İçim daraldı, kötü bir olay yaşandı, bunun yorumu nedir?

Tarih: 09.08.2025 - 08:37 | Güncelleme:

Soru Detayı

Kötü bir olay yaşamadan içimde kötü bir his oluştu. Huzursuzlandım, daraldım. Sonrasında kötü bir olay yaşandı. Bunun yorumu nedir? İzmir'de yaşıyorum. Bir arkadaşımı görmeye gittim hastane ziyaretinde. Sonrasında parkta oturduk. İlk başlarda keyfim yerinde rahattım. Biraz süre geçtikten sonra huzursuzlanmaya, esnemeye başladım sürekli. Oradan uzaklaşmak istiyordum. Arkadaşım ısrar etti orda kaldım fakat sonrasında kötü bir olay yaşadım. Bunun dini açıdan yorumu nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İnsanlarda pek çok duygular, hisler, telkinler, dürdüler vardır. Sorudaki hissin adı “hissi kablel-vuku”dur. Yani bir olay olmadan önce onu hissetmektir. Bu hissetmeler bazen müjde bazen uyarı manasında olabilirler. Medyada görüldüğü üzere bazı kimse bir hiss-i kablel-vuku veya onun daha kuvvetlisi olan bir rüya vesilesiyle uçağa, trene ve benzeri vasıtalara binmekten vaz geçerler, sonra gerçekten hissi doğru çıkar ve kazalar olur.

Sizin de hissettiğiniz bu his belki de bir ikaz olabilir. Daha sonra olan üzücü bir olayın sizde daha fazla olumsuzluk meydana getirmemesi için önceden bu his bir öncü iletişim aracı olarak verilmiş olabilir.

- Unutmamak gerekir ki, hiçbir tesadüfü değildir, bu ve benzeri hisler de Allah’ın sevkidir, yönlendirmesi ve hissettirmesidir. Onun için bunlara sevki ilahi, kaderi ilahi ve ilhamı ilahi denir.

- Hiss-i kable’l-vuku, yani bir şeyi daha olmadan hissetme duygusuna, feraset de denir.

Yapılan araştırmalar, hayvanlarda ve insanlarda “hiss-i kable’l vuku” olduğunu ortaya koymaktadır. Mesela, deprem öncesi vahşi hayvanlar garip sesler çıkarır, sağa sola kaçışırlar. Bir felaket öncesi, pek çok insan, ruhunda bir daralma hisseder. Bu durum, bazen rüyaya yansır. İnsan, yarın karşılaşacağı dehşetli bir felaketi gece rüyasında görür. Bunun pek çok misalleri vardır.

Bu hal, Allah’ın veli kullarında başkalarına oranla çok daha hassastır ve ileri seviyededir. Bu zatlar, aylar ve yıllar öncesinden bir felaketin geleceğini veya müjdeli bir hâdisenin vuku bulacağını kalplerinde hissedebilirler veyahut sadık rüyalarla haber alırlar.

- Bu konunun az çok herkeste olduğunu söyleyen Bediüzzaman hazretleri, konuyu şöyle açıklar:

“Rüya-yı sadıka, hiss-i kabl-el vukuun fazla inkişafıdır. Hiss-i kabl-el vuku ise, herkeste cüzî-küllî vardır. Hatta hayvanlarda dahi vardır. Hatta bir zaman ben, bu hiss-i kabl-el vukuu, zahirî ve bâtınî meşhur duygulara ilâve olarak, insanda ve hayvanda "saika" ve "şaika" namıyla aynı "sâmia" ve "bâsıra" gibi iki hiss-i âheri ilmen bulmuştum. Ehl-i dalalet ve ehl-i felsefe, o gayr-ı meşhur hislere; -hata ederek- ahmakçasına "sevk-i tabiî" diyorlar. Hâşâ sevk-i tabiî değil, belki bir nevi ilham-ı fıtrî olarak insan ve hayvanı kader-i İlahî sevkediyor.

Meselâ: Kedi gibi bazı hayvan; gözü kör olduğu vakit, o sevk-i kaderî ile gider, gözüne ilâç olan bir otu bulur, gözüne sürer, iyi olur….

Hem yeni dünyaya gelmiş bir arı yavrusu; yaşı bir gün iken, havada bir günlük mesafeye gider, havada izini kaybetmeyerek, o sevk-i kaderî ile ve o saika ilhamıyla döner, yuvasına girer.

Hatta herkesin başında çok defa tekerrür ediyor ki, birisinden bahsediyorken, ani kapı açılarak tahminin fevkinde aynı adam gelir.

Hatta Kürtce durub-u emsaldendir: نَاڤِ گُرْبِينَه پَالاَنْدَارْ لِى وَرِينَه Yani: "Kurdun bahsini ettiğin zaman topuzu hazırla, vur; çünkü kurt geliyor."

Demek bir hiss-i kabl-el vuku' ile, latife-i Rabbaniye icmalen o adamın gelmesini hisseder. Fakat aklın şuuru ihata etmediği için; kasten değil, ihtiyarsız olarak bahsetmeye sevkeder. Ehl-i feraset bazan keramet gibi geldiğini beyan eder.

Hatta bir zaman bende şu nevi hassasiyet fazla idi. Bu hali bir düstur içine almak istedim, fakat yakıştıramadım ve yapamadım. Fakat ehl-i salahatta ve bahusus ehl-i velayette bu hiss-i kabl-el vuku' fazla inkişaf eder, kerametkarane âsârını gösterir.” (Mektubat, 348- 349)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun