Yahudiler ölümü temenni etmez mi?

Tarih: 10.12.2020 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Elleriyle işledikleri yüzünden hiçbir zaman onu dilemezler. Allah, zalimleri hakkıyla bilir.” (Bakara 95)
1. Sorum: Ayette Yahudiler ölümü temenni etmez deniyor, ama Yahudi bir iş adamı intihar ederek ölümü temenni etti kötü bir günah işleyerek öldü nasıl anlaşılır bu ayet? Bir de bir Yahudi ben ölümü temenni ediyorum dese Kur'an yalancı mı çıkıyor?
2. sorum: “Sizinle topluca savaşmazlar, ancak tahkim edilmiş köylerde yahut duvarların arkalarından savaşırlar.” (Haşr 14) Buradaki sorum, Hz. Ali ve Haris karşı karşıya savaş etti Haris korkmadan Hz Ali'yi küçümsedi. Ayet ise karşı karşıya savaş etmez diyor, nasıl anlamalıyız bu olayı?
3. Sorum: “(Resûlüm), sen onları hayata karşı insanların en hırslısı bulacaksın. Şirk koşanlardan da fazla." (Bakara 96 ) Bu ayette Yahudiler en hırslısı deniyor ama bazı ateistler ve kafirler var ki bunlardan daha hırslı, bu durumda ayet nasıl anlaşılır?
4. Sorum: Yahudilerin, insanların sosyal hayatında çeşitli hile ve dolaplar çevirdikleri ifade ediliyor. Sorum: Hepsi mi bu özellikte, iyi olan yok mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

İlgili ayetlerin mealleri şöyledir:

“Onlara, 'Şayet Allah katında ahiret yurdu, diğer insanlara değil de yalnız size ait ise ve bu iddianızda doğruysanız haydi ölümü isteyin bakalım!' de. Kendi elleriyle yapıp ettikleri işler sebebiyle hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.” (Bakara, 2/94-95)

Bu ayette Yahudilerin, ahiret yurdunun yalnızca kendilerine ait olacağı, sadece kendilerinin cennete girecekleri yolundaki iddialarına cevap verilmekte, eğer bu iddialarında samimi iseler, asıl yurtlarından bile uzaklaşmış olarak çeşitli zahmet, elem ve kederler içinde yaşadıkları şu dünyadan ayrılarak, eksiksiz bir mutluluk yeri olan cennete kavuşabilmek için bir an önce ölmeyi istemeleri gerektiği ifade edilmektedir.

Onlar böyle bir temennide bulunamazlar, çünkü kendi iddialarından kendileri de emin değillerdir. Bunun sebebi de bizzat kendilerinin işledikleri cürüm ve cinayetlerdir.

Her ne kadar sözde kendilerine indirilen kitaba inandıklarını, doğru yolda olduklarını ve bütün insanlar içinde ahiret mutluluğuna sadece kendilerinin layık olduğunu iddia ediyorlarsa da işledikleri kötülükler yüzünden vicdanları bu iddialarını doğrulamamaktadır. Bunun için asla ölümü temenni edemezler.

Sorunuzda yer alan bireysel intihar gibi durumların, ayette yer alan hususla ilgisi bulunmamaktadır.

Cevap 2:

Haşr suresi 14. ayetin “Onların topu birden sizinle, ancak müstahkem yerlerde ve siperler ardında olduklarında savaşırlar.” diye çevrilen kısmını, ilgili yorumlar ışığında şu iki şekilde açıklamak mümkündür:

a) “Onlar toplu haldeyken bile sizinle, müstahkem yerlerde ve siperler ardında olmaksızın savaşa girmezler.”

b) “Onlar ittifak edip sizinle birlikte savaşmazlar, her bir grup kendi kalesinde, güvenli bölgesinde savaşabilir.”

Burada geçen ve “topu birden” diye tercüme edilen cemîan kelimesi ve cümle içindeki rolü hakkında yapılan farklı yorumlardan çıkan ortak sonuç şudur:

Müslümanlar münafıkların ve ahitlerini bozan Yahudilerin blöflerine aldırış etmemelidir; zira onlar bütün şartlarda savaşı göze alacak cesaret ve özveri duygusuna ve müşterek bir gaye uğruna canlarını feda edebilecek imana ve ruha sahip değildirler; böyle bir birlik ruhu içinde değil, sadece kendilerini sağlama alabildikleri durumlarda veya bulundukları mevzide kendilerini korumak üzere savaşırlar (Razi, İbn Aşur ilgili ayetin tefsiri)

Bu ayet, onların genel psikolojik hallerinden bahsetmektedir.

Cevap 3:

Yahudiler, ahiret yurdunda sadece kendilerinin mutlu olacaklarını ileri sürmelerine rağmen hakikatte insanlar içinde, ahireti düşünmeden dünya hırsına en fazla kapılanların da onlar olduğu ifade edilmektedir. Bu durum tecrübeyle de sabittir.

Onun için ayette, “Onlar, insanların yaşamaya en düşkün olanlarıdır.” denilmeyip, “Onları, insanların yaşamaya en düşkünü olarak bulursun.” buyurulmuştur.

İşte iddialarındaki bu samimiyetsizlik nedeniyle 95. ayette yüce Allah onları “zalimler” diye nitelemiştir.

Yahudilerin dünya hırsına bu derece kapılmalarının temelinde, iddia ettiklerinin aksine, ahirete imanlarının zayıflığı bulunmaktadır.

Esasen Yahudiliğin Hz. Musa’ya nispet edilen ve tahrif edilen Tevrat’ı oluşturan beş kitabında ahiret fikri son derece zayıf ve müphemdir. Nitekim Yahudiliğin buyruklarının Tevrat’ta yer alan bütün yaptırımları dünyevidir; teşvik ve sakındırmalar dünya hayatıyla ilgilidir. İyilik yapanlar için sıhhat, afiyet, bolluk, evlat çokluğu, düşmanlara karşı galibiyet ve hakimiyet; isyan edenler için hastalık, kıtlık, mağlubiyet, esaret Tevrat’ta sık sık tekrarlanan yaptırımlardır. (bk. Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 123-131)

Ahiret inancına sahip olduğu iddiasında bulunmasına rağmen, dünyaya en fazla bağlılık gösterenlerin Yahudiler olduğu şeklinde anlaşılması mümkündür.

Cevap 4:

Genel tutumlarından farklı özellik sergileyenler de olabilir. Zira Yüce Allah hepsinin aynı olmadığını ifade etmiştir:

“Hepsi bir değildir: Ehl-i kitap'tan geceleri secdeye kapanarak Allah'ın ayetlerini okuyup duran bir topluluk vardır.

Bunlar Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten menederler ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar iyi kimselerdendir.

Ne hayır yaparlarsa bilsinler ki karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah kötülükten sakınanları bilir.” (Al-i İmran, 3/113-115)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun