İştiyakım benden sonraki ihvanıma kavuşmak sözü hadis mi?

Tarih: 27.09.2025 - 15:34 | Güncelleme:

Soru Detayı

Bu hadisin sahihliği nedir?

“Bir gün Fahr-i Âlem (s.a.v) Efendimiz, Ebû Zerr-i Gıfârî (r.a)’ye buyurdular ki, “Ya Ebâ Zerr! Allah güzeldir, güzeli sever. Benim niçin gamlandığımı, ne düşündüğümü ve neye müştak olduğumu biliyor musun, Yâ Ebâ Zerr?” Oradakiler “Bilmiyoruz Yâ Rasulallah!” deyince, Peygamberimiz (s.a.v) bir “Allah!” dedi: “İştiyakım (arzum) benden sonra ihvanıma kavuşmak içindir.” buyurdu ve evsâfını onların uzun uzun ifade buyurdular.

Bir gün Efendimiz (asm), Ebu Zerr-i Gıfari’ye (ra) buyurdular ki: “Ya Eba Zerr! Allah güzeldir, güzeli sever. Benim niçin gamlandığımı, ne düşündüğümü ve neyi özlediğimi biliyor musunuz?”

Oradakiler: “Bilmiyoruz Ya Resulallah, gamını ve düşünceni bize haber ver” dediler.

Resulullah (asm) bir “Aaah!” dedi: “İştiyakım benden sonraki ihvanıma kavuşmak içindir. Onların durumları enbiyaların durumları gibidir. Onlar şühedaların menzilesindedirler. Babalarından ve kardeşlerinden sadece Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için ayrı düşerler. Malı Allah için terk ederler. Nefislerini tevazu ile hor hakîr ederler. Şehevâta ve dünya füzûliyyâtına rağbet etmezler. Allah’ın beytlerinden bir beytde Muhabbetullah’dan dolayı mahrum ve mahzun olarak toplanırlar, kalblerini Allah’a verirler. Ruhları Allah’a bağlı, onları bilmek Allah’a aid. Onların birinin hastalanması bir sene ibâdetten efdal olur.”

“Eğer istersen anlatayım ya Eba Zerr?”

“İsterim ya Resulallah.”

“Onlardan birisi öldüğü zaman Allah indindeki şereflerinden dolayı semada ölenler gibidirler. Eğer istersen daha anlatayım ya Eba Zerr?”

“İsterim ya Resulallah.”

“Onlardan birisi elbisesindeki bir böcekten müteezzi olduğu vakit ona Allah indinde yetmiş hacc ve gazve ecri ve İsmail zürriyyetinden kırk köle azad etmiş sevabı verilir, onlardan da her birisi on iki bin kişiye muaddildir. Eğer istersen daha ziyade edeyim ya Eba Zerr?”

“Evet ya Resulallah.”

“Onlardan birisi ehlini hatırlayıp da gamlandığı vakit her bir nefesine bir derece yazılır. Eğer istersen daha anlatayım ya Eba Zerr?”

“Evet ya Resulallah.”

“Onlardan birisinin arkadaşları arasında iki rek’at namaz kılması Nuh’un (as) Cebel-i Lübnan’da, bin yıl ibadet ettiği gibi ibadet eden bir adamın ibadetinden daha efdaldir. İstersen daha ziyade edeyim ya Eba Zerr?”

“İsterim ya Resulallah.”

“Onlardan birisinin tesbihi kıyamet gününde bütün dünya dağları kadar altın tasadduk edip de gelen bir kimsenin ecrinden daha fazladır. İstersen daha sayayım ya Eba Zerr?”

“Evet ya Resulallah.” dedim.

Mefhar-ı Mevcudat Efendimiz saymaya devam ederler:

“Onlardan birine bir kerre nazar etmen Allah indinde Beytullah’a nazar etmenden daha sevimlidir, ona nazar eden Allah’a nazar etmiş gibidir. Onun sevindirdiği kimse Allah’ın sevindirdiği bir kimse gibidir. Ona it’am eden Allah’ı it’am etmiş gibidir. İstersen anlatayım ya Eba Zerr?”

“Evet ya Resulullah.”

“Onların yanına günahlarda ısrar ede ede hantallaşmış bir topluluk oturunca Allah onları nazar-ı rahmeti ile nazar edip günahlarını onların hürmetine afv etmeden kalkmazlar. Ya Eba Zerr onların gülmeleri ibadettir, şakalaşmaları tesbihtir, uykuları sadakadır.

Allah onlara her gün yetmiş kerre nazar eder. Ben bunlara müştakım ya Eba Zerr.”

Resulullah bitkin bir şekilde saçlarını düzeltti, sonra başını kaldırdı, ağlıyordu, gözyaşları gözlerinden inci daneleri gibi dökülüyordu. Bir kere daha “Allah” dedi, “Onlara müştakım, onlara kavuşmak istiyorum” sonra Nebi Efendimiz (asm):

“Allah’ım! Onları muhafaza et, muhaliflerine karşı onlara yardım et, kıyamette gözümü onlarla nurlandır.”

“Dikkat edin Allah’ın o velileri ki onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.” buyurdular.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bakabildiğimiz kaynaklarda bu anlamda bir hadis-i şerif bulamadık.

Hz. Enes’in rivayetine göre, Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Kardeşlerime/ihvanıma kavuşmayı çok isterim” dediğinde, sahabeler ‘Ya resulallah! Biz ihvanınız/ kardeşleriniz değil miyiz?’ diye sordular. Bunun üzerine buyurdu ki: ‘Siz ashabımsınız, ihvanım ise beni görmedikleri halde bana iman eden kimselerdir.” (bk. İbn Hanbel, Müsned, hno: 12579, el-Camiu’s-sağir, 13064: Feyzu’l-Kadir, 13064)

Ancak bu gibi hadisler hususi şahıslara bakar. Mutlak ifadeleri başka kayıtlarla mukayyettir. 

Bu konuyla ilgili bir soruya Bediüzzaman hazretlerinin verdiği cevap şöyledir:

Sual: Deniliyor ki: Sahabeler Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı gördüler, sonra iman ettiler. Biz ise görmeden iman ettik. Öyle ise, imanımız daha kavîdir. Hem, kuvvet-i imanımıza delalet eden rivayet var?

 Elcevab: Sahabeler o zamanda, efkâr-ı âmme-i âlem hakaik-i İslâmiyeye muarız ve muhalif iken; -sahabeler- yalnız suret-i insaniyede Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görüp, bazan mucizesiz olarak, öyle bir iman getirmişler ki; bütün efkâr-ı âmme-i âlem, onların imanlarını sarsmıyordu. Şübhe değil, bazısına vesvese de vermezdi.

Sizler iseniz kendi imanınızı, sahabelerin imanlarıyla müvazene ediyorsunuz.

- Bütün efkâr-ı âmme-i İslâmiye, imanınıza kuvvet ve sened olduğu halde; Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın şecere-i tûbâ-i nübüvvetinin çekirdeği olan beşeriyeti ve suret-i cismaniyesini değil, belki umum envâr-ı İslâmiye ve hakaik-i Kur'aniye ile nurani muhteşem şahs-ı manevîsini bin mu'cizat ile muhat olarak akıl gözüyle gördüğünüz halde, bir Avrupa feylesofunun sözüyle vesveseye ve şübheye düşen imanınız nerede?

- Bütün âlem-i küfrün ve Nasara ve Yehud'un ve feylesofların hücumlarına karşı sarsılmayan sahabelerin imanları nerede?

- Hem, sahabelerin kuvvet-i imanlarını gösteren ve imanlarının tereşşuhatı olan şiddet-i takvaları ve kemal-i salahatları nerede?

- Ey müddei! Senin şiddet-i zafından, feraizi tamamıyla senden göstermeyen sönük imanın nerede?

Amma hadîste vârid olan ki, "Âhirzamanda beni görmeyen ve iman getiren, daha ziyade makbuldür" mealindeki rivayet, hususî fazilete dairdir. Has bazı eşhas hakkındadır. Bahsimiz ise, fazilet-i külliye ve ekseriyet itibariyledir.” (bk. Sözler, s. 494)

İlave bilgi için tıklayınız:

İbadetlere vadedilen netice ve sevaplara kavuşmanın şartları nelerdir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun