Bu dünyada istediğim haram bir şey cennette verilir mi?
- Bu dünyada olmasını istediğim bir şey var, ama haram bir şey.. Sabredip burada yapmasam, Allahım cennetine kabul ederse inşallah, orada bu şeyi istesem Allahım verir mi?
Değerli kardeşimiz,
Biz insanlar için imtihan yeri olarak açılan dünya misafirhanesinde ve sergisinde, bize sunulan ve gösterilen bütün maddi ve manevi lezzetler ve nimetler numune kabilindendir; burada numunesi gösterilir, ta ki ahirette onların belki bin misli güzelleriyle ebedi kavuşmak için, başta iman ve beş vakit namaz, bizden istenen kulluk vazifelerinin hepsini harfiyen yerine getirelim.
Ayet-i kerimede mealen buyurulur:
“Orada, cennette ebediyen kalıcı kimseler olarak kendileri için ne dilerlerse vardır. Bu, Rabbinin üzerinde, yerine getirilmesi istenen bir vaaddir.” (Furkan, 25/16)
Unutmamak gerekir ki yaşadığımız dünya, zıtlar dünyasıdır, yani iyilerle kötüler iç içedir.
Mesela, bir taraftan merhamet, sevgi, şefkat, cömertlik, çalışkanlık, fedakarlık gibi huylarımız varken diğer taraftan, zalimlik, cimrilik, tembellik, bencillik gibi birçok huyumuz da vardır. Kimisi kimisine baskındır, kişiden kişiye değişir, ama hiçbiri mutlak hakim veya mutlak mahkum değildir.
Yani ne kadar cömert olursak olalım, muhakkak bir parça cimriliğimiz vardır. Ne kadar fedakar olursak olalım, sonunda bencilliğimiz bir nebze de olsa mevcuttur. Ne kadar affedici olsak da kindarlık hissimizi sıfıra indiremeyiz. Âdetullah gereği bunun bu dünyada bu şekilde olması da gerekmektedir.
İşte imtihan sırrı gereğince bize düşen, manevi yaratılış yapımızı sırat-ı müstakimde tutmak ve Allah’ın, Resulu Muhammed (asm) vasıtasıyla, bize öğrettiği İslam'la kendimizi terbiye ederek, ifrat ve tefritten de kaçınarak istidat ve kabiliyetlerimizi tam olarak yerinde kullanmaktır.
İlk insan ve ilk peygamber olan Âdem (as) ve Havva annemize ilk ilahi emir mealen şöyle gelmiş:
“Hem demiştik: 'Ey Âdem! Sen zevcen ile cennete yerleş; dilediğiniz yerde ondan bol bol yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, sonra zalimlerden olursunuz!'” (Bakara, 2/35)
“Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana babanızı kandırarak avret yerlerini kendilerine göstermek için onlardan elbiselerini soyarak cennetten çıkarttığı, bu neticeyi verecek hataya sevk ettiği gibi, sakın sizi de aldatmasın! Çünkü o ve kabilesi sizi, kendilerini göremeyeceğiniz cihetten görürler. Şüphesiz ki biz, şeytanları iman etmeyenlere dostlar kıldık.” (Araf, 7/27)
Ve sonunda insanın açık düşmanı olan şeytan onların aklını çeldi ve onlara Allah’ın yasakladığı şeyi yapmayı hoş gösterdi ve bu günahı da işlediler! Şeytanın işi de bu zaten.
Aynen bugün olduğu gibi! Hiçbir fark yok!
Allah Kur'an’da mealen diyor ki: “Zina, faiz, içki gibi haram kıldığım şeylere yaklaşmayın dahi!”
Oysa etrafımıza baksak âdeta akıl tutulması; sorsanız hem çevremizdekilerin kahir ekseriyeti Müslüman hem de Allah’ın emirlerini hiçe sayıyorlar! Haram ve helallere dikkat eden etmeyenden az, bu nasıl olur? Üstelik Allah bırakın haram işlemeyi, “harama yaklaşmayın dahi!” diyor.
Evet, büyük bir cehalet ve gaflet ama, ahir zaman insanı arkada işini dört dörtlük yapan şeytanı unuttuğu ve ondan gafil olduğu için bunu hiç tefekkür etmiyor, nefsini pohpohlayan şeytanın emirlerine bilmeden tıpış tıpış tabi oluyor ve tıpış tıpış ateşe doğru yürüyor.
“Müslümanım” diyen, harama helale dikkat edecek. Bunlar Allah’ın kıyamete kadar koyduğu olmazsa olmaz emirleri; emirlerde dün, bugün, yarın, herhangi bir vade yok! Biraz tefekkür lütfen!
Ahiret ve bahusus cennette dünyadaki gibi zıtlar çarpışmayacak, içimizden kin, cimrilik, kıskançlık, gaddarlık, vb... hisler bir hikmetle alınacak. Sadece güzel hisler olacak ve taleplerimiz de haliyle bu doğrultuda olacak.
Beyan ettiğiniz ve “Bu dünyada istediğimiz, ama haram olan şeye orada sahip olacak mıyız?” sualinin cevabına gelince:
Bu dünyada haram olup istediğimiz şey, içimizdeki kötü hasletlerden -kin, nefret, cimrilik, kıskançlık gibi- ise, zaten cennette bu hislerimiz olmayacağı için, bunlara dönük bir beklentimiz ve talebimiz olmayacak.
Onların dışındaki isteyebileceğimiz bir şey için mealen Kur'an’a kulak verelim:
"Cennet ise takva sahiplerine yaklaştırılmıştır, uzak değildir! Onlara şöyle denir: 'İşte, vaad edilmekte olduğunuz cennet budur! Allah’a çokça yönelen tövbe eden, O’nun emir ve yasaklarını gözeten, görmediği halde Rahman’dan korkan ve Allah’a yönelmiş bir kalb ile gelen herkes içindir!' Oraya selâmetle girin! Bu, ebedilik günüdür!”
"Orada kendileri için ne isterlerse vardır; katımızda daha fazlası da vardır!.." (Kaf, 50/31-35)
Altı çizili kısmın ne olacağı konusunu, yukarıdaki izahat çerçevesiyle herkesin hayal gücüne bırakmak doğru olur kanaatindeyiz.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- CİMRİLİK
- Cennette, atlar ve kılıçlar da mı olacak?
- Dünyada bedensel engelli olanlar ahirette de engelli mi olacaklar?
- Zalim, karanlıklar içinde mi kalacak?
- CİMRİLİK
- Var olmanın önemi nedir?
- İnsanlar, yaptıklarını kötülük olsun diye mi yapmıyor?
- Cimrilik hakkında bilgi verir misiniz?
- Ailemin cennette beraber olması için ne yapmalıyım?
- Dünyada yaşadığım bütün anılarımı, izleyebilir miyim cennette?