Nübüvvet Ağacının Meyveleri
Risalet Merkezli “Nübüvvet-Muhiti”nin, sahabeleri yetiştirdiği göz önüne alındığında yine onlara fazilette yetişmek mümkün değildir. Bazı eğitimcilere göre de insanı yetiştiren çevresidir. (Bk. Cevâhirul-Buhârî, s. 30, 31, 190; Riyâzus-Sâlihîn s. 141, 173, 279, 282; Sunenu İbn-i Mâce I, 74.) Çevre, sosyal ve fiziki çevre olarak başlıca ikiye ayrılır. Sosyal çevre, aile, okul ve içinde yaşadığımız cemiyetin meydana getirdiği çevredir. Fiziki çevre yaşadığımız iklimin atmosferin meydana getirdiği çevredir. İnsanlara patentini vurur.
Eğer çayın Karadeniz ikliminde, hurmanın sıcak belli şartları taşıyan Arabistan bir çevrede, muzun bir başka özellik isteyen iklimde yetiştiği göz önüne alınırsa, çevrenin, iklimin yetiştirdiklerine etkisi iyice anlaşılır. Her meyve ve sebze, içinde yetişebileceği iklimi, atmosferi ve fiziki şartları arar, bunları bulduğu takdirde yetişir, büyür, meyve verir. Bir meyvenin yetişmesinde, toprağın yapısı, rüzgarlar, yağmurlar, sıcaklık şartları önemlidir. Bazen sıcaklığın bir derece veya birkaç derece aşağı düşmesi ve yukarı çıkması gibi bir durum, orada yetişen bitkiler açısından herşeyi alt üst edebilir.
İnsanlar da belli çevrelerde belli özekliklerde yetişirler. Sosyal çevre bir iklim, atmosfer şartları gibi onları iyi veya kötü etkiler. Nübüvvet çevresi; Risalet Güneşinin asr-ı saadet baharında iş görmesi, vahiy yağmurlarının, dinç Asr-ı Saadet toprağına düşmesi, ayrı tatlarda pek mükemmel sahabe meyveleri, farklı, karakterli, tatlı meyveli harika insanları yetiştirmiştir.
Benzer insanların, o düzeyde kimselerin yetişebilmesi için, aynı sosyal çevrenin teşekkül etmesi şarttır. aksi takdirde o insanların bereketli, feyizli, benzersiz sahabelerin yetişmesi mümkün olmayacaktır. Zamanla Risalet Güneşinden uzaklaşılmış, güneş aynı olmasına rağmen, araya giren vasıtalar ve uzun bir zamandan dolayı Asr-ı Saadet baharındaki etkisinden bizden çok şey kaybetmiştir. Ülfet, ibadet toprağından alınan gıdalarda, marifet feyzinde bizi olumsuz etkilemektedir. Rüzgârlara benzeyen heyecanlarımız da, o devir insanlarının patentinden uzaktır. Heyecanlarımız çoğu zaman Kuran kaynaklı ve rızaya, ubudiyete yönelik değildir. Bizi motive eden dinamiklerimiz, rüzgârlarımız da gayr-ı dini ve farklı farklı tarzdadır. Motive edici olarak din sahabelerde olduğu gibi ilk sırada değildir. Onun yerine toplumu farklı dinamikler yönlendirmektedir.
BENZER SORULAR
- En Güzel Baharın Güzelleştirdiği Ashab
- Hipnoz yöntemiyle yapılan ibadetler geçerli midir?
- Çevre şartları varlıkların genetik yapısını değiştirir mi? İnsanların yüz şekilleri, göz çekikliği, ten rengi yaşadığı çevreye göre mi oluyor?
- Kuran’da ve dinimizde herkes neden farklı bir şey söylüyor?
- Türkiye'de Diyanet Takvimi ikindi namazını hangi vakte göre belirlemiştir?
- Bizler, hiçbir zaman sahabelerin seviyesine ulaşamaz mıyız?
- Sahabelerin derecesine ulaşılır mı? İşlemiş olduğum günahlara tövbe etsem ve Allah yolunda gitsem, sahabeler gibi takvaca üstün olma durumu olabilir mi?
- İmam Buhari'nin Hz. Muaviye'den hadis rivayet etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Biz Buhari'nin, "Atın kafasına torba geçirip de kandırarak bir yere götümek isteyen birisinden hadis almadı." diye prensiplerini duyduk, okuduk...
- Hiçbir velinin sahabelerin derecesine çıkamadığı yer yer tartışma konusu oluyor. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
- Hiçbir velinin sahabelerin derecesine çıkamadığı yer yer tartışma konusu oluyor. Bu konuya açıklık getirir misiniz?