Ayette, başörtüsü emrinin olmadığı söyleniyor, açıklar mısınız?
- Nur Suresi 31. ayette, başörtüsü emrinin olmadığı söyleniyor; buradaki emri açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
Cevap 1:
Allah ve Elçisi'nin bir emrine uymak farzdır. Ona uymamak ise haramdır. Allah ve Elçisi'ne isyan edenlerin cezalandırılacağını bildiren yüzlerce ayet vardır.
Allah’ın ve Elçisi'nin emirlerine ve yasaklarına uymaya itaat, emir ve yasaklarına aykırı hareket etmeye de isyan denilmektedir. Bu nedenle emir ve yasaklara uymayanlar, Allah ve Elçisi'ne isyan etmiş, sınırı aşmış olurlar. Çünkü itaat edenlere mükafat, isyan edenlere ise ceza verileceğini bildiren ayetler ve hadisler vardır. Ayetlerden bazıları şunlardır:
“Allah’a ve Resulüne itaat edin ki merhamete nail olasınız.” (Al-i İmran, 3/132)
"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere ve sizden olan ulû'lemre (buyruk sahiplerine) itaat ediniz. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız- onu Allah'a ve Rasule götürün. Bu, hem daha hayırlı hem de neticede daha iyidir." (Nisâ, 4/59).
Başka bir ayet-i celilede, mirasla ilgili hükümler sayıldıktan sonra:
"Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve onun Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar. İşte büyük kurtuluş budur." (Nisâ, 4/13) buyurulur.
"Kim Resule itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur..." (Nisâ, 4/80) buyurulur.
"Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün; 'Keşke Allah'a itaat etseydik, peygambere de itaat etseydik.' derler." (Ahzab, 33/66).
Yine, Allah ve Elçisi'nin emir ve yasaklarına uymayanlar için de ceza verileceği bildirilmektedir:
"Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: 'Âdem'e secde edin!' dedik, hepsi secde ettiler, yalnız İblis etmedi, o secde edenlerden olmadı (isyankârlardan oldu)." (A'raf, 7/13).
"Allah ve Resulu, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir erkek ve kadına, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulu'ne karşı gelir (isyan edip asi olursa), apaçık bir sapıklığa düşmüştür." (Ahzâb, 33/36).
Kur'an-ı Kerîm'de birçok âyette zikredilen "isyan, asi..." kelimeleri Allah'ın emirlerine karşı gelen, ona itaat etmeyen anlamlarında kullanılmıştır. Hadis-i şeriflerde de Kur'an ayetlerine paralel olarak aynı manalarda kullanılır.
"Babacığım, şeytana tapma, çünkü şeytan, Rahman'a isyan edip asi olmuştur." (Meryem, 19/44).
Ayrıca şu ayet, Allah’ın emrine aykırı hareket edenlerin ve Peygamberimizin (sav) ve müminlerin yolundan ayrılanların cehenneme gireceğini açıkça göstermektedir:
"Kendisine doğru yol açıkça belli olduktan sonra, Peygamber'den ayrılıp mü'minlerin yolundan başkasına uyan kimseyi, yöneldiğine döndürürüz ve onu cehenneme yaslandırırız. Orası ne kötü bir dönüş yeridir. " (Nisâ, 4/115).
Özetle söylemek gerekirse, Allah ve Elçisi'nin her emir ve yasağına uymak farz olduğu ve kişiyi cennete götürdüğü gibi; Allah ve Elçisi'nin her emir ve yasağına uymamak haram olduğu ve kişiyi cehenneme götürdüğü, bu ayetlerden açıkça anlaşılmaktadır. Elbette kulun tövbe etmesi ve Allah’ın affetmesi durumu hariç. Af kapısı ölünceye kadar açıktır.
Cevap 2:
Tesettür konusu, ümmetin bin dört yüz yıllık zaman sürecinde uyguladığı ve İslam âlimlerinin ittifakla onayladığı bir konudur. Bununla beraber, baş örtüsü ile ilgili Kur’an’ın hükmünü bir kez daha gözler önüne sermekte fayda vardır; ilgili ayetin meali şöyledir:
“Resulüm! Mümin kadınlara da söyle ki; bakışlarını kıssınlar ve edep yerlerini günahtan korusunlar, -mecburen görünen yerler hariç- zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerini kapatacak şekilde örtsünler.” (Nur, 24/31).
Arapça’da emir kipi iki şekilde yapılır.
Birincisi: İkinci tekil ve çoğul şahıslar için yapılan özel bir emir kipi biçimi. Ayette şayet doğrudan kadınlara “Siz başınızı örtün” denilseydi, bu kip kullanılacak ve Arapça metin, “Idribne bi humürikünne” şeklinde olacaktı.
İkincisi: -özellikle- üçüncü tekil ve çoğul şahıslar için kullanılan bir emir kipidir. Bu ise, muzari fiilin başına emir lamı getirilerek yapılır. Kur’an’da “Resulüm! Mümin kadınlara da söyle...” mealindeki bir ifadeyle başladığından, ister istemez, emre muhatap olanlar için bu emir kipi kullanılacaktır. Ve bu yüzdendir ki Kur’an’da bu ifadeden sonra “..Başörtülerini -yakalarının üzerini kapatacak şekilde- örtsünler...” mealinde olan “vel yadribne” emir kipine yer verilmiştir. İnsan merak ediyor, hala bunu bir emir olarak görmeyenler, emir olması için nasıl bir emir üslubunu bekliyorlar?
- Hz. Peygamber (a.s.m) bu ilahî ifadeyi, bir emir olarak telakki etmiş ve bunu uygulamaya koymuştur. Sahabeler, bunu bir emir olarak telakki etmişler ve öyle uygulamışlar. Genel olarak on dört asır boyunca bütün İslam alimleri tarafından, Kur’an’ın bu ifadesi bir emir olarak değerlendirilmiş ve bütün tefsir ve fıkıh kitaplarında bu doğrultudaki beyanlara yer verilmiştir.
Demek ki, Allah’ın ve Elçisi'nin emrine, Müslümanların uygulamasına aykırı düşünenlere, değer vermemek gerekir.
Cevap 3:
Cahiliye devrinde başörtüsü vardı. Ancak enselerine bağlar ve arkaya bırakırlardı. Yakaları önden açılır, gerdanları ve boyunları görünürdü. İşte bu durumu düzeltmek için ayeti kerime, “Başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar.” buyurmuştur. Bu örtünün şekli ve biçimi ise önce açık yer kalmayacak şekilde başı, boyun ve gerdanlığı örtmektir. Sonra da ince ve çekici olmayan bir örtüyü kullanmaktır. Mutlaka "şu ölçüde ve şöyle olmalıdır" demek doğru değildir. (bk. Hamdi YAZIR, Hak Dini, Nur Suresi 31. Ayetin Tefsiri.)
Buna göre başörtüsünü yakaların üzerinden örtmenin hikmeti; boyun, gerdan ve göğsün örtülmesini sağlamaktır. Bu zamandaki kadın giyiminde başörtüsü, pardesünün veya üst elbisenin içine konduğunda boyun ve gerdan örtülmüş olmaktadır. Bu örtünme sağlandığına göre başörtüsünü bu şekilde bağlamak caizdir. Önemli olan, İslam'a uygun olarak tesettürün sağlanmasıdır.
Cevap 4:
- Nur suresi 31. ayette geçen "humur" kelimesi "başörtüsü" anlamına mı gelmektedir?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Nebiler vahiy almazlar mı?
- ULU'L-EMR
- Ahzab suresi 36. ayetinden peygamberimizin de hüküm verebileceğini anlıyorsak, aynı mantıkla Tevbe suresi 1. ayeti nasıl açıklayabiliriz?
- Ahzab suresi 36. ayette, Allah ile Peygamber kararları ortak alıyorlar anlamı çıkıyor; hükmü veren Allah ise, Peygamber'in adı neden geçiyor?
- Kur'an yeterliyse, neden namazın nasıl kılınacağı yok?
- Ulü'l-emr kimlerdir? Ulü'l-emre itaat nasıl olmalıdır?
- Peygamberimizin hanımlarına hicab emri, bütün Müslüman kadınlarını da kapsamakta mıdır?
- İlk örtünme nasıl başladı?
- Ailem örtünmeme karşı çıkıyorsa ne yapmam gerekir?
- İTAAT