Kocam eşlik görevini yerine getirmiyor, ne yapayım?

Bir kadın olarak evliliğimle ilgili bazı sıkıntılar yaşıyorum. Eşim evlilik öncesinde vaad ettiği bir yaşantı içinde değil, namaz kılmıyor ne kadar konuşsam da ısrar etsem de. İşlerini de iyi takip etmiyor. Çocuğumuza var, doğuma 3 hafta kala kayınvalidemlere taşındık. Yaşları 20 ve 24 olan erkek kardeşleri de aynı evde. Eşim kilolarından dolayı bir sürü sağlık sıkıntısı çekiyor ve de zayıflamak için gereken özveriyi göstermiyor. Sürekli enerjisiz ve bana karşı eşlik görevini yerine getirmiyor. İşten geliyor yordun ve elinde sürekli telefon. Adeta iradesini kaybetmiş gibi yaşıyor. İyice daraldım. Ne yapmalıyım?

Değerli kardeşimiz,

Evet sızın anlattıklarınızdan yola çıkarsak yaşadığınız sıkıntılar oldukça ağır ve anlaşılır sorunlardır. Çünkü insanın ebedi hayat arkadaşından beklediği destek, güven, sorumluluk ve manevi uyum olmazsa, insan yorulur. Siz tek başınıza bu evliliği ve ailenizi ayakta tutmaya çalışıyorsunuz gibi görünüyor. Bu çok ciddi bir yük.

Bu durumu birkaç başlık altında değerlendirebiliriz.

Evlilikte Verilen Sözlerin Tutulmaması

Kocanızın namaz kılmaması ve evlilik öncesinde verdiği manevi sözleri tutmaması sizi haklı olarak hayal kırıklığına uğratmıştır. Bu çok hayati bir konu, çünkü bir insanın imanî ve manevi yaşantısı, evliliğe bakışını ve sorumluluklarını da doğrudan etkiler. Ayrıca ahde vefa, nikahta verilen sözlerin tutulmaması nikahın sorgulanmasına kadar kişiyi götürür.

Siz, bu konuda konuşmuşsunuz, uyarmışsınız ama karşılık alamamışsınız. Bu durumda kendinize şunu sormanız gerekiyor: “Ben, onun bu haliyle bir ömür geçirebilir miyim, yoksa kendimi sürekli bu hali değiştirmeye çalışan biri olarak mı buluyorum?” veya “nasibime teslim olup hayatıma bu şekilde mi devam edeceğim”.

Bu sorulara vereceğiniz cevap sizin alacağınız kararı belirleyecektir.

Aile Ortamı ve Kendi Evinin Olmaması

Doğuma 3 hafta kala eşinizin ailesine taşınmak biraz stresli bir durum. Üstelik bu evde başka bekar erkeklerin olması, mahremiyet ve huzur açısından da sizi ciddi şekilde etkileyebilir. Kadın olarak bir anne olarak bu evde kendini sürekli misafir gibi hissediyor olmanız çok normal.

Bu durum geçici mi, yoksa eşiniz buna da “böyle idare edelim” diyerek duyarsız mı kalıyor? Ona göre tutum belirleyebilirsiniz. Bazen insanlar maddi sıkıntılar yüzünden bu şekilde anne-babasının evine taşınabilir. Yeter ki eşiniz bu durumu kalıcı olarak görmeyip kendi evine taşınmak için gayret içinde olsun.

Bu Durumda Ne Yapabilirsiniz

1. Güvendiğin Bir Manevi Rehberle Yüz Yüze Görüşün

Anlattığınıza göre içinizdeki ses sizi çok huzursuz ediyor. Çünkü sürekli olarak evde yaşanan olumsuzlukları düşünüp duruyorsunuz. Bu sesi bastırmayın, bir kadın vaize, aile danışmanı ya da dini hassasiyetleri olan bir psikologla mutlaka görüşüp, içinizden çıkamadığınız duyguları dışarı dökmeye çalışın. Bu şekilde rahatlamanız iyi olacaktır.

2. Eşinizle Açık Bir Konuşma Yapın

Çok net, somut ve duygularını bastırmadan ama suçlamadan şunları dile getir:

“Ben seninle huzurlu bir ev kurmak istedim ama şu an yaşadığım ortam beni çok zorluyor.”

“İmanın ve sorumluluğun beni ilgilendiriyor çünkü seninle bir çocuk büyüteceğim.”

“Bu gidişle ben çöküyorum, yalnız hissediyorum. Kendine çeki düzen vermezsen bu evlilik bizi de çocuğumuzu da yaralayacak.”

Bu konuşmayı ciddiyetle yapın. Ağlamadan, yalvarmadan, net ve sakin olun. Eğer sakin kalarak konuşacağınızı düşünmüyorsanız, gerekirse yazılı olarak da yapabilirsiniz.

İsterseniz şöyle bir konuşma yapabilirsiniz:

 “Seninle bu konuşmayı yapmak benim için kolay değil. Ama içimde biriktirdiklerimi daha fazla saklayamam, çünkü kendimi yavaş yavaş tükenmiş hissediyorum. Bu sadece bir şikâyet değil, bir yardım çağrısı gibi düşün.

Evlilik öncesinde birbirimize bazı sözler verdik. Maneviyat, sorumluluk, huzurlu bir ev… Ama evliliğimiz bu çizgide ilerlemiyor. Senin namaz kılmaman, manevi konularda duyarsız kalman beni çok etkiliyor. Bu sadece dinî bir beklenti değil; hayatı birlikte yürütme şeklimizin temelinde olması gereken bir şeydi.

Ayrıca fiziksel olarak yaşadığın sıkıntılar var ve bunu sadece sağlık olarak değil, evliliğimize yansıyan bir mesele olarak da görüyorum. Yorgunluk, enerjisizlik, ilgisizlik… Bunlar sadece sende bitmiyor, beni de yalnızlaştırıyor. Sürekli elinde telefon, hayat akıyor ama sen onun dışında gibisin. Evde bir eşin var ama çoğu zaman yok gibisin.

Şimdi doğuma çok az kaldı. Ben bu kadar büyük bir yükün altındayken, evimden olup kalabalık bir evde sıkışmışken, senin bu umursamaz halin bana ağır geliyor. Yanımda olman gereken zamanlarda, yalnızım.

Beni gerçekten seviyorsan, aileni düşünüyorsan, kendine ve bize bir çeki düzen vermen gerekiyor. Bu konuşmayı boş yere yapmıyorum. Seni tehdit etmiyorum ama sınırlarımı belirliyorum. Bu şekilde devam edemem.

Kendini toparlamak için bir adım atmanı, manevi hayata yönelmeni, sağlığını ciddiye almanı ve evliliğimizde aktif olmanı istiyorum. Bir kadın olarak, eşin olarak, çocuğunun annesi olarak daha fazlasını hak ettiğimi düşünüyorum.

Eğer bunlar mümkün değilse ve bu hayat seni değiştirmeye yetmiyorsa, o zaman ben kendi yolumu ve kararlarımı düşünmek zorunda kalacağım.

Lütfen bu sözleri ciddiye al. Ben hâlâ bir şeylerin düzelebileceğine inanmak istiyorum. Ama artık sadece bekleyerek değil, net adımlar görmek istiyorum.”

3. Kendinizi Manen veya Madden Güçlü Kılacak Adımları Atın

Bu süreçte kendinizi ne kadar güçlü hissederseniz, o kadar çok dayanabilir veya sağlıklı bir çözüm bulabilirsiniz. Unutmayın size güç verecek en önemli kaynakların aşında aileniz gelmektedir. Ailenizle bağlarınızı güçlendirin. Sosyal çevrenizi de geniş tutmaya çalışın. Özellikle dini bir cemaat ve çevreye girmeye çalışın. Orada hayatınızın anlamına uygun manen beslenecek ve kendinizi daha iyi hissedeceksiniz inşallah.

İmkanlarınız çerçevesinde yaşınız ve yeteneklerinize uygun bir meslek edinmeye çalışın. Çünkü "çaresiz" olduğunu düşünen bir kadın, hep susar, içine atar ve sonunda tükenir.

4. Evlilik iki kişiliktir.

Evlilik tek taraflı yürüyorsa, orası artık bir evlilik değil, bir yük olabilir. Eğer eşin kendini düzeltmek için adım atmıyorsa, bu evlilikte kalmanız sizi de çocuğunuzu da örseleyebilir. Eğer kocan normale dönmek için gayret etmiyorsa ve sen boşandığında geçim imkanı bulabileceksen, bu seçeneği de düşünebilirsin.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet