Alıngan biri olmaktan nasıl kurtulurum?
Eleştirmiyorum, kırmıyorum insanları kendi çapımda ama kimseyi ama sanki onlar özellikle öğütlemişsin gibi tam tersi şekilde davranıyorlar. O an cevap da veremiyorum söylenen şeylere şaşırıp kalıyorum, içime atmış oluyorum, hep kafamda dolaşıyor. Tartışmaya girsem, geri cevap versem bu sefer de aman abartma, alıngansın gibi laflar duyuyorum. Yani yine laf işitmiş oluyorum. Ne yapmalıyım? Pat Pat cevap mı vermeliyim herkese yoksa benim de imtihanım bu şekilde olacak deyip nefsimi mı körüklemeye mı çalışmalı mıyım?
Değerli kardeşimiz,
Kendinizi “alıngan” olarak hissetmeniz, çoğu zaman karakter zayıflığı değil; iletişim şekli, sınır koyma zorluğu ve ani durumlarda donup kalma gibi insani reflekslerin birleşimidir. Bu yüzden “sorun bende” diye düşünmek yerine, durumu yönetmeyi öğrenmek çok daha sağlıklı olur.
Moralinizi bozan durumlarda, dua ve ibadetlerinize daha fazla sarılmak ruhsal olarak sizi güçlendirebilir.
Ayrıca, kendinizi kötü hissettiğinizde derin nefes almak ve rahatlatıcı aktiviteler yapmak da faydalı olabilir. İlginizi çekecek hobiler edinmek, sosyal faaliyetlere katılmak veya sevdiklerinizle daha fazla zaman geçirmek moralinizi yükseltmek için güzel yollar olacaktır.
Kendinize karşı nazik olun ve zamanla bu durumlarla daha iyi başa çıkmayı öğreneceğinizi unutmayın. İçsel olarak “Bu onun problemi, benim değil.” diyerek kendinizi telkin edebilir ve zihinsel bir “duvar” çekmeyi deneyebilirsiniz. Bu sayede, eleştirilere karşı daha az etkilenebilir ve moralinizi koruyabilirsiniz.
1. Ani Durumlar İçin Hazır Cevap Kalıpları Edinin
Birisi beklemediğiniz bir şey söylediğinde “şok olup kalma” tepkisi çok yaygındır. Beyin tehdit algıladığında bazen savaşmaz, kaçmaz; donar. Bu gayet normal.
Bu nedenle o anlarda kullanmak üzere birkaç hazır cümle belirlemek çok işe yarar:
“Bu söylediğini tam anlayamadım, bir daha açıklar mısın?”
“Şu an biraz afalladım, düşünmek istiyorum.”
“Bu laf bana biraz sert geldi, niyetini merak ettim.”
Bu kalıplar tartışma çıkarmaz; seni de pasif bırakmaz.
2. Küçük ve Yumuşak Sınır Cümleleri Kullanın
Sizin insanları kırmamak için gösterdiğiniz özen gerçekten çok değerli. Fakat bu hassasiyet, bazen karşınızdakilerin farkında olmadan sizin sınırınızı aşmasına neden oluyor. Sessiz kalmak da bunu daha görünmez hâle getiriyor.
Aşırı sert olmadan, yumuşak ama net sınır cümleleri işinizi çok kolaylaştırır:
“Bu tarz sözler bana biraz dokunuyor.”
“Ben böyle duyuyorum, niyetin bu olmayabilir.”
“Bu yorum beni kötü hissettirdi.”
“Bu şekilde konuşulunca hoşuma gitmiyor.”
Suçlama yok, kavga yok; sadece kendini ifade ediyorsun.
3. İnsanları Kendine Yeni Haline Alıştır
Siz uzun süre sessiz, içine atan, karşılık vermeyen biri olarak tanındıysanız, ufak bir sınır koyduğunuzda bile “alıngansın” demeleri gayet normaldir.
Bu bir karşılık verme değil; rol değişimine gösterilen tepkidir. Bu tepki kalıcı değildir.
Siz birkaç kez sakin, net ve kırmadan kendinizi ifade ettikçe, insanlar sizi yeni hâlinizle tanımaya başlar.
Unutmayın: Bir–iki sefer “alıngansın” dediler diye geri çekilirseniz, eski yere dönersiniz. İstikrarlı olunca, çevreniz size alışır.
4. “Pat pat cevap” vermek çözüm değildir
“Acaba ben de herkes gibi hemen cevap mı versem?” diye sormuşsunuz.
Hayır. Pat pat cevap vermek sizi güçlü yapmaz.
Sonradan pişman olacağınız sözler söylemenize neden olur.
Asıl güç; sakin olup kendini net, saygılı ve ölçülü şekilde ifade edebilmektedir.
Bu, hem kendini korur hem insanları kırmaz.
5. Bu durum sabır imtihanı olabilir, ama sabır susmak değildir
“Bu benim imtihanım mı?” diye sormuşsunuz.
Evet, olabilir. Fakat imtihan demek pasif kalmak değil, çözüm aramak ve doğru tutumu bulmaktır.
Sabır: her şeyi içe atmak değildir, susmak değildir, kendini yok saymak hiç değildir.
Bazen sabrın en güzel hâli: Kırmadan, incitmeden, kendini sağlıklı şekilde savunabilmektir.
6. İçsel Alınganlığı Azaltmak İçin Yapabilecekleriniz
• Niyet okumayı bırakın
Çoğu insan sizi bilerek kırmaz; kaba insanlar bile bazen farkında olmadan konuşur.
Bu düşünceyi hatırlamak duyguların ağırlığını azaltır.
• Duygunun tetiklediğini araştırın
Bazen sizi inciten, o anda söylenen söz değil; geçmiş bir anının izi olabilir.
“Bu beni neden bu kadar etkiledi?” diye sormak duyguyu çözer.
• Zihinde dönüp duran cümleleri yönetmeyi öğrenin
Bir söz kafanızda dönmeye başladığında kendinize sorun:
“Bu düşünce bana hizmet ediyor mu?”
Eğer cevap “hayır” ise: “Şu an bırakıyorum.” diyerek zihni yönlendirebilirsiniz.
Özetle:
İnsanları kırmamak için gösterdiğiniz özen, güzel bir ahlâk.
Ama sınır koymamak sizi yıpratıyor.
Sınır koymak kırmak değildir; kendini savunmaktır.
Sakin, net ve kibar cümlelerle kendinizi ifade etmeye başladığınızda hem alınganlık azalır hem insanlar size yeni hâlinize göre davranmayı öğrenir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kusurlarımla alay edenlere nasıl davranmalıyım?
- Kocam eşlik görevini yerine getirmiyor, ne yapayım?
- Heyecanı yenmenin yöntemi nedir?
- Oruç insanı melekleştirir
- Bir insanı maniple etmek günah mıdır?
- Beyinsel olarak çok yoruldum, ne yapmalıyım?
- Kocam beni dinlemiyor, ne yapayım?
- Asırların Üzerinden Bir Meydan Okuyuş
- Zorlu hislere rağmen nasıl başarılı olunur?
- Allah yolunda yürüyenler neden kazanamıyor?