bir inilti içinde inler inler giderler. (bk. Hak Dini Kur'an Dili, İlgili ayetin tefsiri)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- O kâfirler Zikri (Kur?ân?ı) işittikleri zaman, hırslarından neredeyse seni bakışlarıyla kaydıracak, âdeta gözleriyle yiyecekler! Ve o?delinin teki!? derler. Bu ayette tam kasdedilen nedir?
- Kur'an-ı Kerim'de psişik yeteneklerden bahsedilmekte midir?
- Peygamberimize atılan kahin, şair, mecnun iftiralarına, Kur’an nasıl cevap veriyor?
- Nazardan korunmak için, üzerlik yakmak caiz midir?
- Nazarın varlığından bahseden ayetler var mıdır?
- KALEM SÛRESİ
- Hicr Suresi 9. ayette geçen "o zikri" mi yoksa "bu zikri" mi?
- Kur'an-ı Kerim'in hedefi ve ana düşüncesi nedir; Kur'an nasıl bir kitaptır?
- Vakıa suresi 26. Ayette-İşittikleri söz hep selam selamdır- buyurulmaktadır. Cennette selamlaşmaktan başka konuşma olmayacak mıdır?
- Kafirler için mühlet verilmesi ne demektir, niçin veriliyor?