Kur'ana karşı görevlerimiz nelerdir?

Değerli kardeşimiz,

Kur'an Hz. Peygamberin (asm) şöyle bir serzenişine yer verir:

 يَا رَبِّ اِنَّ قَوْمِى اتَّخَذُوا هٰذَا الْقُرْاٰنَ مَهْجُورًا

“Ya Rabbi! Kavmim bu Kur’an’ı mehcur bıraktılar (terkettiler).”  (Furkan, 25/30)

Bu serzeniş, mahşer günü olacaktır veya dünyada iken söylemiş olması da mümkündür.

Kur’an’ı mehcur (terkedilmiş) bırakmamak için, her bir Müslümanın Kur’an’a karşı bir kısım görevleri vardır. Bunları başlıca şu şekilde ifade edebiliriz:

1. Onu düzgün bir şekilde okumak.

Kur'an alfabesinde Türkçede olmayan sesler de olduğundan, onu düzgün bir şekilde okumak, iyi bilen birinden ders almak şeklinde olur. Günümüzde kıymetli hafızların hatim setlerine ulaşmak hayli kolaydır. Bunu değerlendirerek her gün bir cüz Kur'anı onlardan takip eden biri, üç beş ayda iyi bir kıraat seviyesine ulaşır.

2. Manasını anlamaya çalışmak.

Sadece hatim takibiyle Kur'an anlaşılmaz. Onu anlamak için çeşitli meâl ve tefsirlerden yararlanmak, onu anlatan zatların sohbetlerine katılmak gerekir.

3. Kur'anı hayatımızda uygulamak.

Kur'an, bir teori kitabı değil, bir uygulama kitabıdır. Zaten bilgiden asıl maksat, onu uygulamak olmalıdır.

4. Başkalarının da bu ilahî kelamdan istifade etmelerine yardımcı olmak.

“Komşusu aç iken tok yatmak”, hakiki bir mü’mine yakışmayan bir durumdur. Etrafımızdaki insanlar “manen aç” ve Kur'an da “semavi bir sofra” olarak herkesi doyurabilecek esaslarla dopdolu iken, onların doyması için ciddi bir gayret içinde olmak gerekir. Peygamber Efendimiz (asm) Hz. Ali’ye şöyle der:

“Vallahi, bir kişinin seninle hidayete ermesi, senin için sahralar dolusu kırmızı develere sahip olmaktan daha hayırlıdır.” (Müslim, Fadâil’is-Sahabe, 34)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet